Davaların anası, ümmetin ana davası Filistin davası gündemimize çok az gelse de son zamanlarda çok sıcak günler yaşıyor. Ümmetin kalbine paslı bir hançer gibi saplanmış olan fitneci ve terörist israil Müslümanların gafletinden, tekfirci grupların yarattığı kaostan faydalanarak küstahlığını gün geçtikçe artırıyor.

Müslümanların, İslam ülkelerinin başına bela olmuş işbirlikçi, Amerikancı, satılık yönetimlerin sessizliğinden de cesaret alan israil, Kudüs'te yüksek sesle ezan okunmasını yasaklamakla, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın altını oymakla, Filistin topraklarını Yahudileştirme politikalarına hız vermekle, ikide bir Gazze'ye saldırılar düzenlemekle gerginliği tırmandırdıkça tırmandırıyor. Bununla da yetinmeyen terörist israil, Hizbullah'la, Hamas'la büyük bir savaşa hazırlandığını her platformda dile getiriyor. Savaşı çabuklaştırmak için büyük provokasyonlara imza atıyor. Kendince bugünün şartlarını bir savaş için çok olumlu buluyor.

israil'e göre Hamas'ı bitirip Gazze'yi işgal etmek, Hizbullah'a büyük darbe vurmak, direniş cephesini büyük hayal ve projeleri için engel olmaktan çıkarmak için şartlar çok müsait. Ümmet kendi dertleriyle boğuşurken, Müslüman halklar ve mezhepler arasında düşmanlık gözleri kör edip birliklerini dağıtmışken, büyük israil'i kurmak için daha ne diye bekleyeyim diye düşünüyor israil.

İran'ın da elleri kolları bağlı… Çevresi çepeçevre sarılmış. İşgal korkusu yaşıyor İran… Türkiye'ye gelince zaten dostu kalmamış. Herkesle başı belada… Düşmanlar içerden ve dışarıdan yıkmaya çalışıyor ülkeyi. israil'e karşı koymaya cesaret edemez. Suudi ve diğer Körfez ülkeleri ise kendisinin doğal müttefikleri… İran ve Türkiye'nin elleri kolları bağlı olduktan sonra kimse bir şey yapamaz.

Bunlar israil'in hayal ve düşünceleri tabii… Bu hayaller israil'i azgınlaştırdıkça azgınlaştırıyor. Amerika'nın yeni yönetiminin tüm desteğini de arkasına alan israil, direniş cephesiyle savaşa hazırlanıyor. Ateşle oynuyor yani.

Direniş cephesiyle israil arasında yaşanan gerginliği daha da artıran son olay birkaç gün önce önemli Hamas komutanlarından olan Mazin Fukaha'nın suikastla şehit edilmesi oldu. Şehid Mazin, direnişin önemli isimlerinden biriydi. Ümmetin gözbebeği, İslami Direniş Hareketi Hamas'ın lideri Halid Meşal, şehit komutanın intikamının kesinlikle alınacağını, israil'in hayal edemeyeceği bir eyleme hazır olması gerektiğini söyledi. Meşal, yaptığı açıklamada Hamas'ın yolunun direniş ve cihat yolu olduğunu belirterek israil'le savaşa hazır olduklarını ilan etti.

Lübnan İslami Direniş Hareketi Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah da birkaç ay önce yaptığı açıklamada israil'e savaşın yakın olduğunu, yapılacak bu savaşın diğerlerinden çok farklı olacağını, israil'in nükleer tesislerinin de hedeflerinde bulunacağını söylemişti.

Bütün bu açıklamalar ve israil'in sınır tanımaz çılgınlıklarını yan yana getirdiğimizde direnişin israil'le savaşa yakın olduğunu, bu seferki savaşın çok daha büyük olacağını gösteriyor. Umudumuz direnişin israil'le yapacağı büyük savaşın ümmetin vahdet ve uhuvvetine vesile olmasıdır. Allah'ın izniyle bu sefer de zafer direnişin olacaktır. Bedir'de bir avuç ihlâslı Müslüman'ı azgın Kureyş ordusuna galip getiren Allah, bu sefer de Müslümanları mahcup etmeyecektir.

israil en büyük düşmandır. Amerika'dan bile daha büyük bir düşmandır. İslam âlemindeki bu büyük fitne, işgal ve kaosun asıl nedeni büyük israil'in kurulması ve israil'in varlığının güven altına alınması hedefidir.  israil'in varlığı Batı için kırmızıçizgidir. Çünkü israil, İslam dünyasının tam kalbinin ortasında kurulmuş bir ileri karakoldur. İslam dünyasını denetim altına almak için kurulmuş bir ileri karakol…

O yüzden direnişin israil'le yapacağı savaş tüm ümmetin geleceğini ilgilendiren bir savaştır. Ümmetin kaderini belirleyecek bir savaş. Bu savaşta saflar daha da netleşecek, ümmet kimin dost, kimin düşman olduğunu anlayacak, dostlar aralarındaki ihtilafları bırakıp vahdet gemisinde buluşacaklar inşallah.