Darbe girişimi ile Türkiye’yi Suriyeleştirmek istediler
15 Temmuz darbe girişiminin 2'inci yıldönümü nedeniyle değerlendirmelerde bulunan siyasi parti ve STK temsilcileri ile vatandaşlar, darbe girişiminin başarılı olması durumunda Türkiye’nin savaş alanına döneceğini söylediler.
FETÖ’nün ABD destekli kanlı askeri darbe girişiminin üzerinden iki yıl geçti. 2016 yılında takvimler 15 Temmuz gecesini gösterdiğinde gerçekleştirilen darbede 250 kişi şehit oldu, 2 bin 740 kişi de yaralandı.
Konuyla ilgili İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Şırnak’taki siyasi parti ve STK temsilcileri ile vatandaşlar, sömürgeci ABD’nin İslam ülkelerinde gerçekleştirilen darbelerin başını çektiğini hatırlatarak, FETÖ’nün kanlı yüzünün 15 Temmuz vesilesiyle ortaya çıkığını söylediler.
ABD destekli 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye’nin işgal edilmek istendiğini belirten HÜDA PAR Şırnak İl Başkanı Abdullah Kılınç, darbeleri doğuran ana etkenin, darbe ürünü olan anayasa olduğunu kaydederek; yerli, milli ve inançlarla çatışmayan, kucaklayıcı, adil bir sistemin kurulmasıyla darbelerin önüne geçileceğini vurguladı.
Dış güçlerin de desteğiyle bir darbe yapılmak istendiğini belirten Nuh Eğitim Kültür Dayanışma Sağlık ve Dayanışma Derneği (Nuh Eğitim Der) Başkanı Nureddin Tatar, kimi zaman gezi olayları adı altında, kimi zaman 17-25 Aralık operasyonları ile kimi zamanda da son safha olan 15 Temmuz menfur darbe teşebbüsü ile Türkiye’nin iç savaşa sürüklenmek istediğini söyledi.
28 Şubat post modern darbesinin gerçekleştirilmesinin ardından camilerde Kur’an-ı Kerim dersi verdiği için Hizbullah Cemaatine üye olmaktan yargılanarak 6 yıl hapis yatan Süleyman Çiftçi ise FETÖ’nün gerçek yüzünün ortaya çıktığını ama buna rağmen ihdas edilen asılsız suçlamalarla 28 Şubat sürecinde ve FETÖ’cülerin eliyle yaşatılan mağduriyetlerin halen devam ettiğine dikkat çekti.
“Darbenin arkasındaki aktörler büyük şeytan ABD ve terör çetesi israildir”
Türkiye’nin ekonomik ve askeri alanda güçlendiğini belirten HÜDA PAR Şırnak İl Başkanı Kılınç, Türkiye’nin ABD, İsrail ve İngiltere’ye ihtiyacının olmadığını söyledi.
Türkiye’nin darbe girişimine açık destek veren ABD ve siyonist israile yaptırım yapmadığını hatırlatan Kılınç, “İlk önce 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Bu darbe girişimlerinin perde arkasındaki aktörler büyük şeytan Amerika ve terör çetesi israildir. Hadisi Şerifte Resulullah aleyhissalatu vesselam “ Küfür tek millettir” diyerek bize haber veriyor. Mısır, Sudan, Afganistan, yanı başımızdaki Irak ve Suriye… Bu terör devletlerinin sözde huzur ve barışı getirmek için hangi ülkemize el atmışsa orada sadece kan, gözyaşı ve huzursuzluk meydana getirmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminin yapılmasının amacı Türkiye’yi de bu saydığımız ülkeler ile aynı hale getirip perişan etmekti. Sayın cumhurbaşkanı israilin bir terör şebekesi olduğunu dile getiriyor fakat icraata baktığımızda herhangi bir yaptırım yok. Biz, sözlerini ve yaptığı icraatları bir birine ters görüyoruz. Her nedense ağzıyla kameraların karşısına çıkıp bunları kötülüyor, terör devleti olarak gösteriyor. Fakat mesele ticari ve ekonomik safhaya gelince, devlet arası ilişkilere gelince somut bir adım atılmıyor. Oysaki bugün, sayılmayacak kadar İslam ülkeleri var. Yani bir terör devleti ile ilişki kuracağına İslam ülkeleriyle ticaretinizi yapın. Bugün, Türkiye kendi imkânlarıyla birçok silah ve mühimmatlarını kendisi yapabiliyor. Türkiye ekonomik ve askeri olarak çok güçlenmiş. Amerika’ya israile ve İngiltere’ye bu kadar yalvarmaya gerek yok. İslam ülkeleriyle ticaretini sağlamlaştırsa, dostluğunu ve muhabbetini pekiştirse daha çok makbule geçer.” ifadelerini kullandı
“Darbe girişimi başarılı olsaydı en çok dindarlar perişan olacaktı”
Darbelere zemin hazırlayan sistemin değiştirilip yerine yerli, milli ve dini değerlerle çatışmayan kucaklayıcı, adil bir sistemin kurulması gerektiğini ifade eden Kılınç, “Ülkemizin, terör çetesi israil ve ABD’ye ihtiyacı yoktur. Fakat ne yazık ki yetkililerimiz bu bilinçte değildir. 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşmiş olsaydı özellikle dindar insanlar çok perişan olacaktı. Darbelerin arkasında Amerika’nın, israilin, İngiltere’nin olduğunu dile getiriyoruz. Fakat bu şekilde hepsini onlara yüklemek te doğru değildir. Çünkü ülkemizin örf ve adetlerine, inancına ters düşen mevcut bir anayasa vardır. Bu sistem değişmedikçe Allah korusun bu darbe girişimleri devam edecek. Yeni sistemde halkımızın Türk, Kürt, Arap, Çerkez, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun… bu insanların tümünü kucaklayacak bir şekilde yeni bir anayasa oluşturulmalıdır. “ dedi
“Dış güçlerin İslam ülkeleri üzerinde çok oyunları var”
15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’yi de diğer İslam ülkeleri gibi karıştırmak, iç savaş çıkarmak ve kendi emelleri doğrultusunda bir çizgiye getirmek için içteki hainlerin eliyle, dıştaki İslam düşmanlarının da desteğiyle yapılmak istenen bir askeri darbe olduğunu vurgulayan Nuh Eğitim Der Başkanı Nureddin Tatar, “Son yıllarda Türkiye üzerinde çok oyunlar yapılıyor. Özellikle Ortadoğu’nun istikrarsızlaştırılması ve karıştırılması ile beraber ayakta durabilen tek ülke olarak Türkiye’yi karıştırıp iç savaş çıkartmak istiyorlardı. Özellikle dış güçler bunu sıkça yapıyorlar. Tabi bunu değişik vesilelerle yapıyorlar. Kimi zaman gezi olayları adı altında ülke karıştırılmak isteniyor. Kimi zaman 17-25 Aralık operasyonları ile bir algı oluşturulmak isteniyor. Kimi zamanda son safha olan 15 Temmuz menfur darbe teşebbüsüyle bir şeyler yapılmak istendi. 15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye’yi de diğer İslam ülkeleri gibi karıştırmak, iç savaş çıkarmak ve ülkeyi kendi emelleri doğrultusunda bir çizgiye getirmek için içteki hainlerin, dıştaki İslam düşmanlarının desteğiyle yapılmak istenen bir askeri darbeydi. Allah’a şükür bu darbe teşebbüsü aklıselim bir şekilde, cesaretle üstüne gidilerek püskürtüldü. Özellikle İslam ülkelerinin zenginliklerini gasp etme, sömürme noktasında çokça teşebbüsler var. Tarih boyunca hep, İslam ülkelerini işgal etmek, varlıklarına el koymak, zenginliklerini sömürmek için ellerinden geleni yapmışlar.“ diye konuştu
“28 Şubat ve FETÖ mağdurları halen cezaevinde”
Camide Kur’an’ı Kerim dersi verdiği için 6 yıl hapis yattığını belirten 28 Şubat ve FETÖ mağdurlarından Süleyman Çiftçi, FETÖ’nün gerçek yüzünün ortaya çıkmasına rağmen hapislerde ölüme terkedilen 28 Şubat ve FETÖ mağdurlarının olduğunu söyledi.
Çiftçi şöyle konuştu: “Ben 28 Şubat mağduruyum. 2001’de gözaltına alındım. 2-3 yıl boyunca mahkeme gidip geldim. Ondan sonra 12 yıl 6 ay ceza verdiler. Hizbullah Cemaatine üye olmaktan yargılandım ve ceza verdiler. Ellerinde bir delil yoktu. Sadece dosyada geçen “Camilerde yasa dışı olarak Kur’an dersi vermek ’ suçlamasıyla ceza verdiler. Ben ceza aldıktan 4 yıl sonra beni DGM’ye çağırdılar. DGM’ye gittiğimde bana ‘senin başka dosyan var’ dediler. Nasıl bir dosya olduğunu sorduğumda bana; ‘2007-2008 yılları arasında camilerde Kur’an dersi vermişsin. Senin hakkında dosya çıkmış.’ dediler. Ben dedim ki; o tarihte ben askerdeydim. Baktılar o zaman askerde olduğumu öğrendiler. Ondan sonra beni o dosyadan beraat ettirdiler. İşte bu şekilde 6 yıl boyunca cezaevinde kaldım. Aldığım ceza sicilime işlediği için resmi hiçbir işte çalışamıyorum. İŞKUR’da dahi çalışamıyorum. İŞKUR’da çalışmaya başladığımdan 2 ay sonra beni arayıp işime son verdiler.”
15 Temmuz darbe girişiminin ülkenin başına gelecek felaketlerden en büyüğü olduğunu belirten Çiftçi, “15 Temmuzda çocuk ve ailelerimizle beraber meydanlardaydık. Canımız pahasına bile olsa meydanlardan ayrılmadık. 15 Temmuz, ülkeye karşı büyük bir işgal girişimiydi. 15 Temmuz’un yıldönümü dolayısıyla ben yetkililere sesleniyorum! Onların ülkemiz üzerinde büyük planlar vardı. Bundan dolayı onların cezalandırılmasını ve onların mağdur ettiği Müslümanların da görülmelerini istiyoruz. 28 Şubat ve FETÖ mağdurları halen cezaevinde.” dedi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.