Hüseyin KAYA
Cesur Yürekler
İskoçya'nın ünlü futbol kulübü Celtic taraftarları, israil'in 17 Filistinli sivili katletmesi üzerine bir maç sırasında tribünlerde Filistin bayrakları açtı. İskoç taraftarlar Filistin lehine sloganlar attı, israil'i protesto etti.
Celtic taraftarı, bundan bir süre önce de ABD Başkanı Trump'ın "israil'in başkenti Kudüs'tür" söylemini açtıkları pankartlarla protesto etmiş ve "Kudüs Filistin'indir" sloganları atmıştı.
Celtic ile israil takımı Hapoel Beer-Sheva arasında 17 Ağustos 2016 yılında yapılan UEFA Şampiyonlar Ligi elemeleri maçında, Celtic taraftarları karşılaşma öncesinde ve esnasında Filistin bayrakları açmıştı. UEFA da olayla ilgili disiplin soruşturması başlatmış ve Celtic, ciddi bir para cezasıyla karşılaşmıştı. Batı Yaka'daki Ed-Dehişa Mülteci Kampı'nda yaşayan yüzlerce Filistinli çocuk da Celtic'e UEFA'nın verdiği para cezasını ödemek için harçlıklarını bağışlamıştı.
Celtic bir İskoç takımı.
İskoçların İngilizler karşısındaki destansı bir özgürlük mücadelesi vardır. Mel Gibson'ın “Braveheart” (Cesur yürek) filmini izlemiş olanlar bunu net olarak görmüşlerdir.
İngiliz sömürgecilere karşı direnirken esir edilen William Wallace'ın infaz edildiği sahneyi unutmak zordur. Wallace, infaz edileceği yere getirildiğinde ona “Şimdi diz çök ve kralından merhamet dile” denir. Wallace'ın işkenceler karşısında attığı “Özgürlük!” çığlığı zalimi şoka uğratır.
Batı'nın Siyonist çete karşısında üç maymunu oynadığı bir dönemde Celtik taraftarını zalime karşı onurlu duruşundan dolayı kutluyoruz.
MÜNBİÇ'İ DOLAŞ DA GEL
Önümüzde fotoğraflar…
Birinde Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı kamuflaj elbiseleri içinde oturmuş, aralarında da türkücü İbrahim Tatlıses var. Fotoğrafın kadrajına takılan diğer şeyler de selfie çeken bir asker, üflemeli çalgısıyla bir müzisyen…
Foto Hatay'da çekilmiş. Başka fotolardan anlıyoruz ki, Cumhurbaşkanı ile olan sadece Tatlıses değil. Artistler, şarkıcılar, futbolcular…
Bu arada görüntülerde İbrahim Tatlıses'in sözlerini değiştirerek söylediği “Baktın Afrin hoş değil Münbiç'i dolaş da gel” türküsüne çok sayıda kişi eşlik etmiş.
Hatay'a giderken pilotun “1 Nisan şakası” yaptığı ve Hatay'a değil de Afrin'e gidileceğini söylediği naklediliyor.
Her şey birbirine karışmış değil mi?
Bomba, ölüm, yıkım, türküler, şakalar ve Suriye…
Bazı siyasetçiler “Afrin'i siyasete malzeme yapmayın” diyorlardı bir aralar.
Sadece siyaset mi? Öyle görünüyor ki, Afrin siyasete, magazine ve hatta spora bile malzeme olmuş.
İADE KARARI
İspanya'nın, hakkında tutuklama kararı oluşturduğu Katalonya'nın bağımsızlık yanlısı lideri Carles Puigdemont, bundan bir süre önce Almanya'da yakalanmıştı.
Yakalanma kararının ardından İspanya yönetimi Almanya'dan iade talebinde bulundu. Mahkemeye çıkartılan Puigdemont'un iadesine karar verildi.
“Yasal ve siyasi prosedür işlemiş” denebilir; ama bu işte bir gariplik yok mu?
Ortada bir çatışma yok, isyan çağrısı yok, savaş hazırlığı yok!
Katalonya parlamentosu referandum kararı almış ve referandumda bağımsızlık kararı çıkmıştı.
Parlamento üyelerinin tutuklanmasını protesto eden Katalanlara yönelik şiddetli polis müdahalesi ile ilgili orantılı ya da orantısız olduğuna dair hiçbir Avrupa ülkesinden tepki sesi de yükselmedi.
Hatta o dönem Katalan lider Puigdemont, “Polis şiddeti Türkiye'de olsa tepki gösterirdiniz” diye ikiyüzlülüğe de dikkat çekmişti.
Avrupa'nın sağcı, solcu, merkezci tüm partileri ve hükümetleri anlaşmış gibi Puigdemont konusunda İspanya hükümetinin istediği gibi davranıyor.
Demek ki, “self determinasyon hakkı” diye seslendirilen şeyler “yerine ve zamanına” göre bir anlam ifade ediyormuş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.