Sözlerime başlamadan önce geçen çarşamba günü şehadet mertebesine yükselen Yeni İhya Der Başkanı Aytaç Baran kardeşimize Allahtan rahmet, kederli ailesine, arkadaşlarına ve tüm sevenlerine sabrı cemil diliyorum. Rabbim şehadetini mübarek etsin, Müslümanlar için yeni bir güce ve enerjiye dönüştürsün.

Müslüman Kürt halkının başına musallat olan HDP illeti, son olaylarda cibilliyetini ve gerçek yüzünü bir kez daha göstermiş oldu. Onların meydanlarda barış barış diye attığı naralarının yalan olduğunu, tüm sözlerinin tersiyle karşılık bulacağını biliyorduk. Bu ağacın zakkumdan başka bir meyve vermeyeceğini, zehirli bir ağaç olduğunu biliyorduk. Çünkü onların ruh halinde, cibilliyetinde bu vardır. Söyledikleri her şey tersiyle karşılık bulur. Ne zaman barış demişler, sükûnet demişlerse hep bir yerlere saldırmışlar, birilerinin canını yakmışlardır. Onların barış dediği şey, sadece kendi hedeflerine kavuşmak, arzularını gerçekleştirmektir.

Aslında HDP gibi zalim bir güruhtan bunun dışında başka bir şey beklenmez ve buna şaşmamak lazım. Şaşılacak ve garipsenecek bir şey varsa verdiği oylarla onları destekleyen ve alkışlayan sözde Müslümanlardır, Müslüman çevrelerdir. Bu Müslümanlar bilmeliler ki Aytaç Baran hoca gibi masumların kanında HDP'nin ne kadar eli/payı varsa onların da o kadar vardır. Bundan sonra da bu topraklarda işlenen tüm cinayetlerde, katliamlarda ve kirletilen namuslarda kaçırılan masum çocukların günahında onlarla ortaktırlar.

Bunların bu halktan istedikleri şey tüm kutsal değerlerinden vazgeçip zillet içinde kendilerine boyun eğmek, kölelik etmektir. Bu topraklarda kendileri dışında kimseye hayat hakkı tanımamak, fırsat vermemektir. Halka düşen ise, sadece kölelik yapmak, seçimlerde bile zalimlerden bir zalim seçmektir. Bir zamanlar bu despotluğu yapan Kemalizm'i eleştirirlerdi, şimdi ise kendileri yapıyorlar. Peki, halk için değişen ne vardır? İkisi de zalim, ikisi de laik ve ikisi de despot!

Şeyh Sadi Şirazi'nin dediği gibi: “kurt sürüye saldırmış ve kaçırdığı bir koyunu parçalamak üzereyken çoban yetişmiş ve koyunu kurdun ağzından kurtarmış. Koyun sevinmiş ve kurtarıcı gördüğü çobana son derece müteşekkir olmuş; ancak akşam olunca çoban koyunu yere yatırmış ve bıçağı boğazına dayamış. Koyunun kendisine gözlerini diktiğini gören çoban, “ne istiyorsun? Bir vasiyetin mi var?” deyince koyun şu cevabı vermiş: “kurdun ağzından kurtulduğumu sanmıştım! Meğerki kurdum senmişsin.”

Bir asra yakındır Müslüman Kürt Halkı, Kemalizm'in elinden gördüğü zulmü, çektiği cevr-u cefayı şimdi onun Kürt versiyonu Marksist HDP/PKK'dan çekiyor. Bu her iki zalim tarafından bu halka hep zulüm, yokluk ve yoksulluk reva görüldü. Ona mahkûmiyet ve mahrumiyet yaşatıldı. Hep ezildi, ezdirildi, sindirildi, aşağılandı ve aşağılanmaya devam ediliyor.

Bunun iki sebebi vardır; 1- dinine ve mukaddesatına bağlı olması.2- dürüst ve namuslu olması. İşte bu her iki zalim de bu iki sebepten dolayı bu halka zulmettiler ve kutsal değerlerinden, namustan ve iffetten soyutlamaya çalıştılar.

Kemalizm'in gerçekleştirdiği en büyük inkılaplardan biri harf değişimi, biri de kadın erkek eşitliğidir. Birincisiyle bütün dini kurumları, değerleri stop ettirdi. Bir gecede hafızaları sildi, âlimi cahil yerine koydu ve tüm kutsal değerleri tepeledi yerle bir etti. İkincisiyle de eşitlik adına özgürlük adına kadını baştan çıkardı, her türlü iffetsizliği, ahlaksızlığı bir hak olarak dayattı veya tanıttı. İçkiyi, kumarı mübah gördü, sektör haline getirdi.

Şimdi HDP/KK da aynı yolun izleyicisi, aynı misyonun temsilcisi! Zaten geçen seçim mitinglerinde Mustafa Kemal ile Öcalan'ın posterleri beraber ve yan yana taşındı. Bununla “artık biz bizeyiz yoktur bizim birbirimizden farkımız” mesajı verildi. Aradaki fark sadece biri Türklük biri de Kürtlük adını taşır. İsim olmazsa, birini diğerinin yerine koysan aynen uyar.

PKK'nin yaptığı din düşmanlığı/hazımsızlığı, Kemalizm'i gölgede bırakmıştır. Kemalizm'in doksan yılda yapamadığını PKK birkaç yılda gerçekleştirdi. PKK'nin Kürt kadınına dayattığı kotlu tişörtlü, açık saçık kadın profili, fuhuşla uyuşturucuyla baştan çıkardığı gençlik gelecekte kendi başına bile büyük bir bela olacaktır. Allah bu belayı kendi başlarına geçirsin, Müslümanlardan uzak tutsun.