Mustafa CANAN
Çakma dostlar ve dostluklar...
Allah’ın adıyla... Dostlar ve dostluklar ikiye ayrılır. Birincisi; gerçek dostlar ve dostluklardır. Bunlar darlıkta genişlikte, kolaylıkta zorlukta, ak günde kara günde dostuna sırtını dönmeyen, dostunu satmayan dostlardır; bunların dostlukları sağlam dostluklardır. Bu dostların/dostlukların kitabında kendilerinden önce dostları ve dostlukları vardır. Bunun İslam literatüründeki karşılığı Müslüman kardeştir/İslam kardeşliğidir. İkinci dostlar/dostluklar ise dostların/dostlukların çakma olanıdır. Çakma dostlukların temeli menfaat üzerinedir, bu dostluklar çıkar endekslidir. Bu dostluklarda herkes için en önemli olan kendi çıkarıdır. Herkesin çıkarı, menfaati kırmızı çizgisidir/dokunulmazıdır. Nasıl ki gerçek dostlukların temelinde sevgi varsa, çakma dostlukların temelinde de çıkar vardır. Çıkarlar zedelendiği, menfaatler kesildiği an çakma dostlukların da tarumar olması da en muhtemel olandır. Fakat unutmayalım ki çakma dostlar da dostluklarının temelinde sevginin olduğunu iddia ederler. Bunun böyle olmadığı ve çakma dostların sadece kendilerini düşündüklerini anlatan bir hikayeyle devam edelim.
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: “Ey bilge insan! Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne gibi fark var¬dır?” diye.
“Bakın göstereyim” demiş ermiş.
Önce, sevgiyi dillerinden gönüllerine indirememiş olanları çağı¬rarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuş yerlerine. Derken derviş, tabaklar içinde sıcak çorbalar ve arkasından da kaşıkları getir¬miş. Fakat kaşıkların boyu bir metre imiş...
Ermiş, “Bu kaşıkların ucundan tutup öyle içeceksiniz çorbanızı” diye bir şart koymuş.
Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşık¬lar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağız¬larına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine “şimdi” demiş ermiş; “sevgiyi gerçekten bilenle¬ri çağırdım yemeğe” yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmişler, onlar oturmuş sofraya bu defa ‘buyurun’ de¬yince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısında¬ki kardeşine uzatıp içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
“İşte” demiş ermiş, kim bu hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünürde doyurursa, o da kardeşi tarafından duyurulacaktır.
İşte çakma ve gerçek dostlar ve dostlukların farkı böyle oluyor. Sevgi, dostluk, kardeşlik, birlik, birliktelik, beraberlik, fedakârlık kiminde edebiyattır kiminde hayattır. Kimi dostluğunu ve kardeşliğini yaldızlı cümlelerle ortaya koyar, kimi de yaşayışıyla.
Gerçek dost, hakiki dost, dosttan öte kardeştir. “Mü’min mü’minin aynasıdır” düsturunu kendine ölçü edinmiştir. Bundan dolayı kardeşinin doğrusunu/artısını görüp takdir ettiği gibi gocunur mu, darılır mı, yanlış anlar mı, bana sırtını döner mi, dostluğumuza halel gelir mi endişesine kapılmadan en uygun şekilde uygun yer ve zamanda kardeşinin yanlışını/eksisini de ona söyler. Kardeşinin yanlışını ona söylerken asla onu küçük düşürmek, dünya aleme rüsvay etmek, o açığını kullanmak derdiyle yapmaz. Doğrusunu/artısını takdir edip ona destek olduğu gibi yanlışını/eksiğini söylerken de aynı şekilde ona yardımcı olmayı, destek olmayı amaçlamaktadır. Peki çakma dostlar öyle mi?
Çakma/sözde, dilden öteye gitmeyen dostlar ise çıkarına, menfaatine bakar. Çıkarı elden gitmesin, menfaati zedelenmesin diye yeri gelir dostunun(!) siyahını beyaz gösterir, yanlışını söylemez, eksiğini görmezden gelir. Çıkarı elden gittiğin an ise dürüstlük edebiyatı başlar. Daha önce beyaz gördüğü siyahı ortaya çıkarır, söylemekten çekindiği yanlışı vaveyla eder, görmezden geldiği yanlışıysa cümle alemin gözüne soka soka ilan eder. Son zamanlarda Türkiye’de yaşananlar da bu minvaldeki dostlukların neticesidir. Hükümet ve Hizmet Hareketi arasındaki çekişme, çatışma karşılıklı rövanşlarla devam ediyor. Kardeşlik, dostluk, birlik, ittifak, insan hakları, hoşgörü, demokrasi, fedakârlık söylemlerinin yerinde baykuşlar ötüyor. Allah için olmayan dostların faydasız, çıkar için olan dostlukların beyhude ve çürük olduğu ortadadır. Rabbim cümlemizi çakma dostlardan ve çıkara endeksli dostluklardan sitar eylesin. Allah’a emanetsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.