Danıştay kararı olumlu fakat yetersiz video
Danıştay 8. Dairesinin başörtülü avukatların duruşmalara başörtüleri ile katılmalarının önündeki engeli kaldırması, STK'lar tarafından olumlu ancak yetersiz bulundu.
MERSİN- Danıştay 8. Dairesinin başörtülü avukatların duruşmalara başörtüleri ile girebilmeleri önündeki engeli kaldırması toplumun çeşitli kesimleri tarafından olumlu bir adım olarak yorumlandı. STK'lar, alınan bu kararın sadece mahkemelerle sınırlı kalmamasını tüm kamu kurum ve kuruluşlarında geçerli olmasını istiyorlar.
Olumlu fakat yetersiz
TESSEP Mersin temsilcisi Ercan Fidan, Tessettür Seferberliği Platformu olarak kendilerinin de başörtü zulmünün bitmesi için çeşitli çalışmalar yaptıklarını ve çalışmalarının hala devam ettiğini vurguladı. Fidan, alınan karar ile alakalı olarak, "Danıştay 8. Dairesinin almış olduğu kararı çok olumlu ve müsbet buluyorum. Tabii alınan bu karar yeterli değildir. Tesettür sıkıntısı sadece avukatlık ile alakalı bir sıkntı değildir. Tesettür başta kamunun tüm alanlarında olan bir sıkıntıdır. Diğer tüm kamu kurum ve kuruluşlara kadar yani ilkokul, ortaokul ve liseye kadar yaşanmakta olan bu sıkıntının ortadan kaldırılması gerekli. Bu tessettür yasağının kaldırılmasının ise Anayasal güvence altına alınması gerektiğini savunuyorum. İnsanların kendi mesleklerini, icra etme konusunda kılık kıyafetin engel teşkil etmemesi gerekir. Hele adalet mülkün temelidir denen bir yerde böyle adaletsizliklerin yaşanması kabul edilemez" dedi.
Anayasal güvence altına alınması gereklidir
Danıştay kararının gecikmiş ve çoktan verilmesi gereken bir hak olduğunu savunan Mazlum-Der Mersin Şube Başkanı Masum Bilen, "Danıştay 8. Dairesi tarafından alınan karar olumlu fakat yetersizdir. Sadece avukat olan bayanların başörtülü bir şekilde davalara katılması değil. Başörtü önündeki bu insanlık dışı ve çağ dışı engelin kaldırılıp tüm kamu kurum ve kuruluşlarının her alanında başörtü serbestiyeti olması gerekli. Bu zülüm ve uygulama artık ortadan kaldırılmalı" diye belirtti.
Bilen, "Yani bir bayanın bilgisine, becerisine bakılmaksızın sadece başörtüsünden dolayı kendisine zülm etmek ve başörtüsünden dolayı duruşmalara almamak buna da mülkün temeli demek, adaletsizliktir. Sadece inancı gereği başını örteni örtüsünden dolayı duruşmaya almamak, dışlamak, ikinci sınıf vatandaş kabul etmek. Diğerlerine karşı onları ezik duruma düşürmek, toplumdan dışlamak ve birde kalkıp buna adalet derseniz, adaletten haberi olan insanlar kalkar buna güler. İnşallah Danıştayın bu kararıda emsal temsil eder" ifadelerini kullandı.
Bugün iktidarda olan AK Parti'nin bazı güzel adımlar attığını ifade eden Bilen, "Fakat attığı bu güzel adımları Anayasal güvence altına almadığında yerine gelecek olan bir parti tarafından bu emeklerin hepsi heba edilip ortadan kaldırılabilir. Müslümanların ve Kürtlerin gasp edilmiş haklarının bir nebzede olsa verilmesi anayasal güvence altına alınması gereklidir" şeklinde konuştu. (Osman Öksüz-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.