Cumhurbaşkanı anayasa değişikliğini halka anlatacak
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gazetecilere yaptığı açıklamada anayasa değişikliği sürecini en fazla savunanın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğuna dikkat çekerek konuyu halka anlatma noktasında da bir çalışma içerisinde olacağını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Külliye’de gazetecilerlerle bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Anayasa değişikliği sürecini en fazla savunanın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğuna dikkat çeken Kalın, "Bu süreci en fazla savunan, Türkiye’nin gündemine getiren lider olması hasebiyle elbette bu konuyu vatandaşlarımıza anlatma noktasında kendisi de bir çalışmanın içerisinde olacak. Kendisi aslında bunu şimdi de yapıyor. Bugün muhtarlara konuştuğunda da yaptı. Bu çerçevede çalışmalar devam edecek ama daha spesifik olarak nasıl bir referandum süreci olur, onun cevabını vermek için henüz erken." dedi.
Kalın, anayasa değişiklik teklifine ilişkin olarak "Sistemin getireceği ilave katkılar, Türkiye’nin yönetim şekline büyük önem arz ediyor. Cumhurbaşkanımızın tabiri ile patinaj yapan bir ülke değil, 2023’e hızlı, kararlı, etkin bir yönetimle giden bir Türkiye hedefleniyor. Yeni sistemle beraber daha etkin, çift başlılığın olmadığı bir yönetim şekli hedefleniyor. İnşallah vatandaşımıza konu götürüldüğü zaman büyük oranda destek verileceğini düşünüyoruz. Göstergeler de zaten bu yönde." ifadelerini kullandı.
OHAL sürecinde referandumun yapılmasına ilişkin Fransa örneğini veren Kalın, "Fransa’da genel seçimlere gidecekler ve OHAL’i uzattılar. Vatandaşın referanduma gidip hür iradesini etkileyecek herhangi bir şey söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
"FETÖ ile mücadele bugünden yarına tamamlanacak bir konu değil"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın FETÖ itirafçılarına ilişkin ifadelerin hatırlatılması üzerine Kalın şöyle dedi: "Cumhurbaşkanımızın endişesi; itirafçı diye ifade veren bazı FETÖ’cülerin hedef saptırmaya çalıştığı, bilgilerinin birçok başka bilgi ile uyuşmadığı yönünde bir tablo çıktı. FETÖ ile mücadele bugünden yarına tamamlanacak bir konu değil. Bu örgüt kripto elemanlarını uyur hücre getirme haline getirme potansiyeline sahip. Hassasiyetle yürütülmesi gereken bir süreç. Cumhurbaşkanımızın da daha önce ifade ettiği gibi kurunun yanında yaş da yanmasın, at izi it izine karışmasın diye. (Belediyeler ve kamuda FETÖ temizliğinin yavaş gittiği algısı konusunda) Algıyla hareket edilmez. Somut bilgi ve belgeye dayalı hareket etmek durumunda sorumluluk sahibi insanlar. Ama kolay bir süreç değil, söylemek lazım."
"Astana’dan beklentilerimiz; rejim ve muhalefetin ateşkesin devam ettirilmesi"
Kalın, Astana görüşmelerinden beklentilere ilişkin soruya ise, "Türkiye, Rusya, İran, 3 garantör ülke, ateşkesin de garantörleri. 2 gün önce muhalifler Astana görüşmesine kimlerin katılacağını kararlaştırdılar. MİT Müsteşarı Hakan Fidan Bey’in çok yoğun gayretleri oldu. Astana’dan beklentilerimiz; rejim ve muhalefetin ateşkesin devam ettirilmesi konusunda mutabakata varmaları, siyasi geçiş süreciyle ilgili modalitenin nasıl olacağı konusunda mutabakata varmaları, üçüncüsü de insani yardımların ulaştırılması konusunda yeni mekanizmaların kurulması. Uluslararası toplum yine sınıfta kaldı. O görüşmeleri bizzat yürüttüm, birkaç batılı ülke derhal insani yardım ulaştıracağını söyledikleri halde haftalar geçti, sahada karşılığını görmedik. 3 ülke ve muhtemelen ABD, yani Trump yönetimi Astana’da kolaylaştırıcı rolde olacaklar." şeklinde yanıt verdi.
İran’ın sürecin içinde olmasının önemli olduğunu belirten Kalın, "Çünkü sahada etkinliği olan bir aktör. İran’ın Suriye’de son 1,5 yılda elde ettiği bir mevcudiyeti var. Bunu muhafaza etmek isteyecektir." dedi.
"Obama yönetimi ile iki temel ihtilaf konumuz var"
ABD'yle ilişkilerine değinen Kalın, "Obama yönetimi ile iki temel ihtilaf konumuz var. Biri YPG/PYD’ye verdikleri destek. İkincisi de FETÖ ile ilgili takındıkları tutum. Bu iki konuyu da yeni yönetimle elbette ki görüşüyoruz. Bir şey söylemek için erken. Dosya dosya konuşacağız. Dışişleri Bakanımız orada. İntibalarını da döndüğü zaman alıp yeni bir yol haritası hazırlayabileceğimizi düşünüyoruz Trump yönetimiyle. Gördüğüm Trump yönetiminin Türkiye’nin bölgedeki hassasiyetlerini, güvenlikle ilgili endişelerini dikkate alan bir yaklaşım içinde olduğu ve bunu koruyacağı şeklinde. ‘Güvenli bölge kurulmalıydı’ sözü Cumhurbaşkanımızın tezine verilmiş önemli bir destek. Görevi devraldıktan sonra bu konuda ne yapalım beraber diye detaylı bir şekilde konuşacağız." şeklinde konuştu.
Kalın, kesinleşmiş bir tarih olmamakla birlikte yakın bir süre içerisinde ABD'ye bir ziyaret yapılması planının olduğunu aktardı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.