Abdulhakim SONKAYA
Bu maçın setlerini kim alacak?
Set, doğal veya suni duvar, engel manasındadır. Set çekmek, duvar örmek; bir yerin tehlike ihtimali ve algısı karşısında koruma amacıyla çevrelenmesidir. Çin seddi vs. örnekleri var. Dünyanın merkezinde iki set vardır. Bunlardan biri doğudaki Çin seddi, diğeri ise Batıdaki İstanbul'dur. Bu şekilde İslam ana kıtası bu iki set arasındadır. Bu iki seddin arası dünyanın merkezi, geri kalan kısmı dünyanın uc ve kutup taraflarıdır.
Kur'an-ı Kerim, setlerin ancak Yecüc ve Mecüc tipi cahil ve gafil kimseler için söz konusu olduğunu(Kehf:93) buyurur. “Hem önlerinden bir set, arkalarından bir set çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler.” (Yasin:9) Görüldüğü üzere burada setler, inkârcı zalimleri cehaletin dar ve kısır döngüsü içinde bırakmıştır. Önlerindeki set geleceği doğru ve sağlıklı bir şekilde okumalarını, arkalarındaki set de geçmişten ders almalarını engelleyerek onları şımartıyor.
Dünyada iki set vardır ve bu iki seddin arkasında da Yecüc ile Mecüc vardır. Zülkarneyn bu iki seddin ortasına geldi. Ateşleri ve tuzlarıyla yeryüzünü ifsat eden Yecüc ile Mecüc'ü setlerin arkasında tuttu. Fakat bunlar zaman zaman setleri yıkarak dünyanın tadı-tuzu olan İslam âlemine saldırabiliyor. İslam dünyasının bereketli ve yemyeşil alanlarını tar u mar ediyor. Ateşleriyle yakıp yıkıyorlar. Ama bu, uzun süre devam etmez mutlaka bir Zülkarneyn gelir tekrar onları setlerin arkasına sürüverir.
Zülkarneyn, iki settin arasına vardığında orada nerdeyse hiçbir sözden anlamayan bir kavim(yecüc ve mecüc) buldu.(Kehf:93). Herkes Yecüc ile Mecüc'ün kim olduklarını merak eder. Oysa ayet açıkça cevap veriyor. Kim setlerin arkasına saklanırsa o Yecüctür, Mecüctür. Zira Yecüc ve Mecüc, “tabiatları tuzlu ve hararetli kimseler” manasındadır. Su, insan bedeninin ana unsurudur. Tuzluluk ve hararet durumuna göre insanın tabiatı şekillenir. Tuzlu su, içmeye ve sulamaya elverişli değildir. Bu sebeple onların dünyaya karışmaları engellenmiştir. Fakat ara ara iplerini kopararak, setleri aşabiliyorlar(Enbiya:96). Siyasi, iktisadi, beşeri vs. Dünyadaki her nevi buhranın arkasında bunlar vardır. Tuz ve ateşin nerelerde kullanıldığını, ölçüsüzlüğünün ne gibi tahribata yol açtığını fen ehli kimseler yakinen bilmektedir.
Tuz, suyu ifsat eder. Oysa insana ve toprağa lazım olan su, tatlı sudur. Bu nedenle suyu aşırı tuzlanan, ateşi yükselen kimse Yecüc ve Mecüc gibi laf anlamaz olur. Bu da doğrudan karakterine, zihnine ve fikrine sirayet eder. Çünkü tabiatı tuzlu hale gelen kimsede yeşillikten, tatlıdan, tattan, güzel görüntüden eser kalmaz. Ahmak düşüncelere, gaddar duygulara sahip olur ki bu, her işinde, her sözünde açıkça müşahede edilir.
Onlar Müslümanları tehdit olarak görüp setlerin arkasına sürmeye veya tutmaya çalışıyorlar ama boşuna hayal kuruyorlar. Çünkü Müslümanlar dünyanın tadı tuzudur. Ateşi ve tuzu en dengeli ve en lezzetli şekilde kullanabilenler onlardır. İnsanın, toprağın, suyun ve havanın tuzlanmasına engel olacak tek nizam onlardadır. Ahlak ve erdemlik onlardadır.
“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve set olacak(sedid) bir söz söyleyin” (Ahzab:70) buyrulur. Demek ki doğru ve sağlam söz, doğru hüküm, doğru yasa bir set gibidir. Tuzlu ve yakıcı olmayan sözdür. Bu da sadece ve ancak Müslümanlarda vardır. Bu söz, bu hüküm ancak ve sadece Kur'an'dadır. Böyleyken Batı'nın ve Doğu'nun Yecüc ile Mecücleri Müslümanları setlerin arkasında hapsetmek istiyor. Ama bu çok saçma ve akıl dışı bir yaklaşımdır. Zira Müslümanlar dünyanın merkezinde, onlar ise dünyanın uçlarındadır. Uçlar setlerin arkasına sürülebilir ama merkez için bu imkânsızdır. Kim merkezi, setlerle çevrelemeye kalkarsa yine kendisi dışarıda kalmış olur. Merkez yine ve her zaman merkezdir.
Şimdi onlar Müslümanlara Yecüc ve Mecüc muamelesi yaparak, korkunç göstererek onları setlerin arkasında tutmaya çalışıyorlar. Lakin efendiler siz çok cahilsiniz. Yecüc ile mecüc dünyanın merkezinde olamazlar. Onlar ancak uçlarda ve kutuplardadır. Sonra bugün karakteri tuzlu ve ateşli olan kimdir? Tuzruhunu silah olarak kullanan kimdir? Elindeki ateş gücüyle dünyayı, denizleri, toprağı ifsat eden kim?
Müslümanların elinde iki büyük güç vardır;
Birincisi; Set hükmünde ve gücünde söz ve yasaları,
İkincisi; Dünyanın ortasında hem mekân hem de mana bakımından vasat ümmet vasıfları.
Böyleyken kimse Müslümanları setlere mahkûm edemez. Bugünkü mücadele, kimin setlerin arkasına sürüleceği mücadelesidir. Bu setlerin arkasına Yecüc ile Mecüc sürülecektir. Tuzlu ve ateşli kimseler sürülecektir.
Bunlar son setlerdir ve bu mücadelenin, bu maçın Setlerini Müslümanlar alacak başka yolu ve de ihtimali yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.