Ahmet YÜCEBAĞ
Çin'de Değişimin 40. Yılı
Gündemin Suriye ve Fırat'ın doğusuna olası operasyona yoğunlaştığı bir sırada yerel basında pek yer edinmeyen fakat dış basının yakından takip ettiği Çin'de “Dışa Açılım ve Reform” programının 40. yıldönümü kutlanmaktaydı.
18 Aralık 1978 yılında Deng Xiaoping tarafından başlatılan daha önceki kültür devriminin aksine Çin'in önünü açan geleneksel Çin düşüncesi olan “Dünyanın Merkezinde” olmayı politika değiştirerek gerçekleştirmeye çalışan bir reform süreci başlatmıştı. Bu süre zarfında sabırla ve adım adım süreç işlemiş büyük aileler tarafından finanse edilerek günümüz seviyesine gelinmiştir. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından 40. Yılı kutlanırken verilen mesajlar ticaret savaşı, hegemonya politikası, borç tuzağı gibi başlıkları kapsıyordu.
Xi'nin önemli konu başlıklarını sıralayacak olursak;
Komünist Parti'nin, tüm kurumların, reformların ve kararların merkezinde olduğu,
Çin karakteristiğinde Sosyalizmin en önemli özelliği ve sistemin en büyük gücü olduğu,
Hiçbir zaman hegemonya arayışında olmadığı,
Kimsenin bize ne yapıp ne yapmayacağımızı dikte edecek pozisyonda olmadığı,
Ticaret savaşları ve son olarak Huwaie olayından dolayı dikkatler Jinping'in konuşmasını bekliyordu. Reformun devamı, İnsan Hakları ihlalleri hakkında düzenleme ve ticaret savaşlarını hafifletecek bir söylemin olmaması konuşmayı sadece ÇKP'nin propagandasına çevirdi.
Asya ülkeleri ve Afrika ülkeleri üzerinden tartışılan ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence tarafından da dile getirilen “Borç Diplomasisi” konusu ülkeleri tedirgin eden bir konu olarak meşgul etmektedir. Ticaret ve yatırım anlayışıyla hibe, faizsiz kredi, özel kalkınma fonu, ithalatı destekleme fonu adı altında yapılan yatırımlar özellikle az gelişmiş ülkelere ulaşım ve istihdamda rahat bir hayat sunması, yatırımları(!) cazip hale getirmektedir fakat ödenemeyecek duruma gelinmesi stratejik önemde olan bölgelerin Çin tarafından talep edilmesini söz konusu yapmaktadır. Bu durumu Malezya, Pakistan ve Maldivler dile getirmiş ve tepki göstermişlerdir. “Borç Tuzağı” İpek Yolu'nu sabote etmek için Batı tarafından özellikle dile getirilen bir söylem ne kadar acımasız olsa da IMF'yi masum yapmadığı muhakkaktır.
Ticaret savaşının yanı sıra, Güney Çin Denizini kendi iç denizi gibi kullanması yapay adalar yaparak uçak pistleri, füze rampaları yerleştirmesi ABD ve Güney Çin Denizine komşu ülkeler tarafından tepkiyle karşılanmakta ve ABD'nin bölgede pervasızca hareketlerine sebep olmaktadır. ABD'nin Suriye'den ve Afganistan'dan çekilmesi de Çin politikasıyla ilgili olabilir; Trump ve Jinping'in anlaştığı 90 günlük ticaret savaşına ara verme süresi yarılandı ve bunun Trump yönetiminin alanı daraltıp Çin'i durdurmaya çalışma planı olarak değerlendirilebilir. Suriye ve Afganistan'a istediği zaman basit sebeplerle tekrar yerleşmesi zor olmayan bir durum fakat Çin'in önü alınamazsa Suriye'de ya da Afganistan'da olmanın da pek bir anlamı kalmayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.