Müslüman Kürt halkı tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Tüm şer güçler ittifak etmişçesine Müslüman Kürt halkını dinlerinden uzaklaştırma, küfre payanda yapma ve dönüştürme çabasını beraber yürütüyorlar. Kürt halkı adeta şeytani güçlerin oyuncağı kılınmak isteniyor. Manevi tahribatla beraber Kürtlere yönelik şiddet, katliam ve vahşet her geçen gün artıyor.

Kürtler ne yazık ki kimsesiz, sahipsiz, yalnız… Kurtuluş savaşında bile bölgemiz bu kadar yakılıp yıkılmamıştı. Bin yıllık camilerimiz, tarihi yapılarımız, köprülerimiz, medeniyetimizi yansıtan evlerimiz her gün yakılıp yıkılıyor, yerle bir ediliyor. Türk milliyetçileri, Kürt milliyetçileri, PKK, MHP, hükümet, herkes bir taraftan vuruyor. Bir taraftan PKK sokaklarımızı bomba ve mayın tarlasına dönüştürüp Kürdistan'ın harabeye dönmesine adeta çanak tutarken, öbür tarafta Türk milliyetçileri asker ve polis kılığında, mehter marşları eşliğinde yıkık şehirlerimizde gövde gösterisi yapıyor. Tüm bunların nedeni yüz yıllık devlet faşizanlığı değilmiş gibi yıkılan Kürt şehirlerinin duvarlarında Türk ırkçılığını öven sloganlar yazılıyor.

Müslüman Kürt halkı tarihi bir karar verme arifesinde… Artık karar verme zamanı! Tarafsız kalma şansı yok artık. Tarafsız kalırsa bertaraf olacak. Kürt halkının önünde üç seçenek var. Bunlardan birini tercih etmek zorunda… Bu bir varlık yokluk kararı olacak. Eğer yanlış karar verirse izzetiyle birlikte, diniyle birlikte, namusuyla birlikte huzurunu da özgürlüğünü de rahatını da kaybedecek.

Bir tarafta PKK ve ona yakın milliyetçi Kürtler var. Kürt halkı bunlara büyük imkân ve fırsat verdi. Uzun bir müddet arkalarında durdu. Ama bunlar ne yaptı? Kürtlerin dinine, namusuna, peygamberine, ahlâkına savaş açtılar. Peygamberler şehri Diyarbakır gibi bir yerde bile sapkın oluşumları güçlendirmeye, her fırsatta LGBT iğrençliğini öven etkinlikler düzenlemeye kalkıştılar.  Kürtleri Amerika'nın, israilin paralı askerleri yapmaya çalıştılar. Yüz yıldır Kürt halkına yapmadıkları zulüm kalmayan Kemalistleri Kürt halkının temsilcileri ilan ettiler.

PKK'nin yaptıkları ortada. Kürt halkı her şeyi görüyor ve eğer PKK'ye veya PKK gibi İslam düşmanı, Batı uşağı sapkın hareketlere teslim olursa çok daha korkuncunu görecek. Kürdistan'ı Stalin'in Rusya'sına, İnönü'nün Türkiye'sine çevirmek isteyen bu çete eğer başarılı olursa Kürtler tarihlerinin en karanlık dönemine girecek.

Diğer tarafta ise rejim, laik devlet var. Kürdistan kelimesine bile tahammülü olmayan bir rejimden kim ne bekleyebilir? ‘' Nusaybin'de baş üstünde baş, taş üstünde taş kalmamalı'' diyen bir zihniyetten ne beklenir? 3 yıl boyunca Kürdistan'ı göz göre göre PKK' ye teslim eden, PKK'nin Kürt şehirlerini birer silah deposuna, Kürt sokaklarını birer mayın tarlasına çevirmesinde -göz yumarak veya yanılarak da olsa bugünkü yıkımda- payı olanlara kim nasıl bel bağlayabilir ki? Kürt halkına ana diliyle eğitimi bile çok gören bir rejimi seçenek görmek elbette yanlış.

Müslüman Kürt halkının önünde üçüncü bir seçenek daha var. Tarih boyunca onlara izzet ve vahdet bahşeden İslam… Kürt halkı kesinlikle kararını vermeli artık. Geç kalınması durumunda karar vermenin de bir anlamı kalmayacak. Kürt halkı kurtuluşun sadece İslam'da olduğunu bilmeli. Kurtuluşunu beşeri ideolojilerde aramamalı. Batının payandası olan örgüt ve devletlere umut bağlamak, asırlardır İslam'ın aziz evlatları iftiharıyla yaşayan Müslüman Kürde yakışmaz.

Kürtler artık renklerini beli etmeli. Tercihlerinin kimden yana olduğunu ilan etmeli. Önümüzdeki Pazar Diyarbakır'dan, Amed'ten yükselecek ses Kürtlerin rengini belli edecek.

Bütün dünyanın, Kürtlerin üzerinde plan ve projeleri olan şer güçlerin, Müslüman Kürt halkını dönüştürme sevdasındaki devlet ve örgütlerin gözü o gün Kürdistan'ın, Kürdistan'ın kalbi Diyarbakır'ın üstünde olacak.

Müslüman Kürt halkı kadınıyla, erkeğiyle, genç ve yaşlısıyla ülkenin her tarafından Diyarbakır Kutlu Doğumuna akın etmeli. Meydanı hınca hınç doldurmalı. Tercihinin İslam'dan, Muhammed'ten, Kur'an'dan ve en önemlisi Allah'tan yana olduğunu haykırmalı. Üzerinde çirkin emelleri olan şer güçlerin heveslerini kursaklarında bırakmalı.

Evet, Diyarbakır'dan yükselecek ses Kürtlerin rengini belli edecek. Kürtlerin renginin İslam olduğuna inanan herkesi Diyarbakır Kutlu Doğumuna davet ediyorum…