Diyarbakır'da bu akşam düzenlenecek olan karpuz festivali etkinlikleri hakkında düşüncelerini paylaşan Diyarbakırlılar, etkinlik nedeniyle salgın önlemlerinin yetersiz kalacağını dile getirerek bu tür organizasyonlara sıcak bakmadıklarını söyledi.

Yapılacak etkinliklerde sosyal mesafenin mutlaka sağlanması gerektiğinin altını çizen Ömer Öner, "Diyarbakır'da vakalar tavan yapmış. Etkinliğe katılanlar sosyal mesafeye uymalı, alana giden kişiler maskeli olmalı ve ateş ölçer cihazla ateşleri ölçülmelidir. Etkinlik düzenleyenlerin bunlara dikkat etmesi lazım." dedi.

Toplumsal etkinliklerden önce sağlığa önem verilmesi gerektiğine vurgu yapan Mehmet Erdem, "Bu tür etkinlikler, özellikle insanların kalabalığa karışması, pandeminin yoğun olduğu dönemlerde sakıncaları olabilir. Bu süreçte insanlar sosyal mesafeyi ne kadar gözetirse daha iyi olur. Çünkü sağlıktan daha önemli hiçbir şey yok." ifadelerini kullandı.

"Organizasyonlara halkın maskesiz gitmesi vaka ve ölüm oranlarının yükselmesine neden olur"

İnsanların eğlenmelerinin doğal bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Hüseyin Tiryaki, bu eğlencelerde de birtakım kuralların ihmal edilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, "Ama etkinliğe gitmek için 2 doz veya en az bir doz aşısını yapmış olmalı ve maskesiz gidilmemelidir. Maskesiz gidilmesi vakaların ve ölüm oranlarının yükselmesine neden olur. Bunlara dikkat etseler daha iyi olur." şeklinde konuştu.

Bu tür organizasyon ve etkinliklere karşı olduğunu söyleyen İbrahim Kalkan, "Bu pandemi sürecinde kalabalığın oluşmasında gönlüm razı değil. Sosyal mesafeden bahsediyorlar, doktorlar bu konu üzerinde duruyor, devletimiz halkın aşı olmasını istiyor. Yani bu hastalıktan kurtulmamızın yolu sosyal mesafe, maske ve hijyendir. Konserde de bunların ihlal edilebileceğini düşündüğümden olmazsa daha iyidir." diye belirtti.

Kalkan, "Burada sokak şarkıcılarına dahi zabıta izin vermiyor. Oluşacak kalabalıktan kaynaklı olarak hastalığın yayılmasına neden olabileceğinden müsaade edilmiyor. Durum buyken konserin yapılması bence uygun değil, hatta yapılmaması daha iyidir." dedi.

"Bu şekilde giderse hastalık devam eder"

Salgının yayılmasında toplu organizasyonların önemli rol oynadığını hatırlatan Kemal İşçi, "Salgının biteceği söyleniyor ama bitmiyor. Günlük yaklaşık 300 kişi ölüyor. Dükkân ve lokantalar kapatılırken düğün ve taziyeler serbest. Bana kalsa tümünü yasaklarım. Ondan dolayı yapılan toplantı ve kalabalıkları tasvip etmiyorum. Bu şekilde giderse hastalık devam eder." ifadelerini kullandı.

Olabilecek vaka artışlarından en çok esnafın zarar göreceği endişesini taşıyan Mehmet Önalan, "Sosyal mesafeye dikkat edilmez, vakalar yükselir, yine işyerleri kapanır ve olan esnafa olur. Kültürümüz açısından iyi ama kalabalığın oluşması açısından normal karşılamıyorum. Bu etkinlik 1-2 sene sonra yapılsa daha iyi olur." şeklinde konuştu.

"Olacak israfı halka harcasalar daha iyidir"

Konuyu maddi yönden ele alan Sezai isimli vatandaş ise "Olacak israfı halka harcasalar daha iyidir. Vaka sayıları 5 bindeyken her yer kapalıydı. Şu an vakalar 30 bin, günde 300 kişi ölüyor ama her yer açık. " dedi.

Salgın sürecinde düzenlenen şenlikleri, taziye döneminde düğün yapmaya benzeten Mahmut Akıncı, "Şahsen yapılan konserleri gereksiz görüyorum. Düğün ile taziye bir arada olmadığı gibi bu hastalık sürecinde böyle bir ekinliğin yapılması doğru değil." diye belirtti.