Çocuklarımızı Camiye Göndermekle Mükellefiz
Okulların kapanmasıyla tüm Türkiye'de Kuran Kursları başlarken Van'daki Kuran kursu hocaları, çocuklarımızı camiye göndermekle sorumlu olduğumuzun altını çizdi.
VAN - Okulların kapanmasıyla beraber camiler çocuklarla dolup taşarken, Van'daki kuran kursu hocaları ve cami imam hatipleri çocuklarımızı mutlaka camiye göndermemiz gerektiğini ifade etti.
Van Müftülük şube müdürü Yunus Tekin eğitimin ilk önce ailede başladığını, camilerin de yaygın bir eğitim kurumları olduğunu belirtti. Tekin, başlatılan Kuran kurslarında öğrencilerin sadece kuran öğrenmediğini, bunun yanında Peygamber Efendimizi, Kuran'ın insanlar için biçtiği ahlak modelini ve ibadetleri de öğrendiklerini dile getirdi.
"Kuran Kursları Çocuklar İçin Bir Temel Oluşturur"
Çocukların kuran kurslarında öğrendiklerinin kendileri için bir temel bilgi oluşturacağını söyleyen Tekin, "Bütün bunlar okula devam edecekleri zaman öğrenciler için bir temel oluşturacak. Okullarında gördükleri din ve Kuran derslerine burada öğrendikleri bilgiler yardımcı olacak. Ayrıca burada öğrendikleri bilgiler bundan sonraki hayatlarında da kendilerine devamlı lazım olacak" dedi.
Aileleri çocuklarını sıkmamaları hususunda uyaran Tekin, "Çocuk eve gittiğinde ailesi ona neler öğrendiğini sormalı, çocuklarıyla birlikte ders çalışmalıdırlar. Bu şekilde hem kendi bilgileri tazelenmiş olur hem de çocuklar derslerini pekiştirmiş olurlar" diyerek ailelerin çocuklarının neler öğrendiklerini sormaları gerektiğini ifade etti.
Çocukları sokaklarda çalışan ailelere de çağrıda bulunan Tekin, çocukların satıcılık yapmasının onların eğitimine mani olmaması gerektiğinin altını çizerek, "Eğer çocuklarının çalışma mecburiyetleri varsa ders saatleri dışında bunu yapsınlar. Çocuklar buradan eğitim aldıkları takdirde kendilerini olumlu yönde etkileyecektir. Toplumda ve aile içinde huzur olacak. Ailedeki yanlış tavırlar daha az olacak. Bu sebeple herkes çocuğunu camiye göndermelidir" ifadelerine yer verdi.
"Her Yaştan Çocukları Kabul Ediyoruz"
Bütün yaş gruplarındaki herkesi camiye kabul ettiklerini dile getiren Ulu Cami İmam-Hatibi Mehmet Salih Tanrıant, "Gelen çocuklar çok küçük de olsa en azından cami atmosferini teneffüs etmeleri bile onlara yeter. Aileler özellikle bu mübarek 3 aylarda çocuklarını camiye göndermeyi ihmal etmesinler" çağrısında bulundu.
Çocukların camiyle buluşmasının üzerlerinde çok büyük olumlu etkilerin olduğunu dile getiren Tanrıant, "Çocuklar burada Kuran'ın yanında dini ve adabı muaşeret kanunlarını da öğreniyorlar. Toplumun içinde nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağını öğreniyorlar. Bizler de kurs hocaları olarak çocuklarla arkadaş gibi oluyoruz. Onların takibatını yapıyoruz. Çocukların anne babalarının telefonlarını alıp çocukları gelmediği takdirde onları arıyoruz" dedi.
Kur'an-ı Kerim'in önemine ve çocuklar üzerindeki etkisine değinen Tillo Camii imam hatibi Nasrullah Yavuz ise Kuran'ın bizlere rehber olduğunu, her zaman Kuran'a ihtiyacımızın olduğunun önemine vurgu yaparak "sizin en hayırlınız kuranı öğrenen ve öğreteninizdir" hadisini hatırlattı.
"Kuranla Tanışan Bir Çocuk Kötü Hal ve Hareketlerini Terk Etmeye Doğru Gidecektir"
Yavuz, "Kur'an çocukları kötü alışkanlıklardan uzaklaştıran bir kitaptır. Kuranla tanışan bir çocuk kötü hal ve hareketlerini terk etmeye doğru gidecektir. Eğer çocuk bu yaşta Kuran öğrenmezse sünnet ile iç içe olmazsa bu çocuğun büyüdükten sonra Kuran'ı sevmesi, dine yönelmesi, namaz kılması çok daha zor olacaktır. Onun için bu yaştan itibaren çocuklarımıza Kuran ve Sünnet'i sevdirmeye gayret göstermeliyiz. Çocuklara Kuran'ı sevdirmeye, dini sevdirmeye gayret göstereceğiz. Bu çocukları kötü alışkanlıklardan kurtarmak için, sokakta internet salonlarında uzaklaştırmak için oyun ortamından uzaklaştırmak için de çaba sarf etmeliyiz. Bunun karşılığını da inşallah göreceğiz" ifadelerini kullandı.
"Bir Anne ve Baba Çocuklarına Güzel Ahlaktan Daha Güzel Bir Miras Bırakamaz"
Velilerin camiye gönderdikleri çocuklarının durumlarını sormasını çocuklar üzerinde olumlu etkilerin olduğunu belirten Yavuz, anne babanın çocuğuyla ilgilenmediği takdirde de çocukların olumsuz etkileneceğini de bildirdi.
Yavuz anne babalara seslenerek, "Bu konuda duyarlı olsunlar. Çocuklara Kuran'ı sevdirmeye daha çok gayret göstersinler. Zamanlarını ayırsınlar. Çocuklarıyla beraber ibadet etsinler. Her anne baba kendi evinde bir cemaat oluşturabilir. Çocuklarını özellikle sabah namazlarına da kaldırsınlar. Evlerini adeta bir mescide, bir cami havasına çevirsinler. Yapacakları en önemli iş odur. Peygamberimiz bir hadisi şerifinde: 'Bir anne ve baba çocuklarına güzel ahlaktan daha güzel bir miras bırakamaz' diye buyurmaktadır" sözlerine yer verdi.
Hacı Şaban Şavur Camii imamı Fahreddin Aslan d, Kuran'ı Kerim'in önemine ve çocuklar üzerindeki etkisine değinerek, Kuran'ın bir hidayet kaynağı olduğunu, Müslüman olarak Kuran'ı okuyup ve okutmak, yaşamak ve yaşatmak mecburiyetinde olduğumuzun altını çizdi.
'Tek Reçete Kuran Ahlakına Sarılmaktır'
Aslan, Kur'an-ı güzel bir şekilde öğrenmemiz gerektiğine değinerek, "Daha sonra ailemizi, çocuklarımızı, çevremizi Kuran ahlakıyla yetiştirmeye çalışacağız. Allah'u Teala Kuranla amel edenleri yüceltir, üstün tutar. Kur'an-ı terk edenleri ise Allah alçaltır. Bugün en büyük sıkıntımız da Kurani ahlaka sahip olmayışımızdır. Toplumda sıkıntılar varsa, evlat babasına saygı duymuyorsa, toplumda huzursuzluk kargaşalar meydana geliyorsa bunun nedeni Kuran ahlakından uzak oluşumuzdur. Bunların tek reçetesi ancak kuran ahlakına sarılmaktır" dedi.
Mümtehine suresinin 6. ayetini hatırlatan Aslan, çocukların velilere Rabbimiz tarafından bir emanet olduğunu söyleyerek, Allahu Teala'nın bu emanetin hesabını bizden soracağını kaydetti. Aslan, "Eğer çocuk toplum içerisinde dinini, peygamberini öğrenmeden büyüyorsa bunun en büyük sebebi velilerdir. 5-6 yaşındaki çocuk futbolcuların, sanatçıların ismini biliyorsa; ama peygamberin ismini, hayatını bilmiyorsa bunun mesuliyeti evvela babalara daha sonra ise hepimize aittir" ifadelerine yer verdi.
'Çocuk Hiçbir Baskıya Maruz Kalmadan Günaha Sürüklenebiliyor'
Yaşadığımız çağın çocuklar için adeta günaha sürüklenme çağı olduğunu belirten Aslan, "Çocuk rahat bir şekilde hiçbir baskıya gerek kalmadan internetlerde, kafelerde, başka yerlerde günaha sürüklenebilir. Günaha ulaşma yolları çok basit olmuş; gerek ev, gerek ise sokak ve okullarda olsun… Sigara içme yaşı çocuklarda 10 yaşına kadar düşmüştür. Bu gençliğimiz açısında büyük bir tehlikedir. Aileler, çocuğunu sokağa saldığı zaman çok dikkatli olması lazım. Örneğin bilgisayarda antivirüs programları vardır. Yani bilgisayar çökmesin diye dışarıdan gelecek tehlikeler bilgisayara bir zarar vermesin diye antivirüs programları bilgisayara yüklenir. Bizler de çocuklarımıza öyle bir antivirüs programını yüklememiz lazım. Yani, eğer çocuklarımızı kuran ahlakıyla iyi yetiştirirsek, onu sokağa saldığımız zaman bir korkumuz olmaz" diyerek çocukların adeta boş bir kaset gibi olduklarını, kendilerine ne verilirse onu aldıklarını dile getirdi.
'Çocuklarınızı 3 Hasletle Yetiştirin'
Peygamber Efendimizin 'Kişi dostunun dini üzeredir" hadisini anımsatan Aslan, "O yüzden kişi kiminle arkadaşlık ettiğine iyi baksın. Çocuklarını takip etsinler; hangi programları izliyorlar, kimlerin taklidini yapıyorlar ona dikkat etsinler. Belli bir yaştan sonra dikkat etmedikleri takdirde Allah muhafaza çocukları karşısına bir ateist, bir dinsiz olarak çıkabilir. O zaman her şey için geç olabilir. Bu gibi durumlarla karşılaşmamak için resulullah efendimizin de ifade ettiği gibi çocuklarımızı. Allah sevgisi, Peygamber sevgisi ve Kuran sevgisi olan 3 hasletle terbiye etmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Kuran kurslarının; öğretici, veli, öğrenci olmak üzere 3 önemli ayağının olduğunu bildiren Aslan, "Velilerin kursa giden çocukların sormada pasif olduklarını belirterek, okula gösterilen önemin aynısının da camiye gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Aslan, "En azından haftada bir camiye gelip cami hocalarından çocuğunun durumunu sorsunlar. Veli, muhakkak Kuran kursuna uğrayıp çocuklarının durumunu sorması lazım. Çocuğun hevesi var mıdır yok mudur diye. Çocuklarını göndermeye zorlamasınlar bu işi sevdirmeye çalışsınlar. Baskı ile yapıldığı zaman çocuğa bir şey veremezler. Camide ne öğrendiklerini sorsunlar. Çocuk anne babasını kendi durumun sormak için geldiğini gördüğü zaman bu onlar için moral ve motive olur. Bu sayede çocuk dersine daha fazla bağlı kılar. Aynı şekilde veli ilgisiz olduğu zaman bu da çocuğu olumsuz etkiler" ifadelerine yer verdi. (Fırat Arslan - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.