Çınar Şefkat Der, Mustazaf Der’in kapatılmasını kınadı (Video)
Çınar Şefkat Der Mustazaf Der’’in haksız ve hukuksuz bir şekilde kapatılmasını ve Güllü Çevik’e ceza verilmesini kitlesel basın açıklaması ile kınadı.
Diyarbakır: Çınar ilçesinde faaliyet göstermekte olan Çınar Şefkat Der Cumhuriyet Mahallesindeki Dörtyol camisinin yanında düzenlediği kitlesel basın açıklamasıyla Mustazaf Der’’in haksız ve hukuksuz bir şekilde kapatılmasını ve kızının inancı doğrultusunda eğitim görmesi için çabalayan Güllü Çevik’e ceza verilmesini kınadı.
Çınar Şefkat Der'in yaptığı basın açıklamasının tam metni...
Basın Açıklaması
Son dönemlerde yargı, yine haksız ve hukuksuz kararlara imza atmaktadır. Tek gayesi halkına hizmet etmek olan Mustazaf Der’in kapatılması, Gaziantep’te çocuğunun inancı doğrultusunda başörtülü okuması için mücadele eden Güllü Çevik’in 2 yıl 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılması, bu hukuksuzluğun en son örnekleridir.
Mustazaf Der gibi 20 şubesi, binlerce üyesi ve yüz binlerce gönüllü destekçisi bulunan bir derneğin, hiçbir şiddet olayına bulaşmadığı ve tamamen yasal sınırlar içerisinde faaliyet gösterdiği halde, basit iddia ve hukuksuz bir kararla kapatılmış olmasının toplumun düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne, sivil topluma, toplumun huzuruna ve adalet duygusuna vurulmuş ağır bir darbedir. Bu kararla insanların anayasa ve yasalarla verilmiş olan örgütlenme hakkı ellerinden alınmaktadır. Adeta insanları illegal yollarla haklarını alma yoluna itmektedir.
Ayrıca sırf çocuğunun inancı doğrultusunda eğitim görmesi için çabalayan bir anneye ceza verilmesi, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir hukuksuzluk örneğidir. Bir yandan “haydi kızlar okula” kampanyaları yürütülüp kızların okula gitmesi teşvik edilirken, bir yandan da kendi inancı doğrultusunda örtülü okumak isteyen kızlara engeller çıkartılması, bununla yetinilmeyerek velilerine ceza verilmesi dünyanın en yaman çelişkisidir herhalde!
Bu kararlar aynı zamanda 'resmi ideolojiye aykırı hiçbir düşünceye hayat hakkı tanınmaması' şeklindeki zihniyetinde açık bir göstergesidir. Düşüncesi ne olursa olsun, herkese ve kuruma eşit ve adil davranması gereken yargı, dünyadaki uygulamaların aksine, sadece devletin âli menfaatini düşünmekte, bireyin ve toplumun haklarını ikinci planda tutmaktadır. Özellikle muhalif konumunda olanlara karşı verilen kararlarda bu gerçek açık bir şekilde görülmektedir. Bu şekilde İstiklal Mahkemelerinin ruhu ve mantığı daima diri tutulmakta ve özellikle muhalif olarak düşünülen kesimler için verilen kararlar haksız ve hukuksuz olmaktadır.
28 Şubat’ta gerçek iktidarı ellerinde bulunduran o günkü güç sahipleri tarafından, hakim ve savcılara verilen brifinglerde, verilecek kararlarda kendilerine açıkça nasıl davranması konusunda talimatlar yağdırılması, hâla hatırlardadır. Her ne kadar iktidar el değiştirmiş olsa da ve 28 Şubat’ın bittiği, insan hakları alanında bir takım gelişmeler olduğu iddia edilse de, bölgemizde 28 Şubat uygulamalarının devam ettiğini mahkemeler tarafından verilen bu ve buna benzer mesnetsiz ve hukuksuz kararlarda açıkça görülmektedir.
Diğer önemli bir hususta, ülkede mer’i hukuka göre suçsuz olduğu halde, mahkemelere yolu düşenler daima tedirgin olmakta ve acaba nasıl bir yargıçla karşılaşabilirim korkusu içine girmektedirler. Zira bu ülkede aynı konuda, farklı mahkemelerce birbiriyle çelişen kararlar verilebilmektedir. Bir de iktidar ve güç mücadelesi içine girenler kendilerine engel olarak gördükleri kesimleri bertaraf etmek için ellerindeki diğer güçlerin yanında, yargıyı da etkilemeye ve istedikleri kararları çıkartmaya çalıştıkları da, bu ülkede yabancısı olmadığımız bir durumdur. Bütün bunlar insanların adalete olan duygusunu zayıflatmakta ve toplumda bir güvensizlik ortamı doğurmaktadır.
Bundan hareketle biz bu ülkede yaşayan herkese aynı muamelenin yapılmasını, herkesin hak ve hukukunu gözeten, ayırımcılığı ortadan kaldıran yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasını, ellerinde yetki bulunduran ve bu yetkilerini keyfi ve ideolojik görüşleri doğrultusunda hak ve hukuku gözetmeyerek kullananların, ilgili konum ve makamlardan uzaklaştırılmasını, bir sivil toplum kuruluşu olarak, ilgili ve yetkili kişi ve kurumlardan bekliyoruz. Aksi takdirde toplumda var olan uçurumlar daha da derinleşecek, birey ve toplum ile kurumlar arasında ki güven bunalımı daha da artacaktır. Dolayısıyla herkes huzursuz olacaktır.
Son olarak, tek gayesi halkının hizmetinde olmak, toplumu ıslah etmek ve ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak olan ve bu doğrultuda çalışan Mustazaf Der’in kapatılmasını ve Gaziantep’te çocuğunun eğitim hakkını gasp edenlere karşı mücadele veren Güllü Çevik’e haksız ve hukuksuz bir şekilde ceza verilmesini şiddetle kınıyor, yetkililerin bu haksızlıkları gidermek için bir an önce harekete geçmelerini bekliyoruz.
Öz Çınar Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
(ÇINAR ŞEFKAT DER)
Çınarınsesi.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.