Diyarbakır'daki Apoculardan Barzani'ye tepki!
Hewlêr'de PKK'ya yakın bazı kuruluşların kapatılması ve yaklaşık 25 kişinin gözaltına alınması Diyarbakır'daki müritler tarafından protesto edildi.
Güney Kürdistan'ın başkenti Hewlêr'de PKK'ya yakınlığı ile bilinen bazı kuruluşlar ve Dicle Haber Ajansı (DİHA) büronun Peşmerge tarafından basılıp kapatılması ve yaklaşık 25 kişinin gözaltına alınması Diyarbakır'da protesto edildi.
Bölgesel Kürdistan Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin lideri olduğu Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Peşmergeleri tarafından Hewlêr kentinde aralarında DİHA'nın bürosunun da bulunduğu çok sayıdaki kuruluş ve parti bürosunda dün arama yapıldı. Buralarda çalışanlar gözaltına alınırken kurumlarının kapılarına zincir vurulması Diyarbakır'da PKK/BDP'ye yakın bir Gazeteci Derneği tarafından basın açıklaması ile protesto edildi.
PKK/BDP'ye yakın bu sözde gazetecilerin işin ucunun kendilerine dokunmasıyla ciyaklamaya başlamaları ikiyüzlülük olarak yorumlandı. PKK'nin başta rojava olmak üzere Kürdistan'ın her yerinde Kürtlere yaptığı katliam, terör, baskı ve her türlü vahşeti görmezden gelen sözde gazeteci kılıklı bu militanların, Güney Kürdistan'da sivil kuruluş ve gazeteci kılıfı altında işledikleri suçlardan dolayı PKK elemanlarının gözaltına alınmalarına bu şekilde tepki vermeleri, pişkinliğin dik alası olarak değerlendirildi.
PKK gibi faşist bir örgütü 'Kürt özgürlük hareketi' olarak nitelemeleri de bunların aslında özgürlükten ne anladığını da gözler önüne seriyor.
Öte taraftan yakın zamanda Avrupa'dan sürgünden gelen Serhat Bucak'ın; "Kürdistan, bir aşiret veya şahısların vatanı değildir. Bütün Kürtlerin vatanıdır. Bu; insan haklarına yapılmış bir saldırıdır aynı zamanda. Kürtlerin birliği bu saldırılar ile yok edilmek isteniyor. Bu oyunlara gelinmemesi gerekir." diyerek Barzani'yi suçlaması, bu zatın hala mürit düzeyinde bir kişilik sergilediğini gösteriyor.
Kuzey Kürdistan'da ve Rojava'da PKK'nin işlediği cinayetleri, Öcalan'ın ağalığını kabul etmeyen ve mürit olmayı reddeden diğer Kürd muhaliflere uyguladığı baskıyı görmezden gelen bu kişi için, 'Kürd siyasetçisi' etiketi kullanılması doğrusu hiçte hakkettiği bir kimlik değildir.
Bir kişinin Kürd siyasetçisi vasfını taşıyabilmesi için bütün Kürtlerin haklarına saygı duyması ve her türlü baskıya karşı çıkması gerekir. Aksi takdirde Öcalan ve onun cinayet şebekesine kayıtsız şartsız itaat edip, yaptığı mezalimlere ses çıkarmayan birisi 'Kürd Siyasetçisi' olmaktan ziyade olsa olsa 'Öcalan'ın Kürd müridi' olur.
Çınarınsesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.