Suat KOŞMAN
Çocuklarda ölüm olgusu-2 Neler yapılabilir
*Ölen, çocuğun ebeveynlerinden biri ise çocuklar için en iyi olan şey olayı hayattaki ebeveyninden duymasıdır. Çocuğu alıp sessiz bir odaya götürüp olayı anlatabilirsiniz. Burada dikkat etmemiz gereken durum ise ölümü anlatırken müsebbipten ziyade, sebeplerin dile getirilmesi yani, Allah anne ya da babanın canını aldıdan ziyade ölen kişinin ölüm nedeni üzerinden dile getirilebilir(trafik kazası, kanser, kalp krizi) gibi ifadelerin kullanılması daha uygundur. Çocuğun burada Allah'ı sevdiği kişileri elinden alan biri olarak düşünmemesi için sebeplerin dile getirilmesi faydalıdır. Soru-cevap faslında cennet temaları konuşulabilir. Tekrar buluşacağımızdan, ölen kişinin yok olmadığını, âlem değiştirdiğini yaşına uygun olarak söylenebilir. Burada ebeveynlerin düştüğü hataların başında ölümü uykuya, uzun yolculuğa benzetmeleridir. Bunun sonucu olarak çocuk uykudan ve yolculuktan korkabilir.
*Ölüm zamanlarında çocuğu başka yere götürmeyin çocuk var olan yası yaşasın gözlemlesin. Mezarlığa gelmek istiyorsa çocuğu götürün bu ölümü somutlaştırmak açısından önemli bir adımdır. Ancak eğer çocuk gelmek istemiyorsa baskı yapmayın. Ölümden hemen sonra çocukların büyükanne-babalara ya da yakın arkadaşlara gönderilmesi, zaten ayrılığa karşı hassaslaşmış olan çocuğu daha da tedirgin eder. Uzağa gönderilmektense yas tutan ana veya babalarıyla kalmaları daha iyidir, aksi takdirde sağ kalan ebeveynin de yok olacağına ilişkin korku yaşayabilirler.
*Çocuğa, güçlü görüneceğim diye duygularınızı saklamayın. Ölümün ardından yaşanan özlem, öfke, üzüntü gibi duyguların normal olduğunu hissettirin. Çocukların duygularını sizinle paylaşabilmesi için uygun ortam hazırlayın. Siz duygularınızı içinize atarsanız çocuk duygularını sizin ile paylaşmaz.
*Çocuklar, kayıp sonrası çok üzülürler. Birinin onların hayatından çıkıp gitmesi karşısında yalnızlık ve çaresizlik duygusuna kapılabilirler, bu süreçte çocuğa yalnız ve çaresiz olmadığını, bundan sonra da onu seven insanların yanında olmaya devam edeceğini sözel olarak ifade edin. Duygu olarak da hissettirin, fiziksel teması artırın.
*Çocuklar, böyle zamanlarda çok fazla soru sorarlar. Böyle zamanlarda çocuğunuzla konuşun, onu dinleyin, destekleyin. Aynı soruları tekrar tekrar yanıtlarken sabırlı ve anlayışlı davranın, çünkü sorular çocuğun hissettiği karmaşa ve belirsizliği gösterir, iyileşme yöntemidir. Gerekli durumlarda “Bilmiyorum” demekten çekinmeyin.
*Yas sürecini uzatmayın zaten örfümüzde yasın üç gün olması çok güzel bir gelenek. Ondan sonra hayat devam ediyor sık sık duyuyoruz “ölenle ölünmez kalan kişilerle ilgilenmek gerek” diye bunu göz önünde bulundurun. En kısa zamanda yemek, çalışma, uyku saatlerini belirleyerek, olağan günlük yaşam düzeninize dönün.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; çocuklar, doğaları gereği zayıf ve naiftirler. Ölüm karşısında tepkileri farklı olabilir. Bize düşen, bu süreçte yasımızı onlarla birlikte yaşamamız, sevgi ve şefkati bu süreçte daha fazla kullanmak gerekir. Fiziki temasları ihmal etmemek ve sorularına tatlılıkla cevap vermek gerekir.
Rabbim bu dünyadan göçmüş kardeşlerimize rahmetiyle muamele etsin. Kalan kişilere de sabrı cemil versin(âmin)
Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.