Camilere gidememenin hüznünü evlerde yapılan ibadetlerle sevince çeviriyorlar
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Covid-19 salgınına karşı aldığı tedbirler kapsamında camilerin kapanması nedeniyle teravih namazı evlerde kılınırken, mübarek Ramazan ayının vazgeçilmez sünnetlerinden olan mukabele de evlerde sürdürülüyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi Ankara’da da salgına karşı alınan önlemler kapsamında teravih, cuma ve vakit namazları, mukabelelerin toplu halde camilerde yapılamamasından dolayı evlerinin bir bölümünü mescide çeviren vatandaşlar, vakit ve teravih namazlarını ile mukabelelerini evlerinde ihya ediyorlar.
“Ailece Ramazan ayını en güzel şekilde geçirmeye çalışıyoruz”
Covid-19 salgını tedbirleri kapsamında camilere gidememenin hüznünü evlerinde yaptıkları ibadetlerle sevince çevirdiklerini belirten Abdulvahap Koyuncu, “Ramazan-ı şerifin İslam âlemine hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Hastalıktan dolayı camilerde yapılan bütün ibadetler durmuş durumdadır. Biz de bu ayı fırsata çevirip kendi evimizde ibadetlerimizi yapmaya çalışıyoruz. Dışarı çıkamayınca çocuklarımızla evde birlikte olma fırsatını bulduk. Ailece Ramazan ayını en güzel şekilde geçirmeye çalışıyoruz.” dedi.
Ramazan'ı dolu dolu geçirmeye çalıştıklarını söyleyen Koyuncu, “Teravihlerimizi cemaatle kıldıktan sonra biraz dinlenip sahur için hazırlık yapıyoruz. Sabah namazımızı cemaatle kıldıktan sonra güneş doğana kadar Kur’an ve kitap okuyoruz. Öğlen namazının ardından hemen ailece mukabele sünnetini yapıyoruz. Mukabelede okuduğumuz cüzün Türkçe mealini de okuyoruz. Diğer farz namazlarımızı da cemaatle kılıp daha sonra bireysel faaliyetlerimizi de yapıyoruz. Hamdolsun günlerimiz dolu dolu geçiyor.” ifadelerini kullandı.
“Rahmetin içinde zahmet, zahmetin içinde de rahmet vardır”
Salgını fırsata çevirerek ailece Ramazan ayını en güzel şekilde ihya ettiklerini dile getiren Özlem Koyuncu ise şunları söyledi:
“Bu salgın hastalığı bize Allah Teâlâ’nın bir uyarısı olarak algılamak gerekir. Nasıl ki her ayet hayatımızı düzletme anlamında bizlere bir mesaj veriyorsa inanıyorum ki Allah Teâlâ’nın bu virüsü gönderme hikmetlerinden bir tanesi de budur. Müslümanlar olarak inanıyoruz ki her musibetten sonra Allah’ın (celle celalluhu) rahmeti gelecektir. Biz buna iman ediyoruz. Materyalist bir dünyada yaşıyoruz ve sürekli dışa yönelik bir yaşantımız var. Hayatımız sürekli dışarıda geçiyor. Zamanımızın çoğunu bu hayatı idame ettirmek için harcıyoruz. Modernitenin böyle bir dayatması var. Virüsten dolayı evlere kapanmak zorunda kaldık. Müslümanlar olarak bunun Allah’ın bir takdiri olduğuna inanıyoruz. Bunu fırsata çevirmek bizlerin elindedir. Biz şunu biliyoruz ki rahmetin içinde zahmet, zahmetin içinde de rahmet vardır.”
Ramazan dolayısıyla zamanlarını dolu dolu geçirdiklerini vurgulayan Muhammed Beşir Koyuncu, tüm ibadetlerini ailece yaptıklarını ve bu duygunun çok güzel olduğunu dile getirdi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.