Cezaevlerinde Zulüm Devam Ediyor, Haberiniz Var mı?
Mazlumder İstanbul Şubesinin düzenlediği 'Cezaevi Söyleşileri'nin ilk konuğu olan Yakup Köse, Müslümanların özgürlük mücadelelerini vermeye devam etmesi gerektiğini belirterek, "Müslümanlar bir araya gelip birlik olmalı.
İSTANBUL - Mazlumder Cezaevleri Çalışma Grubu tarafından organize edilen 'Cezaevi Söyleşileri'nin ilk konuğu 14 yaşında örgüt üyesi ilan edilerek idamla yargılanan ve 10 yıl hapis yatan Yakup Köse oldu. Köse cezaevine giriş sürecini ve cezaevinde yaşadıklarını anlattı. Köse, "28 Şubat süreci bitmemiştir" diyerek "28 Şubat döneminde mahkum edilen insanlar hala cezaevinde yatıyor. Cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluklar hala devam ediyor. Sadece pembe tablolar çiziliyor. Cezaevlerindeki zulüm devam ederken demokrasiden söz edilemez" dedi.
Bize 1-2-3 Diye Saydırarak Hamama Götürüyorlardı
18 yaşından küçük olmasına rağmen cezaevine konulduktan sonra çocuk mahkûmların yanına değil adli mahkûmların bulunduğu koğuşlara konulduğunu söyleyen Köse, "Cezaevine giren insanları kişiliksizleştirmeye çalışıyorlar. Guantanamo ve 12 Eylül'deki gibi işkence ve zulüm gördük. Kışın ortasında bizi sıraya sokup 1-2-3 diye saydırarak hamama götürüyorlardı. Sıcak su da akmıyordu. Soğuk suyla bize banyo yaptırıyorlardı" diye konuştu.
Sistem Kendi Düşmanlarını Üretiyor
Cezaevlerinde yapılan insan hakları ihlalleri ve işkence ile sistemin adeta kendine düşman ürettiğini ifade eden Köse, "Nazilli E Tipi Cezaevinde kalırken Başbağlar katliamına katılmaktan yargılananlarla beni aynı ringe koyup İzmir DGM'ye götürdüler. Benim de Başbağlar Katliamından bir yakın akrabam katledildi. Cezaevi müdürü bunu bilmesine rağmen bunu yaptı. Böyle yaparak bizi karşı karşıya getirmek istiyordu. Bunun sayısız örneklerini yaşadık cezaevinde" şeklinde konuştu.
Müslümanlar Bana Sahip Çıkmadı
Köse, o dönemde İslami Medya'nın kendisine yapılan hukuksuzluklarla ilgili haber yapmadığını, Müslümanların da kendisine sahip çıkmadığı ifade ederek, "Ellerimi arkadan kelepçeleyerek beni mahkemeye götürüyorlardı. Bu şekilde benim fotoğrafımı gazeteciler çekti ama haber gazetelerde 'Manisalı Çocuklara' kelepçe takıldı şeklinde çıktı. Mahkumlar içerde çile çekerken aileleri de dışarda çile çekiyor" dedi.
Bizi Koruması Gereken Devlet, Bizi Cezaevinde İken Öldürmeye Çalıştı
"'Noel Baba' ismini koydukları bir operasyonla, bizi koruması gereken devlet içerde öldürmeye çalıştı" diyen Köse yaşananları şöyle anlattı: " 'Noel Baba' ismini koydukları bir operasyon yaptılar bize. Seccadelerimizi bile toplamamıza izin vermediler. 3 gün boyunca bize gaz bombası attılar. Duvarları kırarak içeriye tüp gaz sıkarak bizi zehirlemek istediler. Yaralı olan arkadaşımızın üzerine Molotof atarak onu yakmaya çalıştılar. Bizi koruması gereken devlet bizi cezaevinde öldürmeye çalıştı. Türkü söyleyerek cezaevlerini yönetiyorlar."
Beni Yine Cezaevine Atmak İstiyorlar
Hakkında bu güne kadar 42 dava açıldığını bunlardan 4 tanesinin örgüt üyeliğinden açıldığını söyleyen Köse, Cezaevinde olmama rağmen hakkında yine örgüt üyesi olmaktan ve örgüte yardım yataklık etmekten dolayı dava açıldığını belirterek, yapılan hukuksuzlukları şöyle anlattı: "Cezaevinde olmama rağmen yine hakkımda örgüt üyeliğinden dava açıldı. Bunu yapan o dönemin DGM savcısı Nuh Mete Yüksel'di. Cezaevinde aynı koğuşta kaldığımız kişiye yardım ettiğimiz için yine hakkımızda örgütü yardım ve yataklık etmekten dava açılıyordu. Hakkımda açılan davalardan biri ben 28 Şubat hakkında davacı olduktan sonra tozlu raflardan indirilip aceleyle sonuçlandırıldı. 1 yıl hapis cezası verdiler. Şuanda hakkımda tutuklanma karara çıkarsa beni yakalayıp tekrar cezaevine atacaklar."
F Tipi Zulümler
F Tipi Cezaevlerinde insanların tecrit edilerek adeta ölüme terk edildiğini ifade eden Köse, cezaevlerinde yaşanan olaylardan örnek vererek şöyle konuştu: "F tipi cezaevinde bize hoparlörden saatlerce arabesk müzik dinlettiler. Bolu F Tipi cezaevinde ABD askerlerinin Guantanamo'da Müslüman tutsakları çırılçıplak soydukları gibi bizi de soydular. Cezaevlerinde yapılan zulümler bu gün hala devam etmesine rağmen rahat yataklarında yatıp uyku çekenler bu yapılanlardan sorumlusunuz.
Kur'an-ı Kerim'in sayfalarına görüldü mührü vurarak bize veriyorlardı. Kur'an-ı Kerim bize geldiğinde bunu tercüme ettirin öyle gelsin yoksa içere almayız diyorlardı bize. Biz onlara "Siz Müslüman değil misiniz dedik" cevap veremediler.
Bundan sonra gelecek olan 28 Şubat, 12 Eylül'e ve geçen 28 Şubat'ı çok aratır. Türkiye'de 28 Şubattan dolayı ceza alanlara hala cezaevinde iken 28 Şubat nasıl bitti diyebiliriz."
Koltuk Sevdaları Yardım Etmelerine Engel Oldu
"Zulme sessiz kalmamak en güzel insanlık örneğidir. Direnirken korkmamamız lazım" diyen Köse, Türkiye'de gerçek manada demokrasi yok. Olan demokrasi bazılarına var bazılarına yok" dedi.
Söyleşiden sonra gelen sorular üzerine Köse, "O dönemde kimse bana ve aileme sahip çıkmadı. 2 yıl boyunca hiç kimseyle iletişim kurmama izin vermediler. Yazdığım mektuplar kimseye ulaşmadı. O dönemde siyasette aktif olan Müslümanlar maalesef makam ve koltuk sevdalarından dolayı bana sahip çıkmadılar" diye konuştu.
Mahkûmlar İçin Kitap Ve Mektup Kampanyası
Cezaevi Söyleşilerinin devam edeceğini ve 15 günde bir kişinin bu söyleşilere konuk olacağını söyleyen Mazlumder İstanbul Şubesi Başkan Yardımcısı Av. Kaya Kartal, Cezaevlerine yaptıkları ziyaretlere devam edeceklerini ifada ederek cezaevinde kalan mahkûmlara mektup ve kitap göndermek için bir kampanya başlatacaklarını söyledi. Kartal, ayrıca mahkûm ailelerin ziyaret edilerek onlara destek olunması gerektiğini söyledi. (Şükrü Gündüz - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.