Fatih AKMAN
Davanın yarısı Hacer’dir, Zeynep’tir!
Evet, tarih boyu kadın; evlat, bacı, eş veya anne rolünün yanında bir dava müntesibi olarak aziz İslam’ın ön saflarında yer alagelmiştir. Tarih, destansı mücadelelerde bulunan; zindanlarda, hicretlerde, işkencelerde, hizmette, ilimde, bilimde, zühtte, takvada, ibadette ve cihatta mücahit kardeşlerinden geri kalmayan nice alimeye, mücahideye şahitlik etmiştir.
İşte teslimiyetiyle tüm zamanlara timsal Hz. Hacer’e, Kelam-ı Mübin’in şahitliğiyle saliha ve mütevekkil olan anne Yakubet’i ve kızı Meryem’e; Hz. Şuayb’ın iffetli kızlarına, Firavun’a karşı korkusuz bir mücahide Hz. Asiye’ye; iffetin sembolü Hz. Meryem’e Allah’ın selamı olsun.
Asr-ı saadette tahire, muvahide Hz. Haticetül Kübra, ilk şehide Hz. Sümeyye; Uhud’ta hemşire Hz. Nesibe binti Ka’b, iffetine Allah’ın şahitlik ettiği, mü’minlerin bilge annesi ve fakih hanımların öncüsü Hz. Aişe, Efendimiz’in Kevser’i Hz. Fatıma, hadisler konusunda hakem olan Ümmü Derda, zamanın eşsizi (bedietüzzaman) Fatıma Binti Abbas, ilk sahra hastanesinin kurucusu ve tarihteki ilk hemşire olan Rufeyde binti Sa’d, Yezide karşı hakkı haykıran Hz. Zeynep, zühd ve takvanın zirvesi Hz. Rabia gibi nice seçkin hanımla şereflenmiştir ru-i zemin. Allah’ın selamı üzerlerine olsun.
İlim aşkıyla İspanya’dan Çin’e kadar ilim peşinde koşan Fatıma binti Sa’d el Hayr’dan, cebirde yetenekli Suteyta el Mehemali’ye; matematik dehası olan Kurtubalı Lübna’ya, dünyanın ilk üniversitesi Karaviyyun’u Fas’ta kuran Fatıma Muhammed el Fihri el Kureyşi’ye selam olsun.
Dr. Muhammed Ekrem en Nedvi’nin tarihte fıkıh ve hadis kadın âlimleriyle ilgili yaptığı 8 yıllık bir araştırmada bilgilerine ulaştığı 8000 alimeye de selam olsun.
Asrımızın Asiye’si ve büyük bir imtihandan sonra tekrar İhvan-ı Müslimin’i toparlayan Zeynep el Gazali’ye, Emine Kutup’a; Irak’ta Müslüman kızlara dava şuurunu kazandırdığından 1980’de Baas rejimi tarafından idam edilen şehide Amine Bintül Hüda’ya ve Iraklı Nur bacıya selam olsun.
Doksanlı yıllarda İslami mücadelenin saflarında bulunduğu için şehit edilen Hayriye teyzeye, Xaltiya Zeynep’e, Ayşe anne ve kızı Fatma’ya, 28 Şubatçılar tarafından zindanlara atılıp 20-25 yıl mahpus yatan babalarını, eşlerini, kardeşlerini, oğullarını bekleyen isimsiz kahramanlara ve peygamber sevdalısı Sümeyye’ye selam olsun.
Rabia meydanında zulme başkaldırının simgesi Şehide Esma el BİLTACİ’ye ve hala büyük şeytanın zindanlarındaki emperyalistlerin korkusu Dr. Afiye SIDDIKİ’ye selam olsun.
Aziz İslam davasına canları pahasına her sahada sahip çıkmak suretiyle şahitlik eden bu kahraman emsal hanımlardan aldığımız ders, bu davanın bir yarısı Hacer’dir, Hatice’dir, Fatıma’dır, Nesibe’dir, Ayşe’dir, Zeynep’tir kardeşim. Öyle ise kıymetli bacım tarihten gelen misyon ve örneklikle aziz İslam davasının olmazsa olmazlarından olduğunu asla unutma. İlimde, bilimde, zühtte, takvada, iffette, cihatta, musibetlere karşı sebatta sen bu davanın kalesisin. Sen evinde kardeşlerinin, çocuklarının öğretmeni; davada kardeşinin, eşinin, babanın metanetli Hatice’si, Zeyneb’isin.
Son olarak bu yazıya ilham kaynağı olan zulme karşı amansız bir mücadele verirken 35 yaşında birkaç gün önce Rabbine kavuşan İsviçreli mücahide bacımız Nora İLLİ’ye Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim bu bacımızdaki dava şuurunu ve davası için koştururken tesettür başta olmak üzere İslami ilkelerdeki tavizsiz duruşunu cümlemize nasip etsin. Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.