Batı dünyaya empoze ettiği değerleri konusunda daima ikiyüzlü bir politika izlemiştir. Dünyaya demokrasi ihraç eden, tavsiye eden ve bunun en iyi yönetim biçimi olduğunu iddia eden batı, kendi çıkarları tehlikeye düştüğünde demokrasinin ortadan kaldırılmasında bir beis görmemekte ve darbecileri desteklemekten çekinmemektedir. çünkü önemli olan çıkarlarıdır. Çıkarları söz konusu olduğunda 'demokrasi' putlarını yemekten geri durmamaktadır.

Mısır'da Batı taraftarı bir avuç insanın gösterisini büyütüp halkın iradesi diye yutturan ve bu bahaneyle darbeyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanını görevden alan darbecileri destekleyen batılılar, milyonlarca insanın günlerdir meydanlarda kendi iradelerine sahip çıkmalarını ise görmemezlikten gelmekte ve bunun aslında halkın iradesi olmadığını söylemekten de utanmamaktadırlar.

Buna örnek olarak eski İngiltere başbakanı Tony Blair'in söyledikleri bu konuda ibretlik sözlerdir.

Söz konusu haber...

Eski İngiltere Başbakanı ve şimdiki Ortadoğu Dörtlüsü Temsilcisi Tony Blair, Batı'nın Mısır'da darbe sonucu iktidara gelen hükümetle diyaloga girmesini istedi. Batı'nın çıkarları gereği Mısır'ı kendi kaderine terk edemeyeceğini ve Mısır'da devlet düzeninin çökmesine müsaade edemeyeceğini savunan Tony Blair, Batı'nın yeni hükümetin işleri rayına koymasına yardımcı olarak seçimlere giden yolun da açılmasını sağlayabileceğini kaydetti.

1997 ile 2007 yılları arasında İngiltere başbakanlığını yapan, 2007 yılında da Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve RusyaWdan oluşan Ortadoğu DörtlüsüWnün özel temsilcisi olan Tony Blair, Alman Die Welt gazetesinde yayınlanan yazısında Mısır'daki darbeyi savunan görüşler ortaya koydu.. “Mısır'da ordu müdahale ederken önünde iki seçenek vardı: Ya müdahale, ya da kaos." diyen Tony Blair şöyle devam etti: “Eğer 17 milyon insan sokağa dökülüyorsa bu seçimin aynısı değildir. Ancak vatandaşların gücünün etkileyici bir şekilde sergilenmesinin bir ifadesidir. Mursi, Müslüman Kardeşler'in muhalefet hareketinden iktidar partisine dönüşümünü başaramadı."

Tony Blair, birçok Mısırlının Müslüman Kardeşler iktidarının günlük hayatı kendi inançlarına göre şekillendirmeye çalıştığına inandığını ve bundan rahatsızlık duyduğunu da savundu.

Aynı zamanda kendisinin demokrasinin güçlü bir taraftarı olduğunu da iddia eden Blair, “Ancak demokratik bir hükümet etkili bir yönetim garantisi anlamına gelmiyor! Bugün önümüzde bulunan mesele işe etkinlik meselesi. Eğer bu yoksa vatandaş sokağa dökülüyor, seçimleri beklemiyor. Hatta - Türkiye ve Brezilya örneklerinin de gösterdiği gibi – ülkeleri objektif kriterlere göre ilerleme sağlasa bile vatandaşlar sokağa dökülebiliyor." ifadelerini kullandı.

Tony Blair, Ortadoğu'da statüko alternatif olmadığı için Batı'nın bölgeye sırtını dönmesinin bugün için bir alternatif olmadığını belirterek Batı'nın Mısır'da yeni yönetimle açık bir diyaloga girmesini, ekonominin kötüye gitmesi gibi sorunların çözümünde yardımcı olması ve istikrarın sağlanmasını; bu şekilde seçimlere giden yolun açılmasına yardımcı olmasını istedi. Blair, Batı'nın hareket etmemesinin daha farklı sonuçlara yol açabileceği uyarısında da bulundu.