"Darbeciler dışarı, mağdurlar içeri!"
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, Ergenekon davasında 34 yıl 8 ay ceza alan Mustafa Balbay'ın tahliye edilmesine ve darbe mağdurların ise halen cezaevinde tutulmasına tepki gösterdi.
KOCAELİ - Ergenekon davasında 34 yıl 8 ay ceza alan İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın tahliyesine tepkiler gelemeye devam ediyor.
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 9. yıl 452. hafta basın açıklamasının konusunu, darbe sanığı Mustafa Balbay'ın tahliyesi, hiçbir şiddet eylemine bulaşmamış 28 Şubat tutsaklarından Salih Mirzabeyoğlu, Hizbut Tahirir davası tutsakları ve son dönemde HÜDA PAR üyeleri hakkında hiçbir kanıt ve şiddet eylemi olmadığı halde gözaltına alınarak yargılanmaları gibi keyfi uygulamaları oldu.
Basın açıklamasını İnsan Hakları Savunucuları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Behlül Metin yaptı.
Konuşmasına "Bu hafta çok önemli bir gelişme oldu." ifadesiyle başlayan Metin, "23 Mayıs 2003'te, üst düzey generalleri, darbe yapmaya davet eden, Kemalist Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay tahliye edildi. Darbeyle, yönetimin ordunun eline verilmesini isteyen ve darbecilikten yargılanan Mustafa Balbay, ne ilginç tesadüftür ki yemin ederek mecliste göreve başladı. CHP ve Balbay'ın zihniyetinde olanların HAYIR dediği Anayasa değişikliğinde maddelere istinaden bu gün Balbay serbest." dedi.
Metin konuşmasının devamında, "Darbecilik suçundan yargılanan, darbe kışkırtıcısı Balbay, bir takım medya tarafından duygu sömürleri eşliğinde kahraman olarak lanse edilmeye çalışılıyor. Halktan yeterli desteği olmayan CHP, darbecilik gibi çağın, aklın ve insan haklarının kabul edemeyeceği yüz kızartıcı bir suçtan yargılanan Mustafa Balbay'ı aday gösterip, hapishaneden meclise tünel kazarak kurtardı. Çünkü CHP ve Kemalist zihniyet için, halkın seçimini hiçe saymak, darbe yapmak utanılacak bir olay olmayıp gayet olağan işlerdi." diye konuştu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, "Mustafa Balbay ile ilgili isnat edilen suçları işlememiştir" diye bir karar vermediği halde, yine bu suçlamalarla bir beraat kararı olmadığı halde, Balbay'ın "Haklı mı haksız mı?" olduğu netleşmediği halde, görev alanına girip, girmediği tartışmalı bir konuda Anayasa Mahkemesi'nin bir hukuk garabetine imza attığını savunan Metin, "Anaysa Mahkemesi tahliye kararına esas olan 'Seçilmişlik hakkı' üzerinden, böyle bir karar vermeye yetkili değildir. Anayasa'nın 148. maddesinde Anayasa'da güvence altına alınan hakların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında ihlal edildiği iddiasıyla herkes Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurabilir. Fakat bununla ilgili Anayasada yazan bir hak olmalıdır. İkinci olarak da bu hak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında güvence altına alınmış olmalıdır. Oysa karardaki, 'Seçilmişlik hakkı', Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer almamaktadır. Bu açıdan Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar, Anayasa'nın 148. Maddesine göre, görev alanına girmemektedir ve bu bir usulsüzlüktür." dedi
Metin konuşmasının devamında, "28 Şubat dönemi yargılanmalarına Adalet bakanlığının hala el atmamış olması da ayrı bir faciadır! 28 Şubat darbecileri yargılanmakta fakat irtica brifingi ile yönlendirdiği yargı mensuplarının yargılamalarıyla, sırf İslami düşüncelerinden dolayı, hiçbir şiddet eylemine karışmamış inançlı insanlar, suçsuz yerde hapiste yatmaktadır. Adalet bakanlığı bu davaları ne zaman yeni baştan görecek? Bu davalar yüzünden, başta Salih Mirzabeyoğlu olmak üzere birçok masum insan, sırf düşüncelerinden dolayı, 28 Şubat darbesinin sonucu olarak daha ne kadar hukuksuz olarak hapis yatacak?" ifadeleri kullandı.
Konuşmasının son bölümünde yetkililere seslenen Metin şunları söyledi; "Adalet Bakanlığını, bu adaletsizliğe son vermesi için, İnsan Hakları Savunucuları Derneği mensubu insan hakları aktivistleri olarak, Adalet Bakanına ve HSYK'ya sesleniyoruz; bu adaletsizliklere dur deyin! Yargıyı kendi ideolojik görüşleri doğrultunda kullanan, belli mihrakların vermiş olduğu, darbeci güdümlü keyfi yargı karalarına dur deyin ve incelemeye alın!
Başta Salih Mirzabeyoğlu ve tüm 28 Şubat mağduru tutsaklar salıverilsin. 28 Şubata ait tüm siyasi yargı kararları iptal edildin ve adil yargıda, davaları yeniden görülsün. 'Vatandaşı yaşat ki devlet yaşsın' kuralından hareketle, 90 senden beri, her kesimden vatandaşa kan kusturtmuş statüko kafalıların, 28 Şubatta yaptığı kanunsuzluklara Meclisten çıkartacağınız kanunlarla, engel olma imkanınız olduğu halde, engel olmayarak büyük bir adaletsizliğe alet olmaktasınız. Tüm bunları, bir insan hakları ihlali olarak görüyor, sizleri bu adaletsizliklere dur demek için, hükümeti ve Adalet bakanını göreve davet ediyoruz." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.