Bu Asırda Az Rastlanan Bir Alim: Molla Yakup

Bu Asırda Az Rastlanan Bir Alim: Molla Yakup

10 Şubatta Hakka uğurladığımız Molla Yakup Akgönül, Köy köy gezerek İslam davasını anlatmış, hasta döşeğinde bile günde 7-8 cüz okuyan Kur`an aşığı bir âlimdi…

M. Salih Keskin / Diyarbakır
Bölgenin kıymetli âlimlerinden Molla Yakup Akgönül, Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Hezan (Kayacık) köyünde 1943 yılında dünyaya gelir. Babası çiftçilikle uğraşan salih bir insandı. Molla Yakup Akgönül, 7 Yaşında iken Kur’an-ı Kerim dersi almaya başlar. 13 yaşında iken medrese eğitimi için önce ova köylerine, ardından Mardin’in Kızıltepe ilçesine bağlı Xurs köyüne gider.

Xurs köyünde icazet alan Seyda, birkaç yıl fahri imamlık yaptıktan sonra doğduğu Hezan köyüne döner.
Molla Yakup, 1970’e kadar köyde kaldıktan sonra Adana’ya gidip inşaat işlerinde çalışır. 1971 yılında Bingöl depreminin ardından Bingöl’e yerleşir, ticaretle uğraşır.

ÖĞRENCİLERİ BARINDIR
İşyerinde çocuklara Kur’an ve Arapça dersleri verir ve kendisi de Tefsir, Fıkıh konusunda kendisini geliştirir. “Nasıl bir gençlik yetiştirebiliriz?” düşüncesiyle Bingöl merkez ve çevresinde bulunan imam ve öğretmenlerle bir araya gelir ve istişarede bulunur. Öğretmenlerle beraber bir fon oluşturan Seyda, köylerden gelen öğrencilerin barınma ve iaşe ihtiyaçlarını karşılardı.

1982 yılında Hacca gider. Burada dünyanın değişik ülkelerin gelen hacılarla tanışır, İslam ülkelerinin durumunu araştırır.

ASRİ KİTAPLAR OKUR
Hac farizasını yerine getirdikten sonra klasik Arapça ilmiyle yetinmeyip İslam’ın siyasi ve sosyal konularına dair eserleri ve hareketleri incelemeye başlar. Mısır’dan İhvan hareketi, İran İslam İnkılâbı ve Said Nursi’nin hayatını inceler. Hasan El Benna, Seyyid Kutup, Abdulkadir Udeh, İmam Humeyni, Mevdudi ve Said Nursi’nin eserlerini tahlil edip hepsinden istifade eder, öğrendiklerini çevresindekilerle paylaşır.

DEFALARCA TEHDİT EDİLİR
Seyda, 1984 yılında Diyarbakır’a yerleşir. İlerleyen yaşına rağmen İslami çalışmalardan geri durmayan Seyda, davetçi kimliği, takvası, ihlâsı ve cesaretiyle tanınır. Taziyelere gider, vaaz ve tebliğ faaliyetlerinde bulunur. Köy köy dolaşan Seyda, son nefesine kadar irşad çalışmalarını sürdürür. 1990`lı yıllarda mürted örgüt tarafından defalarca tehdit edilir. 2000’li yıllarda polis gözetimi, takibi ve baskılarından dolayı hicret ederek doğduğu köye yerleşir. Köyde kaldığı süre içerisinde irşad çalışmalarına ara vermez ve köy çocuklarına Kur’an ve Arapça dersleri verir.

VEFATI
Seyda, 5 Şubat’ta yüksek ateş şikâyetiyle Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesine kaldırılır. Beş gün yoğun bakımda kalır. 10 Şubat 2012 yılında Cuma günü çok sevdiği Rabbine kavuşur.

OĞLU AHMET HOCA’NIN DİLİNDEN MOLLA YAKUP
Babam Molla Yakup, ticaretinde helal ve harama çok dikkat ederdi. Çürük malları ayıklar, sağlam olan malları satar ve asla satış fiyatına fazla kâr bırakmazdı. İşyerine gelen her fakire yardım eder kimseyi boş çevirmezdi. Her Ramazan ayında zekâtını verirdi. 1984 yılından itibaren irşat ekipleriyle köylere gider irşadını yapardı. Babam tam bir Kur’an aşığıydı, saatlerce Kur’an okuyarak meali üzerinde tefekkür ederdi. Babam, rahatsızlığında hastanede bile her gün en az 7 veya 8 cüz okurdu. Kendisi sünnete de çok önem verir ve her Pazartesi, Perşembe günlerini oruç ile geçirdi. Her abdest alışında mutlaka sünnet namazı kılardı. İslam’ın topluma hakim olmasını çok arzuluyordu, zira İran İslam Devriminde evde bayram havası oluşturmuştu.

Gençlik yıllarından vefatına kadar sabah namazından bir iki saat önce kalkar ve sabah namazı vaktine kadar gece namazı kılar, Kur’an okur ve dua ederdi. Müslümanların dertleriyle dertlenir, acı ve sevinçlerine ortak olurdu. Hakkı söylemekten çekinmez, yanlış yolda olanları cesaretle ikaz ederdi. Akrabalık hukukuna riayet ederdi. İslam’a hizmet eden gazete, dergi, radyo ve televizyonların yayına girmesine çok sevinirdi.

Diyarbakır İstasyon Meydanı’ndaki Kutlu Doğum Programına hayran kalır ve mutlaka iştirak etmeye çalışırdı. Kendisi misafir perverdi ve sık sık evine misafir getirirdi. Asla ailesini ihmal etmezdi. Hepimizle tek tek ilgilenirdi. Babam, İslam’ın hayata hâkim olması için ümit bağlanması gerekenlerin gençler olduğunu söylüyor ve Müslümanların çocuklarını, gençlerini İslami bir edep ve ilimle donatmalarını hatırlatırdı. Torunlarını sürekli ziyaret eder, onları kucağına alır, onlara çeşitli hediyeler verir ve onlarla oynardı.

Babam bunca ilim, irfana sahip olmasına rağmen gurullanmaz, kibirlenmez aksine çok mütevazıydı…
Babam, vefat etmeden önce herkese hakkını helal etti ve tam bir teslimiyet içindeydi. Hz Muhammed’in (sav) “âlimler varislerimdir” teveccühüne inşallah mazhar olmuştur. Allah rahmet eylesin.

KOMŞUSU İZZETTIN ÖZAKBAŞ’IN DİLİNDEN
Seyda Molla Yakup Akgönül ile işyerimiz yan yanaydı. Sürekli beraber olduğumuz için insanlar ‘siz kardeş misiniz?’ diyorlardı. 80 yaşındayım ve onu tanıdığından beri onun gibi Allah’ın dinine sadık birini görmedim. Çok halim selim idi. Tanımadığımız taziyelere gider ve Seyda orada sohbet ederdi. Kur’an ve sünnetten bahsettiği için herkes onu can kulağıyla dinler, daha sonra adresini alırlardı. Sadece ben değil tüm komşuları ondan iyilikten başka bir şey görmedi…

ARKADAŞI MOLLA FUAT DEMİR’İN DİLİNDEN
Seyda ile 1991 yılında tanıştım. Seyda’nın çok güzel bir arkadaşlığı vardı. Seyda, bu asırda eşi az rastlanır biriydi. Her yerde her fırsatta İslami tebliğini yapar, Allah rızası için iyiliği emir eder, kötülükten de sakınmalarını tavsiye ederdi. Köy köy gezip irşad çalışmaları yapardı. Seyda tam bir İslam davetçisiydi. İşyerinde de çocuklara Kur’an dersi verir, fakirleri gözetirdi. Allah rahmet eylesin…

ÖĞRENCİSİ ABDURRAHMAN YILDIZ’IN DiLiNDEN
Molla Yakup emekli olduktan sonra Diyarbakır’ın Bağlar Beş Nisan mahallesinde bir bakkal dükkânı açar. Kısa bir zamanda halkın teveccühünü kazanan Seyda, dükkânın arka bölümünde mahalle çocuklarına Kur’an dersleri vermeye başlar. Yaptığı çalışmalar bazı çevreleri rahatsız edince, dükkânına farklı zamanlarda birkaç kez Molotof atılır, dükkânı yanar. Mahallesinde bulunan Şeyh Muhammed Mescidinde yatılı olarak kalan İHL öğrencilerinin geçimini sağlamasında yardımcı olur. Öğrencilerin canı ne çektiyse dükkânına gelip almalarını tembihlerdi. Seyda, gençlerle ilgilendiği gibi mahalledeki yaşlılara da özel bir ilgi gösterir, etrafındaki esnafla çok güzel gönül bağları kurardı. Seyda, camiye namaz kılmaya giderken esnaf ve halk onunla yürümeye çalışır ve ondan bir şeyler öğrenmek ister. Halkın iyi ve kötü günlerinde onlarla beraber olur, yanına aldığı insanlarla onları ziyarete gider ve topluma sohbet yapardı.

Seyda, çok halim selim biriydi, pek konuşmazdı, konuştuğu zaman muhakkak hikmetli konuşurdu. Sözleri seçerek ve düşünerek söylerdi. Bakışlarında bir derinlik vardı. Sürekli tebessüm ederdi, gülmesi tebessümleydi, sesli sesli güldüğü görülmezdi.
 
 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.