Diyarbakır Hukuki Dayanışma Platformu'ndan Tema Park'taki çirkefliğe tepki
Sözde sanatsal faaliyet adı altında Diyarbakır Tema Park'ta sergilenen çirkefliğe tepki gösteren Diyarbakır Hukuki Dayanışma Platformu, söz konusu organizasyonla "umuma açık yerde cinsellik ve teşhircilik fiili gerçekleştirilmek istenmiştir." dedi.
Diyarbakır'da, sözde, "kültürel ve sanatsal faaliyet" adı altında umuma açık alanda, sergilenmek istenen ahlaksız gösteriye gösterilen tepkiler devam ediyor.
Geçtiğimiz pazar günü halka açık bir alanda sergilenen çirkefliğe yazılı açıklama ile tepki gösteren Diyarbakır Hukuki Dayanışma Platformu, "Swing Amed" isimli dans okulu hakkında suç duyurusunda bulunacağını duyurdu.
Halkın örfüne, inancına ve değer yargılarına aykırı bir organizasyonun tertiplenmek istendiği belirtilen açıklamada, "Diyarbakır ilimizin Kayapınar ilçesinde yer alan Tema Park'ta 09.06.2024 Pazar günü saat 19:00 civarında 'Swing Amed' isimli bir dans okulu tarafından halkın örfüne, inancına ve diğer değer yargılarına aykırı bir şekilde bir organizasyon tertiplenmek istenmiştir. Sözde 'Dans' faaliyeti adı altında ismi geçen organizasyonla, TCK 225. maddesini ihlal niteliğinde olacak şekilde, 'umuma açık yerde cinsellik ve teşhircilik' fiili gerçekleştirilmek istenmiştir." denildi.
Halkın haklı tepkisine yer verilen açıklamada, "Sözde 'dans organizasyonunun' gerçekleştirilmek istendiği esnada, parkta bulunan vatandaşlar ve çevre esnafı tarafından tepki gösterilmiş, etkinliklerinin evlerinde veya kapalı bir alanda yapılmasını, parkta ve çevre binalarda ailelerinin olduğu belirtilerek, bu fiilin çocuklarının gözleri önünde yapılmasını kabul etmeyeceklerini dile getirmişlerdir. Parkta bulunan vatandaşların ve çevre esnafının tepkileri sonucu kısa bir arbede yaşanmış, ardından sapkın fiili icra etmek isteyen grup dağılmak zorunda kalmıştır." ifadeleri kullanıldı.
"Kültürel ve sanatsal faaliyet adı altında halkın örfüne ve inancına savaş açılmaktadır"
İcra edilen rezaletin "Toplumu aleni bir şekilde tahrik etmeye yönelik bir eylem" olarak nitelendiren Diyarbakır Hukuki Dayanışma Platformu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Yaşanan bu olayda net bir şekilde anlaşılmaktadır ki Müslüman Kürt toplumunun inanç ve değer yargılarına yabancı olan kesimler toplum üzerinde bir mühendislik faaliyeti yürütmektedirler. Bu ve benzeri organizasyonlarla, kültürel ve sanatsal faaliyet adı altında halkın örfüne ve inancına savaş açılmaktadır. Adı geçen organizasyonun park içinde bulunan caminin yanı dibinde yapılmak istenmesi de ayrıca toplumu aleni bir şekilde tahrik etmeye yöneliktir.
Yapılmak istenen bu ve benzeri etkinlikler toplumun İslami hassasiyetine, cami hassasiyetine ve ahlaki hassasiyetine rağmen yapılmak istenmektedir. Diyarbakır halkı başta olmak üzere bölge halkı yaşadıkları şehirleri; peygamberler, sahabeler ve evliyalar şehri olarak adlandırmakta ve İslam'ın şehirleri olarak görmektedirler. Kadim bir kültüre sahip bir şehrin merkezi konumunda, etrafında binaların yer aldığı, ailelerin çocukları ile vakit geçirdiği ve yanı başında pazar yerinin kurulu olduğu bir parkta; bu tarzdan sapkın eylemlerin Müslüman halk tarafından kabul görmesi asla söz konusu olamaz ve olmayacaktır."
"Vatandaşlar defaten kolluk görevlilerini aramalarına rağmen herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır"
Sergilenen çirkefliğin hukuki boyutuna da ayrıntılı olarak yer verilen yazılı açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Sanatsal faaliyet adı altında gerçekleştirilmek istenen bu eylem; Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 225. Maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Türk Ceza Kanunu'nun 'Hayâsızca hareketler' başlıklı 225. Maddesine göre; 'Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır' denilerek teşhircilik fiili cezai bir yaptırıma bağlanmıştır. Madde gerekçesinde; '…toplumun sahip bulunduğu ortak edep (ar ve hayâ) duygularının, edep törelerinin ihlali, incitilmesi ve her ne suretle olursa olsun edep ve ahlak temizliğine alenen saldırı niteliği taşıyan hareketler, tutum ve davranışlar ve takınılan durumlar suç olarak tanımlanmıştır. Bu davranışların suç oluşturabilmesi için, alenen gerçekleşmesi gerekir. Aleniyet için aranan ölçüt, gerçekleştiği koşullar itibarıyla fiilin belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır' açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu anlamda hayâsızca hareket suçu soyut tehlike suçu olup zarar ya da somut tehlike meydana gelmesi aranmamıştır. Ayrıca Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun 11. Maddesinde; 'Polis;
A) Genel ahlak ve edep kurallarına aykırı olarak; utanç verici ve toplum düzeni bakımından tasvip edilmeyen tavır ve davranışta bulunanlar ile bu nitelikte söz, şarkı, müzik veya benzeri gösteri yapanları,
B) Çocuklar, kız ve kadınlar ile genç erkeklere sözle veya herhangi bir şekilde sarkıntılık edenleri, kötü alışkanlıklara ve her türlü ahlaksızlığa yönelten ve teşvik edenleri,
C) (Değişik: 3/8/2002-4771/10 Md.) Genel ahlâk ve edebe aykırı mahiyette her türlü sesli ve görüntülü eserleri, kaydedildiği materyale bakılmaksızın üreten ve satanları, herhangi bir müracaat veya şikâyet olmasa bile engeller, davranışlarının devamını durdurarak yasaklar, sanıklar hakkında tanzim olunacak evrakı derhal şikayete bağlı suçlar hakkındaki evrakı da şikayet ve müracaat vuku bulduğu takdirde adliyeye tevdi eder.' denilerek polisin bu tür faaliyetler re'sen müdahale etmesi gerektiği düzenlenmiştir. Ne var ki yaşanan olayda vatandaşlar defaten kolluk görevlilerini aramalarına rağmen herhangi bir müdahalede bulunulmamış ve vatandaşlar bireysel olarak tepki göstermek zorunda kalmışlardır."
"Gerekli suç duyurusunda bulunacağız"
Konu hakkında tüm yetkili kurumların harekete geçmesi gerektiği hatırlatılan açıklamada, "Tüm bu yönleri ile 'Swing Amed Dans Okulu' adlı oluşumun anayasa ve yasalara aykırı olarak tertiplemek istedikleri organizasyon hakkında yetkili tüm kurumları harekete geçmeye davet ediyoruz. Bizler hukukçular olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gerekli suç duyurusunda bulunacağımızı belirtiyor ve etkin bir soruşturmanın yürütülmesi için de bunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz." denildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.