"Darbeleri üreten ortamları bertaraf etmek gerek"

"Darbeleri üreten ortamları bertaraf etmek gerek"

Bingöl’de konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz,16 Nisan referandumu ve gündeme ilişkin konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Bingöl’de yerel ve ulusal basın mensuğlarıyla bir araya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, referandumda halkoyuna sunulacak anayasa değişikliğine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Darbeleri bertaraf etmek yetmez, darbeleri üreten ortamları da bertaraf etmek gerek.” dedi.

Basın toplantısına, Kalkınma Bakanı Yardımcısı Yusuf Coşkun, Belediye Başkanı Yücel Barakazi ve AK Parti Bingöl İl Başkanı Yılmaz Seven katıldı.

16 Nisan’da tarihi bir halkoylaması için sandığa gidileceğini belirten Yılmaz, “Biz inanıyoruz ki halkımız güçlü bir şekilde evet diyecek. Niçin evet diyecek? Çünkü mevcut sistem çok sıkıntılı bir sistem, mevcut sistemle biz birçok ekonomik ve siyasi kriz yaşadık. 28 Şubat!tan tuttun, 27 Nisan bildirgelerine, parti kapatma davalarına, en son 15 Temmuz hadisesine kadar, bir çok siyasi krizi bu mevcut sistemle ve bu sistemin açıkları ve zaaflarıyla birlikte yaşadık.” dedi.

Yılmaz, “Biz şimdi diyoruz ki bu istikrar ve güven madem bize bu kadar başarılar getirdi, bizi bu kadar ileriye taşıdı, şimdi bu güven ve istikrarı kalıcı hale getirelim. Kurumsal garantiye kavuşturalım. Yeni sistemin özü budur. Milleti güçlendiren bir sistem, istikrarı güçlendiren bir sistemidir.” diye konuştu.

Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü sistemimizde Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten sorgulanabiliyor ve 100 milletvekilinin 75’i evet derse yüce divana gidebiliyor. Yeni sistemimizde ise meclis bütün konularda cumhurbaşkanı ve bakanları sorgulayabiliyor ve yüzde 75 ile değil, yüzde 65 ile yüce divana gönderebilme gücüne kavuşuyor. Dolayısıyla meclisin denetim gücünü güçlendiriyoruz. Cumhurbaşkanlarına da yetkilerinin yanı sıra sorumluluk getirmiş oluyoruz. Bugünkü mevcut sistemde cumhurbaşkanlarının tek başına imzaladıkları konularda yargı yolu kapalıdır, konuyu yargıya götüremiyorsunuz. Yeni sistemde ise artık cumhurbaşkanlarının bütün iş ve işlemleri yargı denetimine tabi olacak.”

“Tek adam rejimi onların tarihinde var”

Yılmaz, CHP'nin ‘tek adam rejimi’ söylemlerini eleştirerek, “Bakın halk hesap soruyor, meclis soruşturma yapıyor, yargı denetliyor. Muhalefet ise tek parti rejiminden bahsediyor. Böyle tek adam rejimi olur mu? Milyonlarca insan seçecek ve denetleyecek, seçimlerde hesap verecek, meclis ile yargı hesap sorabilecek ve tek adam rejimi diyorlar. Tek adam rejimi onların tarihinde var. O tarihe baksınlar, tek adam rejiminin ne olduğunu görürler. Tek adam rejimi demokratik rekabetin olmadığı ortamda olur. Tek adam rejimi, sırtını bürokrasiye, devlete yaslayarak halka hükmetmekle olur.” diye konuştu.

“Darbeleri bertaraf etmek yetmez, darbeleri üreten ortamları da bertaraf etmek gerek”

Darbeleri bertaraf eden milletin, darbeleri üreten ortamı da referandumda ortadan kaldıracağını belirten Yılmaz, “Darbeleri bertaraf etmek yetmez, darbeleri üreten ortamları da bertaraf etmek gerek. İşte bu yapacağımız tercih esas itibariyle budur. Darbeleri bertaraf eden milletimiz, darbeleri üreten ortamı da bu referandumda ortadan kaldırmış olacak. Çok daha sağlıklı bir sistemi oturtmuş olacağız.” ifadelerini kullandı.

“İdlib’deki kimyasal saldırı insanlık ve savaş suçudur”

İdlib’in Han Şeyhun beldesine gerçekleşen kimyasal saldırıyı insanlık ve savaş suçu olarak niteleyen Yılmaz, “ABD’nin eski yönetimi ‘kimyasal silahlar kırmızı çizgimizdir’ demişti. Ama maalesef kimyasal silahlar tespit edilmesine rağmen o dönemde hiçbir adım atılmamıştı. Şimdi yine kimyasal silahlarla insanların katledildiği bir hadise yaşadık. Bu işi yapan zalimleri tekrar lanetliyorum. Uluslararası güçler ise burada maalesef üzerlerine düşeni bugüne kadar yapamadılar. Amerika’nın bu katliamın yapıldığı üsse müdahale etmesi elbette olumlu bir durumdur ama yeterli bir tepki değil. Esas olan bu işin köklü bir şekilde çözümüdür. Suriye’nin birlik ve beraberlik içerisinde bu katliamların ortadan kalktığı, Suriye’nin geleceğinin yeniden inşa edileceği bir döneme geçilmesidir. Bu konuda da herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Türkiye olarak öteden beri hep bunu söylüyoruz. Güvenli bölge oluşturun diyoruz, bu kimyasal silahlara ve diğer katliamlara engel olun diyoruz. Maalesef uluslararası toplum üzerine düşeni yapmadı, tam aksine Suriye üzerinde güç mücadeleleri yaşandı. Başka hesaplar görülmeye çalışıldı ve o ülkeye, insanlara çok büyük zararlar verildi.” diye belirtti. (İLKHA)








 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.