Kendisi de eski İhvan üyesi olan Casim Sultan, Doha`da düzenlenen Körfez ve Müslüman Kardeşler (İhvan) konulu panelin ardından değerlendirmelerde bulundu.

Körfez ülkelerinin Mısır`daki darbeye destek vermesini "kendi içlerinde İhvan`la yürüttükleri mücadelenin Mısır`a taşınması`` olarak değerlendiren Sultan, gerek Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gerekse Suudi Arabistan`ın İhvan`la probleminin çok öncelere dayandığını belirtti.

BAE`nin Mısır`daki darbeyi desteklemesini ``BAE ile İhvan arasında uzun yıllardır var olan gerilim``e bağlayan Sultan, söz konusu gerginliğin darbeden çok daha önce başladığını söyledi. ``BAE, kendi içerisindeki İhvancılardan uzun yıllardır rahatsız, darbeyi desteklemesi bundan`` diyen Sultan şöyle devam etti:

``BAE yönetimi ile İhvan arasında süregiden bir rekabet var. BAE, İhvan`ı illegal bir örgüt olarak tanımlıyor ve ülkede böyle bir gruba yer vermek istemiyor. Taraflar arasındaki mücadele yaklaşık 50 yıldır devam ediyordu, İhvan, Mısır`daki seçimleri kazandığında ise zirve yaptı. BAE yönetimi İhvan`ın güçlenmesini kendisi için bir tehdit olarak gördü ve aynı şeyin kendi topraklarında da yaşanmasından korktu.``

Sultan, Suudi Arabistan`ın darbeye verdiği desteğe ilişkin olarak, ``Suudi Arabistan`ın Mısır`daki Mübarek hükümetiyle arası zaten iyiydi. Suudi yönetimi bölgede statükoyu değiştirecek herhangi bir halk devrimini hiçbir zaman istemez, bundan korkar`` ifadelerini kullandı.

İhvan`a verdiği destekle bilinen Katar`ın darbe döneminde mesafeli ve dengeli bir politika izlemesinin politika değişikliği olup olmadığına ilişkin soruya Sultan şu yanıtı verdi:

``Katar`da yeni Emir`in babasından görevi devralmasıyla ülkenin poltikasında herhangi bir değişiklik olmadı, olmasını da beklemiyorum. Yalnızca dış politikayı biraz daha rölantiye aldılar ve daha çok iç meselelere odaklandılar. Bölgede birçok değişim yaşanıyor, Katar tüm bu değişimleri dengelemek ve doğru yönetebilmek için daha akılcı ve dikkatli hareket etmek durumunda.``

Casim Sultan, Körfez`in darbe hükümetine verdiği desteğin uzun dönemde yeterli olmayacağını, darbe hükümetinin finansal zorluklarla karşılaşmasının muhtemel olduğunu savunarak şunları söyledi:

``Mısır`daki yönetim Körfez parası ile bir ya da iki sene daha ayakta kalabilir. Mısır halkı zengin bir halk değil, insanların maaşları ödenemediğinde, temel ihtiyaçlar karşılanamaz hale geldiğinde tıkanacak. Darbe hükümetinin Körfez parası ile uzun süre ayakta kalması mümkün değil``

İhvan`ın "kaybeden" olarak ilan edilmesinin yanlış olduğunu, mücadelenin halen devam ettiğini söyleyen Sultan, ``Şu an İhvan kaybetmiş değil, bu uzun dönemde belli olacak. Ordu kendi halkına karşı hareket ediyor. Bu şekilde devam ederse halk orduya cephe alacaktır. Bu durum uzun vadede İhvan lehine dönebilir`` şeklinde konuştu.

Katarlı düşünür Casim Sultan Türkiye`nin siyasi tecrübesinin İhvan için yol gösterici olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:

``Türkiye`nin siyasi tecrübesinden öğrenilecek çok şey var. Bu yalnızca Mısır için değil diğer Arap ülkeleri için de geçerli. Başbakan Erdoğan bir konuşmasında ``Mısır sivil, seküler bir yönetime geçmeli`` dediğinde İhvan buna tepki gösterdi, `Türkiye ile Mısır birbirinden farklı, o modeli burada uygulayamayız` dedi. Bu aslında büyük bir hataydı. Türk tecrübesi Mısır için çok önemli bir ilham kaynağı olabilirdi.``

- Katar`da İhvan

İhvan`ın Katar`a gelişi 1950`lerde başladı. Mısır`daki Nasır rejiminin baskıcı politikalarından kaçan İhvan üyeleri, diğer Körfez ülkeleri gibi Katar`a da gelerek, özellikle yeni kurulan eğitim ve din kurumlarında kendilerine yer buldu. Ünlü din adamı Şeyh Yusuf el-Karadavi de Katar`a bu dönemde geldi. Bir çok ihvan üyesi zamanla Katar vatandaşlığı aldı. Ancak Irak`ın Kuveyt`i işgali ile başlayan dönemde değişen bölgesel ortam Katar`ı da etkiledi ve 1999`da İhvan`ın Katar`daki kolu kendini feshetti. Öte yandan Katar, BAE ve Suudi Arabistan`ın aksine İhvan`a yönelik herhangi bir politika takip etmedi. Karadavi dahil bir çok ihvan üyesi ülkede faaliyetlerine devam etti.