Dilipak: Ehliyet ve liyakat imandan önce gelir
Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, her görevin ehliyet ve liyakata göre verilmesi gerektiğini belirterek, böyle olması halinde adalet ve barışın hakim olacağını ifade etti.
Birlik Vakfı tarafından Bitlis’te "İslam ve Kardeşlik" temalı konferans düzenlendi. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa akademisyen ve öğrenciler katıldı.
Düzenlenen programda bir konuşma yapan Gazeteci Yazar Abdürrahman Dilipak, Allah ve Resulüne iman edenlerin tek bir ümmet ve cemaat olduğunu vurguladı.
Vahdetin ve Müslümanların kardeşliğine dikkat çeken Dilipak, barışın tesis edilmesi için karşılığını yalnız Allah'tan isteyerek yeryüzünde hakkın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli ve haykıran sesi olan bir ümmete ihtiyaç olduğunu belirtti.
Dilipak, "Allah, bizi bunun için seçti. 100 yıl hilafet döneminde 110 ülkeydik. Filipinler'de varsınız, Endonezya'da varsınız. Dünyada yaşayan 3 Müslümandan biri Hint kökenlidir. 450 milyon Müslüman Hint kökenlidir. Dünyada yaşayan 4 insandan biri Hint kökenli, 3 Müslümandan biri Hint kökenlidir. Yeryüzündeki bütün Müslümanlarla müttefik olacağız, vahdet üzere olacağız. Aynı Allah'a ve Resule iman edenler tek bir millet, tek bir ümmet, tek bir cemaattirler. Eğer biri ikinci bir cemaatten söz ediyorsa, haşa kendisine yeni bir ilah, yeni bir kitap, yeni bir Resul uydurmuştur. Biz Müslümanlardanız ve Müslümanlar kardeştir. Bunu içimize sindirelim. 'Suriyeliler ne oluyor, onlarla ne işimiz var?' Benim babam doğduğunda biz Halep'e bağlıydık. Adana, Kahramanmaraş Halep’e bağlıydı. Sykes Picot ile Fransızlar bir çizgi çizdiler. Dedesinin tarihinden haberi yok. Sınırın bu tarafında kim varsa öbür tarafında onlar vardır." dedi.
"Bir şeyi ehliyet ve liyakate göre vereceksiniz"
"Yeniden düşünmemiz gerekiyor. Yeryüzündeki bütün Müslümanlarla kardeş olacağız. Biz Müslümanız, Müslümancı değiliz." diyen Dilipak, şunları söyledi:
"Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun; mazlumdan yana, zalime karşı olmaktır. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa, bir kavme olan düşmanlığımız bizi adaletsizliğe sevk etmeyecek. Allah, kitabında böyle dedi: Bir şeyi ehliyet ve liyakate göre vereceksiniz. Ehliyet ve liyakat imandan önce gelir. Yapabilir misiniz? Müslümanlar böyle Müslüman olduğu zaman biz adaleti, barışı, hürriyeti, garanti altına alabiliriz. Bizi öldürmeye gelenler, bizde dirilsinler diyeceğiz. Taife giden Peygamber gibi olacağız. Ayağımıza taş atacaklar, yolumuza diken dikecekler, arkamızdan küfür edecekler ama biz ‘Bunlar cahildirler, bilmiyorlar.’ diyeceğiz. Dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekip yapmadığımız, söylediğimiz ve söylememiz gerekip de söylemediğimiz her sözden hesaba çekileceğiz. Bu dünya bizim için imtihan dünyasıdır."
Son olarak yeryüzünde adalet, barış ve hürriyet için yola çıkılması, herkesin inancını yaşadığı, düşündüğünü özgürce söylediği, mal, can, akıl, nesil, inançların güvende olduğu bir dünya için çalışılması gerektiğinin altını çizen Dilipak, bunun mümkün olduğunu ifade etti.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.