CHP, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde altı saatlik bir parti meclisi (PM) toplantısı yaptı. Toplantıda yerel seçimlere doğru gidilirken partinin siyasi dilinin ne olacağı ve aday profillerinin nasıl belirleneceği konuşuldu.

CHP PM üyeleri uzun tartışmalara rağmen bir görüşte uzlaşamadı.

Bazı isimler “sağın dilinin kullanılması” gerektiğini, bunun haricinde toplumun farklı kesimlerine ulaşmalarının mümkün olmadığını belirtirken, bazı isimler ise “sol söylemlere” yönelmenin daha faydalı olacağını söyledi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun nerede durduğuna dair bir bilgi yok.

Aslında Kemal Kılıçdaroğlu, siyasi duruşuyla CHP'nin durumunu çok iyi özetliyor. Kendisi kurucu felsefesi Kemalizm olan bir partinin genel başkanı; ama ne yaparsa yapsın üzerinden atamadığı bir “Dersimli” kimliği ile klasik Atatürkçülerin içinde bir ukde olarak kalıyor. Geçmişinde solculuk var; ama partisinin önemli isimleri kimi çevrelerce “Amerikancı” ve “FETÖCÜ” diye suçlanıyor. Sağa yanaşayım, muhafazakar bir dil kullanayım, diyor; ama çok yabancı olduğu bir kültürel ortamda zor durumlara düşüyor.

Mustafa Sarıgül bir dönem muhafazakar dili iyi kullandı, Muharrem İnce'nin Kemalistlere olan yakınlığı bir avantajdı; ama ikisi de liderliğe oynadığı için tasfiye edildi.

HDP'nin iyice solculaşması, Ak Parti'nin MHP ile ittifakının söylem ve eylemlerine yansıması, İyi Parti'nin merkeze yerleşememesi, CHP için manevra alanlarını daraltıyor.

CHP, Erdoğan karşıtı liberallerin desteğine muhtaç olmuş durumda. Liberallerde ise sağ ve solun pek bir anlam ifade etmediği yaşananlara bakıldığında iyice anlaşılmış durumda.

CHP'nin işi gerçekten zor.