BTSO Başkanı Davut Tezcan Bitlis ekonomisini değerlendirdi

BTSO Başkanı Davut Tezcan Bitlis ekonomisini değerlendirdi

Bitlis Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı Davut Tezcan, son yıllarda Bitlis ekonomisinde yaşanan çalkantıları ve yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

BTSO Başkanı Davut Tezcan, ekonomik kalkınma, teşvik paketleri, istihdam, Organize Sanayi Bölgesi gibi birçok konuda yaptığı değerlendirmelerde Bitlis’in son yıllarda yaşadığı ekonomik kayıplarda hükümetlerin ve siyasetçilerin büyük rol oynadığını iddia etti.

Bitlis’in tarihi bir kent konumunda olduğunu, ancak bu konumundan dolayı ekonomik girdi sağlayamadığını söyleyen Tezcan, “Bitlis bölgenin en tarihi kentlerinden biridir. Ancak ekonomik olarak en son sıralarda yer alıyor.” dedi.

Bitlis’in geleneksel tarım faaliyetiyle ön planda olduğunu ifade eden Tezcan, “Tarımsal faaliyetler içerisinde Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte Tekel sigara fabrikası ve yaprak tütün işletmeciliği açılmış, ayrıca Et Balık Kurumu ve yem sanayisi gibi üretim yapan işletmeler mevcuttu. Burada bundan başka da devletin yatırımı yoktu. Özellikle sigara fabrikasında yüzlerce insanımız istihdam ediliyordu. Bölgede şiddet olayları olmadan önce yaklaşık 18 bin aile tütün üreticiliği yapıyordu. Tütün üreticiliği tarımda en zor olan ve getirisi az olan bir iştir.” şeklinde konuştu.

Köylülerin tütünü devlete satarak toplu bir para aldığını belirten Tezcan, “Parası devlette kaybolmuyordu. Bu toplu paralar hem piyasada sıcak paraya dönüşüyordu hem de köyde olan insanlar hepsi çalışıyordu. Bitlis’te yaşayan esnaflar da bu vesileyle ayakta durabiliyordu. Bununla beraber Et Balık Kurumu bölgemiz özelinde Bitlis’te hayvancılığın gelişmesini sağlıyordu. Devlet köylüden hayvan alıyordu. Köylü de parası ve hayvanının elinde kalma kaygısı olmadığı için hayvan besiciliğini yapıyordu.” ifadelerini kullandı.

“Özelleştirmelerde amaç kar değil, arsa rantı oldu”

Tezcan, geçmiş dönemlerde uygulanan özelleştirme paketlerinde Bitlis’in de ciddi şekilde yara aldığını ifade ederek, “Cumhuriyet döneminde bölgenin ekonomik olarak gelişmesini sağlamak üzere kurulan bütün işletmeler özeleştirildi. Fakat yapılan özelleştirme amaçları dışında kullanıldı. Özelleştirmeden işletmeleri alanlar, gelip var olan işletmeleri çalıştırmadılar. Sadece arazilerini kaptılar. Son zamanlarda şiddetten dolayı boşalan köylerimiz de ekonominin dengelerini bozdu. Devletin birimlerinde çalışan 5-6 bin insan işini kaybetti. Arıcılık enstitüsünden, tekel sigara fabrikası, yaprak tütün işletmesi, Telekom, Vedaş gibi şubelerde çalışan insanlar işlerini kaybetti. MTA şubesini lağvetti. Oysaki bu bölgede en fazla maden dağlarının olduğu yer Bitlis’tir. Genel anlamda eskiye nazaran ekonomide Bitlis çok şeyi kaybetti.” diye konuştu.

“TOKİ, fiyatı belli olmayan konutları satıyor”

Bitlis’te yaşanan ekonomik kayıpların inşaat sektörünü de etkilediğine değinen Tezcan, “Tüm sektörlerde kaybeden insanlarımız inşaat sektörüne yöneldi. Şimdi inşaat sektörü de yerle bir oldu. TOKİ geldi bir defada 500-600 konut yaptı. İşçisini dışarıdan getiriyor. Malzemesini dışarıdan getiriyor. Çivisini dışarıdan alıyor. Nakliyesini dışarıdan getiriyor. Bitlis’e ve Bitlis halkına hiçbir getirisi olmuyor. Bitlisli işçi çalışmıyor. Esnafı kazanmıyor. Ama bu TOKİ’leri fiyatı belli olmayan vadelerle Bitlislilere satıyor. Hem de yüksek bir fiyatla. Bitlis piyasasına girecek olan sıcak paralar doğrudan TOKİ’lere gidiyor. Herkes bankalara borçlu. Bugün nüfusa baktığınız zaman ihtiyaç fazlası TOKİ’ler yapılmış ve insanlar borçlandırılmış. Dolayısıyla Türkiye’de ekonomik krizler yaşandığı zamanlarda dahi Bitlis’te bu hissedilmezken, bugün Türkiye’de kriz olmazsa bile Bitlis’te günün 24 saati ekonomik kriz yaşanıyor.” dedi.

“Teşvik paketlerinin Bitlis’e getirisi yok”

Hükümetlerin son yıllarda bölgedeki çatışmasızlık ortamının ekonomik kalkınmaya etki edeceğini düşündüklerini, bu anlamda çıkardıkları çeşitli teşvik paketlerinin de yeterli gelmediğini savunan Tezcan şunları söyledi: “Bitlis’in 6. Teşvik bölgesinde olması buraya hiçbir katkı sağlamadı. Bu sadece Bitlis’e değil bölgeye de ciddi anlamda bir katkısı olmamıştır. Bölgeye katkısının olmamasının sebebi, bölgede yaşanan şiddet olayları, hala bu şiddet olaylarının nereye varacağı, ne olacağının muamma olması ve çözüm süreci yoktur demelerinden kaynaklanıyor.”

“Bu belirsizlikler ve tutarsız açıklamalar bölgedeki küçük yatırımcıları bile ürkütüyor ve tedirgin ediyor. Dolayısıyla iller ve ilçeler bazında yeniden bir teşvik sistemi oluşturulması lazım. Gelişmemiş iller bazında Bitlis’e teşvik yapılması lazım. 13 yılda Bitlis’i ve ilçelerini yeniden inşa edecek miktarda gelen 6,5 milyar dolar paranın nereye gittiğinin araştırılması lazım. Bu insanların göç vermemesi ve yaşanılabilir bir Bitlis oluşturulması için çaba sarf edilmelidir.”

“OSB’yi hiçbir siyasetçinin eline bırakmayacağız”

Bitlis’in ekonomik kalkınmasında lokomotif rolü oynayacak tek sektörün Organize Sanayi Bölgesi olduğunu sözlerine ekleyen Tezcan, bütün engellemelere rağmen oluşturdukları Organize Sanayi Bölgesinin arsalarının işadamlarına dağıtımına başlayacaklarını da söyledi.

Tezcan, yaşanan süreçle ilgili, “Uzun yıllardır Organize Sanayi Bölgesinin kurulması için mücadele verdik. Arsalar aldık. Organize Sanayi Bölgemiz birkaç yıldır faaliyette olması gerekirdi. Buna göre kamulaşma yapmıştık. Kamulaştırdığımız arsalar devletin değildi. Halkın arsalarıydı. Parasını vererek kamulaştırdık. Tespit komisyonlarının tarafından organize sanayi bölgemizin yerleri tespit edildi.”

“Tespit edilen yerde kurulur mu? Kurulmaz mı? Hesaplamaları 2 yılımızı aldı. Çünkü engeller çıkarılıyordu. Enerji ve alt yapı ihalelerimizi yaptık. Projelerimizi hazırladık. Organize sanayinin yapılmasına karar verdiğimizde oralarda arsalar değer kazandı. Amacımız orada arsa satmak değil. Yeter ki yatırımcı gelip orada iş yaparak işsiz insanlarımızı istihdam etsin gayesini taşıdık.”

Dönemin valisinin ‘organize sanayisini kurdurtmam’ diyerek siyasi engeller çıkardığını iddia eden Tezcan, “Gerekçe, kurulacak organize sanayi bölgesi şehir merkezinin ortasındaymış. Oysa şehir merkezinden 15 kilometre uzakta. Amaçları bizim kamulaştırdığımız arsaları ele geçirmek ve birilerine peşkeş çekmekti. Bunun için mücadele ettiler. Burada siyasilerin yönlendirdiği bürokratlar yüzünden 3-4 yıl organize sanayi bölgesini geç başlattık.” dedi.

Olumsuzlukları dönemin başbakana ilettiklerini söyleyen Tezcan, “Hükümet değer kazanan Rahva bölgesinin arsalarını ele geçirmek isteyen rant çetesinden haberdar oldu. Hiçbir yasal sıkıntısı olmayan Organize Sanayi Bölgemizin oluşmasına yıllarca engel olundu. Şimdi tüm çalışmalarımız bitmek üzere. Bizler oraya gerçek anlamda yatırım yapacak, işçi istihdamını sağlayacak, kuracağı fabrikalarla Bitlis ekonomisine katkı sunacak insanlara vereceğiz. Bu işlere altını çizerek söylüyorum hiçbir siyasetçiyi bulaştırmayacağız.” ifadelerini kullandı.    (Şükrü Tontaş-İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.