Çiftçinin tarla fareleriyle başı dertte
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kuraklık nedeniyle ekili tarlalara yönelen farelerle başı dertte olan çiftçi, buğday ve arpa ekili arazilerine zehirli buğday bırakarak, ürünlerine zarar veren tarla fareleriyle mücadele etmeye çalışıyor.
Her yıl milyonlarca ton hububat üretiminin gerçekleştiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, geçtiğimiz sonbahar mevsiminde bir önceki mevsime göre yağışın yüzde 80'den fazla azalmasından kaynaklı etkisini gösteren kuraklık nedeniyle tarlalara yönelen farelerle çiftçinin başı dertte.
Etkisini sürdüren kuraklık nedeniyle tedirgin olan çiftçi, buğday ve arpa ekili arazilerine zehirli buğday bırakarak, tarım ürünlerine zarar veren tarla fareleriyle mücadele etmeye çalışıyor.
Farelere karşı çiftçinin alacağı önlemler hakkında değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır Yenişehir İlçe Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, yaşanan kuraklık nedeniyle farelerin tarlalara musallat olduğunu belirtti.
Tarla farelerinin, ekinlerin yüzde 25'ine zarar verdiğini bildiren İskenderoğlu, bu aşamada farelere karşı ancak zehir verilebileceğini söyledi.
Farelerin, yağış olmadığında ve çiftçinin ekim yapmadan önce çift sürememesi durumunda tarlalara musallat olduğunu dile getiren İskenderoğlu, "Kuraklık olur ve çiftçimiz pullukla tarlasını sürmemişse her yıl da üst üste buğday ektiği için fare kaçınılmazdır. Yağışın da eksik olduğu yıllarda fareler araziye musallat oluyor ve bu fareler, yaklaşık olarak araziye yüzde 20-25 oranında bir zarar veriyor. Onun için bu fare zehri gıda ilçe tarım ve hayvancılık müdürlüklerinde hazırlanıyor ve bunu satın alarak, 10'ar metre aralıklarla araziye 5-6 adet atıyoruz ki tarla faresi bitkiye zarar vermesin. Attığımız ilaç ilçe gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüklerinin hazırlamış olduğu ilaçtır. Bu ilacın sadece fareye zararı var. Onun dışında zaten kullanılmıyor. Bu ilacı iyi yerde muhafaza ediyoruz. Bu ilaç, ilçe gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüklerinden getirilip, tarlada hemen tüketiliyor. Evde bulunmaması için ilacı tarlada bitirip, öyle gidiyoruz. Bu işleri yaparken eldiven kullanıyoruz. Çıplak el buğdaya değdiği zaman fare kokuyu alıyor ve o buğdayı yemiyor. Onun için elimizde plastik eldiven kullanıyoruz." dedi.
"Çiftçinin, şubat ayının başına kadar bu ilaçlamayı yapması gerekiyor"
Pullu çift sürmenin masrafı yüksek olduğu için çiftçinin bunu yapmadığını anlatan İskenderoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Tarla faresi yüzde 20-25 oranında ekine zarar veriyor. Onun için dikkat etmek lazım. Mutlaka tarlaya zehir atılması lazım. Bunun çaresi var. Çiftçimiz yazın derin ekim sürerse yani pulluk sürerse fare olmuyor ama maalesef masraflar fazla olduğu için çiftçinin üstüne bu da yük olarak gidiyor. Pullu çift sürme, akaryakıt ve mazot fazla gittiği için çiftçilerimizin pek tercih ettiği bir yöntem değil. Yani tarlaya zehir atmak daha kolay oluyor. Bu da bir çaredir tabi. İlaçlama yapılmamasından daha iyi. Şubat ayının başına kadar çiftçinin bu ilaçlamayı yapması gerekmektedir."
Çiftçilerden Mustafa Tekfur ise yağmurun yağması halinde tarlalarda fare kalmayacağını anlatarak, "Kuraklık olduğu için tarlada fare delikleri çok oluyor. Yağış olduğu zaman çok fare olmuyor. Biz de farelere karşı ilaçlama yapıyoruz. Elimdeki zehirden delik başına 3 tane atıyoruz. Fazla attığımızda hayvan kusuyor ve bir faydası olmuyor. İnsan ile farenin iç organları aynıdır, onun için ilaçlama yapılırken dikkat edilmesi ve mutlaka eldiven kullanılması gerekir." ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.