Muş’ta çiftçilik ve hayvancılık yaparak geçimlerini sağlayan köylüler imkânsızlıktan dert yanıyor. Çiftçiler Muş ovasında sulama kanallarının olmamasından dolayı geniş arazilerini ekemediklerini dile getirirken, hayvancılık ile geçimlerini sağlayan köylüler ise gereken desteği görmedikleri için verim alamadıklarını ifade ettiler.

Muş merkeze bağlı Güzeltepe (Aşmanuk) köyünde tarım ve hayvancılık ile geçimlerini sağlayan köylüler özellikle sulama kanallarının olmamasından dolayı tarım arazilerini değerlendiremediklerini dile getirerek yetkililerden çözüm beklerken hayvancılık yapan köylüler de meralarının ormanlık alana dönüştürülmesinin ardından hayvanlarını otlatacakları bir alanın kalmadığını belirttiler.

"İstiyoruz ki devlet meralarımızı kapatmasın"

Geçimini hayvancılık ile yaptığını söyleyen Celalettin Ardil, 6 ay kar altında kaldıklarını şimdi de meralarının ormanlık alana çevrileceğini söyleyerek, “Biz geçimimizi hayvancılık ile yapıyoruz. Devlet bizim meraları kapatıyor, ormanlık alan yapıyor. Hayvanlarımızı otlatacak yer kalmıyor, perişan olmuşuz. Eğer devlet meralarımızı kapatırsa biz perişan oluruz, aç kalırız. Biz geçimimizi sadece bu hayvanlarla sağlıyoruz. Biz istiyoruz ki devlet meralarımızı kapatmasın ki hayvanlarımızı otlatabilelim. Eğer meralarımız ormanlık alan olursa hayvanlarımızı götürebileceğimiz bir yerimiz yok. Biz zaten 6 ay kar altında kalıyoruz, borçlanıyoruz. Baharda da hayvanları besleyip anca borcumuzu ödüyoruz.” dedi.

"Hayvancılık yapıyoruz ama besleyince de satınca da zarar ediyoruz"

Kışı çok zor geçirdiklerini ve hayvancılıkta yeterli desteği alamadıklarını belirten Abdullah Karakaya, tütün ve şeker pancarına kota getirilmesinin ardından tarımdan da el etek çektiklerini dile getirerek, “Kışı çok zor geçirdik. Öyle ki insanlar canından bezdi. Biz hayvancılık yapıyoruz, ama besleyince de satınca da zarar ediyoruz. Saman çok pahalı, tonunu bin TL’ye alıyoruz, 50 tane koyunu olan bir insan 20 ton saman alıyor bu da 20 bin TL yapıyor. Bu hayvanlardan bazıları hastalanıyor, bazısı ölüyor. Hal böyle olunca da çobanlığın ve kendi emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Biz çok sıkıntı yaşıyoruz. Bir zaman tütün vardı. Adam 5 dönüm tütün ekip geçimini yapıyordu. Tütüne kota getirdiler ve tütün burada bitti. Muş’ta şeker fabrikası var ama 20 yıl önce şeker pancarı fiyatı neyse şimdide aynıdır. Ona da kota getirdiler ve o da yavaş yavaş bitiyor. Bundan dolayı kotası olamayan adam ekim yapamıyor. Mazotun litresi de olmuş 5 TL eğer bir insan 10 ya da 20 dönümü işlemeye kalkarsa masrafın altından kalkamıyor. Bundan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Ama eğer devlet su getirirse ve desteğini arttırırsa, karpuz, şeker pancarı ve tütün için iyileştirmeler yaparsa çok iyi olur. Eğer devlet vatandaşa destek verirse, mazota indirim yaparsa, hayvancılık yapana hayvan desteği verirse insanlar bir şekilde geçinip gider. Destek veriyor ama az kalıyor.” ifadelerini kullandı.

Yeteri derecede arazisinin olduğunu ama ekim yapmak için suyun olmadığını belirten Nevzat Karakaya ise arazilerinin boş kaldığını, kendi imkânlarıyla suyu köye getiremeyeceklerini belirterek, ancak devletin bu soruna el atıp köye su getirebileceğini söyledi.

"Millet fakir olursa devlette fakir olur"

Kapısının önünde ektiği 2 dönüm arazisini sulamak için bile su bulamadığını belirten Şefket Karakaya, köylülerin mazot ve diğer masrafların altından kalkamadığını ifade ederek, “Siz de görüyorsunuz, büyük ve elverişli bir ovamız var. Fakat bizim suyumuz yok, insanlar mazot parasıyla baş edemiyor, dolaysıyla patos işlemleri de pahalı oluyor. Bizim köy merkeze bağlı bir köydür ama imkânsızlıklardan dolayı verimsizleşti. Biz istiyoruz ki devlet imkânlarını bize sunsun, köye sulama suyu getirsin. Millete faydalı olan şeyler devlet de faydalıdır, millet fakir olursa devlette fakir olur. Benim amcaoğullarım var, biz beraber 2 dönüm bahçe ekiyoruz o da susuzluktan kuruyup gidiyor. Biz, su olmadığı için bahçemizi ekemiyoruz, bu koca arazileri nasıl ekelim. Devlet bize destek versin, köye su getirsin. Bizim bütün köylüler çalışkan insanlardır, çabalıyorlar fakat suyumuz yok.” şeklinde konuştu. (Ayetullah Tarhan-İLKHA)