Diyanet-Sen Adıyaman Şube Başkanı Çil: "Din görevlilerinin hakları tam olarak verilmeli"
Diyanet-Sen Adıyaman Şube Başkanı Emin Çil, din görevlilerinin muhbirlik yapmaya ve Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin cenazelerini yıkamaya zorlanmaması ve din görevlilerinin haklarının tam olarak verilmesi gerektiğini belirtti.
Camilerin ve din görevlilerinin toplumdaki yeri ve önemine dikkat çekmek, sıkıntılarını dile getirmek ve çözüm önerileri sunmak, camilerin daha işlevsel hale gelmesini sağlamak gibi amaçlar doğrultusunda 1-7 Ekim tarihleri arasında "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" kutlanıyor.
Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebeti ile yazılı bir açıklama yapan Diyanet-Sen Adıyaman Şube Başkanı Emin Çil, "Bu hafta fedakâr din görevlilerimizin toplum açısından öneminin ve yaşadıkları sıkıntıların dile getirildiği, bu konularda farkındalık oluşturulan bir hafta olarak kutlanmalıdır." dedi.
Çil, bu haftanın din görevlilerinin sıkıntılarının ele alındığı bir hafta olarak kutlanmasını istediklerini belirtti.
Çil, "Camiyi ve cemaati sevk eden din görevlilerimiz aynı zamanda beşikten mezara hayatın her alanında insanımızın yanındadır. Tüm ömürlerini din hizmetine adayan toplumun önderi konumundaki din görevlilerimizin Camiler ve Din Görevlileri Haftasını kutuluyor daha iyi ve kaliteli hizmet verebilmeleri için yetkili sendika olarak elimizden geleni yapacağımızı bilmelerini istiyoruz. Toplumumuzda, temel insani ve ahlaki değerlerin yaşamasına, toplumumuzun manen yükselmesine önemli katkılar sağlayan, camilerimizin inşa ve imarında rol alan, dünyevi bir karşılık beklemeden büyük fedakârlıklarda bulunan, samimi davranış ve güler yüzleriyle gönüllerini bütün insanlara açan, hikmet dolu sözleri, dinlendirici hoş sohbetleriyle büyük, küçük herkesin gönlünü kazanan ve görev mahallerinde büyük azim ve gayretle dini hizmetleri en güzel bir şekilde sunmaya gayret eden din görevlilerimize karşı son zamanlarda bazı medya kuruluşlarında ve sosyal medya mecralarında yapılan saldırıları kınıyor, bu tür haksız saldırıların bir daha yaşanmaması temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Doğumdan ölüme hep halkımızın yanındayız"
Toplumun her anında yanlarında yer aldıklarını belirten Çil, "Diyanet İşleri Başkanlığımız toplumun din hizmeti ve irşat görevini karşılamaktadır. Bir yandan, başta Kur'an kursları vasıtasıyla yaygın din eğitimi faaliyetleri yürütülmeye çalışılırken, diğer yandan cami içi ve dışı din hizmetleri gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bunun yanı sıra, ailede din eğitimi faaliyetlerini desteklemek amacıyla, yetişkin bayanlara yönelik olarak devam ettirilen Kur'an kursları ile il ve ilçe müftülükleri bünyesinde ailelerin dini konulardaki ihtiyaçlarına cevap vermek üzere Aile, İrşat ve Rehberlik Büroları faaliyet göstermektedir. Söz konusu faaliyetler müftü, vaiz, Kur'an kursu öğreticisi, imam-hatip, müezzin ve kayyımlarımız tarafından yerine getirilmektedir. Bunun yanında din görevlileri; doğum, sünnet, nişan, nikâh, düğün, yeni doğan çocuklara isim koyma, asker uğurlama ve benzeri hem iyi hem de kötü günde hastalık, ölüm ve cenaze işlemleriyle insanların yanında olmaktadırlar. Yani din görevlilerinin hizmet alanı yalnızca camiler değil hastaneler, cezaevleri, çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, huzurevlerini de ve benzeri alanları kapsamaktadır." şeklinde konuştu.
"Din görevlilerinden muhbirlik yapmaları istenemez"
Vefa Destek Gruplarında görev alan din görevlilerinden muhbirlik yapmalarının istenemeyeceğini belirten Çil, "Bu yıl ülkemizi ve dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsüne karşı alınan tedbirlerin uygulanmasında da din görevlilerimiz etkin bir şekilde görev almıştır. Bu görevleri icra eden din görevlilerinden, tedbirlere uyulmaksızın gerçekleştirilen düğün ve diğer toplu merasimleri fotoğraflamaları ve bunları zabıta ve kolluk birimleriyle paylaşmaları beklenmekte ve istenmektedir. Vefa Destek Gruplarında aktif faaliyet icra eden din görevlilerimize yardımlaşma, dayanışma, mağdurlara yönelik hizmetlere katkı sunma dışında bir sorumluluk yüklenmemelidir." dedi.
"Filyasyon ekiplerinde görev alan din görevlilerinin güvenliği sağlanmalıdır"
Filyasyon ekibinde yer alan din görevlilerinin güvenliğinin sağlanması gerektiğini dile getiren Çil, "Din görevlilerimiz ayrıca, filyasyon ekiplerince gerçekleştirilen karantina altında olması gerekenlerin denetimi, gözlemlenmesi, bu amaçla kimlik denetimi ve sorgusu yapılması gibi faaliyetlerde de etkin görev almaktadır. Bu görevleri esnasında hem şiddet hem de bulaşı riskleri ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Çoğu zaman yanlarında polis olmadan ev ev gezerek bu görevi icra etmektedirler. Çeşitli şiddet olayları ile de karşılaşan din görevlilerinin güvenlikleri sağlanmalı ve sağlıklarını korumaya dair tedbirler de alınmalıdır. Filyasyon ekiplerinin görevlerini icra etmesinde kolluk, güvenlik birimlerinin din görevlilerimize refakat etmesini koruyucu giysi ve aparatların tedariki konularında hassas davranılmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Din görevlileri Coronavirus'ten vefat edenlerin cenazelerini yıkama konusunda zorlanıyor"
Belediyeye ait işlerin din görevlilerine yaptırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Çil, "5393 Sayılı Belediyeler Kanunu'nun 14'üncü Maddesi kapsamında defin ve mezarlık işleri belediyelerin sorumluluğundadır ve belediyelerin görevlendirdiği gassallar tarafından cenazeler yıkanır. Buna rağmen pandemi döneminde Covid-19'a bağlı ölümlerde gassal işlevinin din görevlileri, cami görevlileri ve Kur'an kursu öğreticileri tarafından üstlenilmesi yönünde zorlama ve baskı üretildi. Hukuken görevlerinin arasında olmamasına ve fiilen de kendi istekleri bulunmamasına rağmen bu yönde işlem icra etmeleri istenen din görevlilerine, gassal işlemlerinin icrasını sağlamaya yönelik herhangi bir koruyucu malzeme temini de çoğu zaman gerçekleştirilmiyor. Kendi istek ve iradeleriyle görevi icra etme hali hariç olmak üzere cami görevlileri ve Kur'an kursu öğreticilerinin cenazenin yıkanması noktasında sorumlu ve zorunlu tutulması uygulamasından vazgeçilmelidir." şeklinde konuştu.
"Kurumdaki 4B'li çifte standardı bir an önce son bulmalı"
Çil son olarak "Başkanlığımızda halen iki tip 4B Sözleşmeli personel çalıştırılmaktadır. Tüm 4B sözleşmeli personel üç artı bir formülüyle kadroya alınmalı ve çalışmalarını müteakip bir yılın sonunda eşi ister kamuda isterse özel sektörde çalışsın tüm 4B sözleşmeli personel becayiş ve eş durumu tayininden yararlanmalıdır. Sendika olarak kurum personelimizi sıkıntıya sokan bu uygulamaların bir an önce düzeltilmesini istiyoruz." dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.