“Bursa olası bir depreme henüz hazır değil”
İMO Bursa Şubesi, “17’nci yılında 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi Yapılanlar - Yapılamayanlar ve Kentsel Dönüşüm” paneliyle deprem gerçeğini masaya yatırdı.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, “17’nci yılında 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi Sonrasında Yapılanlar - Yapılamayanlar ve Kentsel Dönüşüm” paneliyle deprem gerçeğini masaya yatırdı.
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren İMO Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Albayrak, 18 bin vatandaşın canına mal olan ve 600 bin kişiyi evsiz bırakan 17 Ağustos 1999 depreminin ülkemizin en doğusundan en batısına kadar her aileyi etkilediğini ifade etti.
Ülkenin Kuzey Anadolu Fay Hattı başta olmak üzere birçok fayların etkisinde ve ülke topraklarının yüzde 66’sinin 1. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer aldığına dikkat çeken Albayrak, “Elbette, deprem bir doğa olayıdır. Sorun, bir doğa olayı olan depremin kendisinde değil, depreme dayanıklı yapı üretilmemiş olmasında yatmaktadır. Gerekli önlemleri almamaktan ya da denetimsizlikten kaynaklanan olumsuzlukları ‘kader’ olarak değerlendirmek yerine, mühendislik bilimine uygun hareket edilmeli, yapı üretim süreci bilime ve bilgiye dayalı olarak yönetilmelidir.” dedi.
Yapı stoku büyük ölçüde risk taşıyor
“17 Ağustos 1999 depreminden günümüze kadar bizlere kalan önemli bir gerçek depreme karşı güvensiz yapılar. Diğer bir kalan ise, kulaklarımızda yankılanan ‘Sesimi duyan var mı?’ cümlesidir.” diyen Albayrak, 17 Ağustos Depremi’nin yapı stokunun büyük ölçüde risk taşıdığı gerçeğini ortaya çıkardığını kaydetti. 1999 Marmara depremi öncesinden bugüne kadar ülkemizin deprem gerçeğine dikkat çekmek için çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydeden Albayrak, İMO Genel Merkezi’nin hazırladığı raporun TBMM Deprem İnceleme ve Araştırma Komisyonuna anlatıldığını söyledi. İMO Bursa Şubesi’nin de her fırsatta Türkiye ve Bursa’da deprem gerçeğini yetkililere anlatmaya çalıştıklarını ifade etti.
Bursa’da konutların yüzde 60’ı riskli
6306 sayılı yasaya uygun yeni yapılar üretilmiş olmasına rağmen, 17 Ağustos 1999 tarihinde var olan yapıların bugün de varlıklarını sürdürdüğüne dikkat çeken Albayrak, sözlerini şöyle noktaladı:
“İşte bu yapıların belirli kriterler baz alınarak hızlı bir şekilde ön incelemeye tabi tutulması, envanterinin çıkartılması, gerekenlerin güçlendirilmesi, güçlendirilmesi uygun olmayanların ise yenilenmesi gerekmektedir. Parsel bazında yapılan uygulamalar ve plan değişikliklerinin Bursa’daki mevcut yapı stoku ilgili deprem riskini ortadan kaldırması çok uzun zaman alacaktır. Zira Bursa özeline baktığımızda da yaklaşık 600 bin konut stokunun istatistiksel olarak yüzde 60’ı risk taşıyor. Bu yapı stokunun yaklaşık yüzde 6’sının deprem anında çökebileceğini düşünürsek, 22 bin konutun yani yaklaşık 5 bin 400 binanın yıkılıp yeniden yapılması gündemimizdedir. Belediye meclislerimizden bir yılda dönüşümle ilgili onaylanan plan değişikliklerinin sayısını dikkate aldığımızda ortalama 75 - 100 yıl gibi bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır.” (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.