Sait ŞAHİN
Değişmeyen Tek Gerçek: Ölüm
Yaşama dair, klasik bir ifadedir; “değişmeyen tek şey, değişimdir” diye. Aslında bu yanlış bir tanımlama. Hayatta değişmeyen tek gerçek ölümdür.
Dünyanın yaratılışından ve ilk insanın dünyaya ayak basmasından beri her şey değişti. Hatta değişmeyen tek şey değişimdir dedikleri değişim de değişti. Ama bir şey değişmedi. O da ölümdür.
İnsanoğlu bilimde, sanayide, teknolojide ilerlerdi. Uzaya ayak bastı. Dünya çok değişti. Doğrudur, ama ölüm değişmedi. İnsanoğlu, her canlı gibi ölmeye devam ediyor.
Bunu niye söylüyorum?
Çünkü son yıllarda insanoğlunun kat ettiği gelişmeye bağlı bir sarhoşluk yaşanıyor. Sanki insanoğlu ölmeyecek gibi. Sanki ahirete gitmeyecek havası yaşanıyor veya yaşatılıyor.
bazı ölümsüz gerçeklerin üstü örtülüyor.
Hakikat: Ölüm değişmiyor. Her an içimizden birilerini alıp, varlığını hissettiriyor. Sıra size de gelecek diyor...
Üstad Bediüzzaman da bu hakikati haykırıyor:
“Ey Nefsim! Deme: “Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maişetle sarhoştur.” Çünkü, ölüm değişmiyor...
Bir yıldır kanser tedavisi gören kayınbiraderim, Arife Günü vefat etti. Kayınbiraderim gençti, iki küçük çocuk babası idi. Acılı bir ailenin çocuğu idi. Bir evlatlarını daha önce kurban vermiş bir ailenin.
1992’de PKK tarafından Dicle’de kaçırılan bir oğullarının, PKK’nin üç gün vahşice işkencesinden sonra cesedi bulunmuştu. Cihan’ın şehadetinden sonra aileye yönelik PKK’nin saldırıları devam etti. Evlerine silahla ve el bombaları ile saldırılınca aile, Elazığ’a yerleşmek zorunda kalmıştı.
28 yıldır kayınvalidem oğlunun acısı ile evde bayrama girmedi. Her bayram, arife günü veya öncesi Dicle’nin yolunu tuttu. Oğlunun kabrinde bayrama girdi, oğlu ile bayramlaştı. Her bayram, acısı alevlendi ve her bayram evlerinde hüzün vardı.
Damatlarının yaşadığı mahkumiyet ve cezaevleri süreçlerinde kızlarının acılarını yaşadılar bizimle birlikte, elhamdülillah.
Vefat eden kayınbiraderim MYO mezunu idi. KPPS ile makinist oldu. Ancak güvenlik soruşturmaları kapsamında göreve başlatılmamıştı. Sebep de 90’lı yıllarda 14 yaşlarında iken ders almaya gittiği camiden bir gün göz altına alınmış olması gösterildi.
Daha sonra başka hakla memur oldu. Bir kaç yıldır memur olarak görev yapıyordu.
Kayınbiraderim, namazını kılan, kitap okuyan, kendi halinde biriydi. Bazen abisinin davasının altına el atması için zorlardım, nasihat ederdim...
Ölümüne üzüldüm. İnanıyorum ki Rabbim onu temizledi ve şehit abisi ile cennette buluşturacak.
Ölüm, hesap dinlemiyor. Eceli gelen ölüyor.
Kayınbiraderimin ölümü ile bir kez daha en büyük hakikati acı bir şekilde yaşadım: ölüm ölmüyor ve bütün hesapları ölüm ve ölüm sonrası hayat üzerine yapmak lazım. Çünkü ölüm, bütün hesapları alt üst ediyor.
Rabbim acılı anne babasının ve kardeşlerinin gönlüne sabır versin. İslam için yaşadıklarını dünyada sürur, ahirette cennet kılsın. Çocukları ile cennette buluştursun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.