Demirtaş neden yargılanmıyor?
Yasin Börü ve arkadaşlarını hunharca katledenler ağır cezada yargılanırken azmettirici Demirtaş elini kolunu sallayıp ortalıkta dolaşıyor, seçim çalışmalarında bulunuyor.
Kendilerine yakın birinin burnu kanadığında kıyameti koparıyorlar. Bir taraftan sokakları ateşe verirken diğer taraftan medyayı alevlendirip tozu dumana katıyorlar. Örneğin Berkin Elvan’ın katledilişinin yıldönümünde yine yakıp yıktılar ortalığı. Berkin Elvan, eylemciler arasında bulunurken polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetmişti. Şüphesiz bu cezayı hak etmemişti. Bunu hiç kimse tasvip edemez. Ancak Berkin Elvan, şehrinin yoksul insanlarına kurban etti dağıtmak için çıkmadı. Apartmana kıstırılıp sığındığı evde işkencelere maruz kalmadı. Apartmanın üçüncü katından aşağıya atılmadı. Kanlar içerisinde can çekişirken bedeninin üzerinden araba geçmedi. Kafası taşlarla ezilmedi ve bedenine benzin dökülerek ateşe verilmedi. Berkin’in başına bunlardan yalnızca biri getirilseydi yer yerinden oynayacaktı. Sokaklar kan gölüne çevrilecek, hükümetin tahtı sarsılacaktı. Üstelik Kobani için halkı sokağa çağırıp cinayetlere sebebiyet veren şahıs yıllarını zindanda geçirmek zorunda kalacaktı.
Ancak başına bunca belalar getirilen Müslüman bir genç olunca dünyayı ayağa kaldıracak tepkilerden eser kalmıyor. Müslümanların sesini duymuyor kimseler. İslami kesimlerdeki tepkiler bile devede kulak misali. Hükümet ise sadece muhalifine karşı kullanmak için Yasin Börü’nun adını anıyor.
Ne kadar da zalim bu insanlar… Ne kadar da utanmaz çehreleri var. Cinayet işliyor, insanları cinayetlere teşvik ediyor, gencecik insanların işkence edile edile katledilmesine ve bedenlerinin paramparça edilmesine sebep oluyorlar. Bütün bunları yaparken hiçbir şey olmamış gibi insanların içine dalıp zevk ve sefa içinde hayat sürdürüyorlar. Halkın karşısına çıkıp oy istiyorlar. Bunca cana kıyarken daha doğrusu bunca cana kıyılmasına önayak olurken, hayatını kaybeden elli kişi için en küçük bir sıkıntı duymazken, ateşe verilen bayrak ve heykellerden dolayı özür diliyorlar. Ölümlerine sebep oldukları elli kişinin kanı bayrak ya da heykelden düşük olacak ki katledilen insanların ailelerinden değil özür dileme, büyük bir pişkinlikle hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar. Bunca cinayetlere sebep olurken vicdan gibi bir şeye sahip olmadıklarından insani duyguların sebep olduğu vicdan azabı ya da yüz kızarması gibi durumlar söz konusu olmuyor. Buna karşın ölümünün yıldönümünde Berkin Elvan için eylemlere katılıp tepki göstermeleri ise kepazelikten başkasıyla izah edemez.
Bütün bunları söylerken Kürdistan halkının sırtına kambur gibi yapışıp damardan sömüren, gençleri sokağa döküp Yasin Börü ve arkadaşlarını katlettiren Selahattin Demirtaş’tan bahsediyorum. Yasin Börü ve arkadaşlarını hunharca katledenler ağır cezada yargılanırken azmettirici Demirtaş elini kolunu sallayıp ortalıkta dolaşıyor, seçim çalışmalarında bulunuyor. Bunca cinayetleri azmettirirken, herhalde sırtını dayadığı Amerika ve Kandil’den cesaret alıyor.
Türkiye’nin yargı sisteminde “adalet” denilen mefhum iğreti olarak yer alırken onlarca insanın katledilmesi emrini veren Demirtaş bir kerecik olsun mahkemeye çağrılmıyor, sorgulanmıyor ve yargılanmıyor. Camide Kur’an dersi verdikleri için zindanlara doldurulup ömür boyu hapse mahkum edilen insanların cürmü onlarca insanın katli için emir veren Demirtaş’ın cürmünden fazla olmalı ki Demirtaş’ın yargılanmasına lüzum bile görülmüyor. Gerçi Kur’an dersi verdikleri için yıllardır Müslümanları zindanda çürüten yargıçlar, Demirtaş gibi eli kanlı suçlulara dokunmazken, sırf İslami kimlik sahibi oldukları için Müslümanları zindanlarda tutmakla adaletten nasiplerini almamış, adalet yerine zulüm damlayan kalemlerini eli kanlıların yerine mağdur ve mazlumları suçlu olarak gösterip daha büyük cinayetlere imza atabiliyorlar.
Zaten yazboz tahtasına dönmüş yargının kararları adalete dayanmadığı için fazla bir şey ifade etmiyor. Gerçek yargı, evlatları vahşice katledilen Müslüman Kürd halkının vicdanıdır. Müslüman Kürd halkı evlatlarının başına bunca belayı getiren eli kanlı zalimleri unutmayacak, günü geldiğinde hesabını soracaktır. Birileri Müslüman Kürd halkının saf, unutkan, bir şeylerden anlamayan ve zalimlerin kanlı çehrelerini görmezden gelen türden olduğunu zannediyorsa yanılıyor. Zira Müslüman Kürd halkı, sabır ve dirayetini sürdürürken gün gelecek tövbe etmeyen ve özür dilemeyen eli kanlı suçlulardan hesap soracaktır.
Selahattin Demirtaş olayın azmettiricisi olduğundan başta Yasin Börü olmak üzere katledilen ellinin üzerinde insanın ölümüne sebebiyet verdiği için adaletle hükmeden mahkeme varsa sanık sandalyesine oturtulmalıdır. Bugünlerde Yasin Börü ve arkadaşlarını katlettikleri için yargının önüne çıkan sanıkların en başında olayın azmettiricisi gelmeli ve diğerleri gibi hesap vermelidir.
Allah’ın günleri çoktur. Zulmedenler bir gün mutlaka yaptıklarının hesabını verecektir. Dokunulmazlıkların faydası olmayacaktır. (Hürseda Haber)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.