Darp edildiği iddia edilen işçilerin yakınları: Karakola sağlam gittiler, çıkışta ambulansla hastaneye götürüldüler
Karakolda darp edildiğini öne süren işçi yakınları, işçilerin sağlam bir şekilde karakola götürüldüğünü ama karakol çıkışında darp edilmiş bir şekilde hastaneye götürüldüğünü söyledi.
Şanlıurfa'nın Karaköprü ilçesinde Güllübağ Mahallesinde bir kazı çalışması sırasında polis ve işçiler arasında çıkan gerginlik sonucu 5 işçi gözaltına alındı.
Olayın ardından gözaltına alınan işçilerin Karaköprü karakolunda işkence ve darp gördüğü, işçiler ve yakınları tarafından iddia edildi.
İşçilerden birinin durumunun ağır olduğu belirtildi.
İddiaya göre, kazı çalışmaları sırasında eski taşların bulunması üzerine müze ekipleri bölgeye yönlendirilirken, polis ve işçiler arasında tartışma çıktı.
Gerginliğin tırmanmasıyla polis, havaya ateş açarak duruma müdahale etti.
Gözaltına alınan işçilerin yakınları, yaşanan olaylardan endişe duyarak karakol önünde toplandı.
Darp edildiği iddia edilen işçilerin yakınları İLKHA’ya konuştu.
“Doktor darp raporu vermemiş”
Olaya şahitlik eden Mehmet Ali Pakır, "Çocuklar münakaşa ettiler, alıp onları karakola getirdiler, barışsınlar diye. Gittik, bir baktık ki çocukları komalık etmişler, hastaneye götürmüşler. Karakolun içerisinde darp etmişler. Karakola giderken çocuklar sapasağlamdı, hiçbir şeyleri yoktu; ama karakoldan çıkarken ambulansa bindirip hastaneye götürdüler. Darp izleri vardı; Ahmet’in kafası şişmişti, kendinde değildi, konuşamıyordu, durumu kötüydü. Tekerlekli sandalyeyle çıkardılar, sonra arabaya koydular. Baygın halde getirdiler, şu anki durumlarından bilgimiz yok. Doktor darp raporu vermemiş; doktorların tehdit edildiğini düşünüyorum." dedi.
“Baygın şekilde bir daha karakola getirdiler”
Yakınlarının karakola sağlam girdiğini ama baygın bir şekilde hastaneye götürüldüğünü söyleyen B.P.: "Amcam aradı, bir olay olduğunu söyledi. Apar topar gittik, bizimkileri alıp karakola getirmişler. Karakola geldik, bir sorun olup olmadığını sorduk. Amcama, ‘Çocuklara söyleyin şikayetçi olmasınlar, meseleyi büyütmeyin, kapatın,’ dedik. Biz olaya sonradan dahil olduk. Amcama bir sıkıntı olup olmadığını sordum, ‘Yok,’ dedi. Sonra direkt arabayı alıp karakola getirdiğini söyledi. Karakolda bir iki saat kadar bekledik; baktım, ambulanslar gelmeye başladı. Dayanamadım, nizamiyeden içeri girdim; bir baktım ki amcamın oğlu baygın halde, iki kişi koluna girmiş, sürükleyerek getiriyorlar. Nefes bile alamıyordu, gözleri kapalıydı. Hastaneye gittik apar topar; zaten elimizde video kayıtları da var, ifadeler de var. Baygın halde olan amcamın oğluna polisler ne yaptıysa orada... Doktor hanımla konuştular, birden ‘Bir şeyi yok, götürebilirsiniz,’ dediler. Yarı baygın şekilde bir daha karakola getirdiler; zorla telefonunu kapattırdılar, baygın halde elimizden alıp götürdüler.” diye konuştu.
“Ne yaptılar da bunu hak ettiler?”
B.P, yaşanan olayın örtbas edilmesine müsaade etmeyeceklerini dile getirerek, “Biz hırsızlık yapmadık, faiz almadık, bu muameleyi hak etmiyoruz. Devletimize, polisimize güvenemeyeceksek kime güveneceğiz? Şu an Ahmet'in baygın olduğunu biliyorum, diğerlerinin kafaları gözleri şişmiş durumda. Durum bundan ibaret. İçeriye almışlar, 10-15 kişi, üç kişiyi ortaya alıp çocuklarla yumruklaşmışlar. Biz devletine, milletine bağlı insanlarız; Türkiye Cumhuriyeti altında yaşıyoruz ve bunu polisler yapıyor. KOM, içeriye alıp ağızlarını burunlarını kırıyor. Bunlar ne yaptılar da bunu hak ettiler? Sözde polisle tartışma olmuş, ondan dolayı mı bu işkenceleri yapıyorlar? Bu olayın arkasındayız; örtbas edilmesine müsaade etmiyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.