Doç. Dr. Araç: Sıvı ihtiyacının yeterince karşılanmaması böbreklerin iflasına neden olabilir
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eşref Araç, hava sıcaklıklarının 40-45 dereceye ulaştığı bu günlerde artan sıvı kaybının dengeli karşılanması gerektiğini belirterek günlük en az 3 litre sıvı tüketilmesini önerdi.
Artan hava sıcaklıklarıyla beraber sıvı kaybının yaşandığı yaz aylarında başta 65 yaş üstü ve çocuklar olmak üzere kişilerde sıcaklık artışından kaynaklı şikayetlere konu olan farklı hastalıklar görülebiliyor.
Özellikle yaz aylarında sıvı kaybının dengeli şekilde karşılanması gerektiğine dikkati çeken Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eşref Araç, bu mevsimde tüketilmesi gereken yiyeceklerin yanı sıra sıvı ihtiyacının karşılanması, giyilecek giysi türleri ve gıdaların muhafazası konularında önemli açıklamalarda bulundu.
İçinde bulunduğumuz yaz aylarında özellikle Diyarbakır ve çevre illerde karasal iklimin etkisiyle sıcak havaları hissedildiğini hatırlatan Araç, "Bu bölgelerde güneş ışınının dik geldiği zamanlarda ve bazı kesimlerde kronik hastalığı olanlarda, 65 yaş üstü yaşlılarda ve çocuklarda, sıcaklık artışına bağlı olarak sıvı kaybının fazlalığı ve güneş çarpmasının direkt etkilerinden dolayı bazı hastalıklara neden olmaktadır." dedi.
"Yeterince sıvı tüketemeyen ve beslenemeyen yaşlılar ve çocuklar dezavantajlı gruplardır"
Normal yaşlardaki erişkinler için sıcağın fazla etkileme durumunun olmadığını belirten Araç, "Ancak özellikle sıvı kaybının fazla olacağı alım sağlayamayan yaşlılar veya alım fazlalığı olan ve yeterince sıvı tüketemeyen ile beslenemeyen çocuklar dezavantajlı gruplardır. Bunlarda yeterince sıvı tüketilmemesi, güneşin en fazla dik geldiği ve sıcaklığını hissettirmesi, bölgemiz için saat 11.00 ile 16.00 aralığında güneşe direkt çıkmanın hem sıvı kaybı hem de güneş çarpması dediğimiz sıcaklık artışına neden olmaktadır." ifadelerini kullandı.
Araç, "Birçok şikâyete sebep olabilecek nedenlerden dolayı bu saatlerde güneşe çıkılmaması, çıkılması durumunda da koruyucu önlemler alınması gerekir. Bunun için şapka ve açık renkli giysiler kullanılabilir, güneşin direkt maruz bırakmayacağı alanlara çıkılabilir." şeklinde konuştu.
"D vitamini ihtiyacı için günlük 15 dakika el ve yüz gibi alanların güneş görmesi sağlanmalı"
Vücudun D vitamini ihtiyacına da değinen Araç, "Bilindiği gibi D vitamini vücudumuz için ihtiyaç olan bir vitamin. Her ne kadar güneşli bir ülkede ve bölgede yaşasak da ülkemizde yüzde 75-80 oranları gibi ciddi sayıda D vitamin eksikliği görülmektedir. D vitamini de güneşte sentezlenen bir vitamin türüdür. Ondan dolayı özellikle D vitaminin etkin olabilmesi için yine güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde 15 dakika süreliğine el ve yüz gibi çıplak alanların güneş görmesini sağlarsak D vitamininin sentezlemesinde yeterli olacaktır. Böylece D vitamin eksikliğine bağlı olarak gelişen kas ve kemik ağrıları ortaya çıkmamış olacaktır." diye belirtti.
Tavsiye edilen 15 dakikalık sürenin üzerinde beklemenin güneş çarpmasına neden olabileceği için tansiyon düşüklüğü, baygınlık ve sıvı kaybından kaynaklı bazı şikayetlerin olabileceğine dikkati çeken Araç, "Yaşlı hastalarda sıvı ihtiyacı çok fazla olabileceği ve sıvı kaybını yerine getiremeyecekleri, metabolizmalarında en ufak metabolik problemin ciddi etkiler oluşturabileceği ve vücut savunmasını bozabileceği için bunların çok daha fazla dikkat etmeleri gerekmektedir." dedi.
"Yaz aylarında günlük en az 3 litre sıvı tüketilmeli"
Sıvı ihtiyacının karşılanmasının önemine vurgu yapan Araç, "Gün içerisinde 1,5 veya 2 litre gibi bir sıvı ihtiyacımız var. Ama özellikle yaz mevsiminde terlemenin arttığı, bu vesileyle sıvı kaybının çoğaldığı ve hatta konuşurken dahi su buharıyla birlikte sıvı ihtiyacının daha fazla olduğu hissediliyor. Bundan dolayı yaz aylarında en az 3 litreye kadar sıvı tüketmemiz ve susadıkça bu ihtiyacı karşılanması önemli bir durumdur." ifadelerini kullandı.
Belirtilen hususların yanı sıra beslenmeye de dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Araç, sıcaklık artışlarıyla beraber beslenmedeki aşırı yağlı ve karbonhidratlı, baharatlı yiyeceklerin daha fazla rahatsız edeceğini belirterek bunların dışında daha çok mevsim meyveleri ve bölge bazında karpuz veya kavun gibi sıvı içerikli besinlerin tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Her ne kadar tuz tavsiye edilmese de terlemeyle beraber tuz kaybı fazla olduğundan baygınlık veya fenalık hissi durumlarında aşırıya kaçmamak koşuluyla ayranla beraber tüketilmesi tavsiyesinde bulunan Araç, "Bunların yanı sıra bilindiği gibi gıdalar sıcakta çok çabuk bozulabiliyor. Sıcak hava dönemlerinde özellikle süt ürünleri, pasta kremalarıyla yapılmış ürünler ile etli ürünlerinin çok çabuk bozulacağı, bununla beraber bakteri ortamı oluşturacağı ve tüketilen bu ürünlerin besin zehirlemesine neden olacağı unutulmamalıdır." şeklinde konuştu.
"Kusma ve ishal gibi durumlarda muhakkak doktora başvurulmalı"
Süt ve süt ürünlerinin tüketimi aşamasında dikkat edilmesi gereken hususlara dikkati çeken Araç, önemli tavsiyelerde bulunarak şunları söyledi:
Özellikle süt ve sütten yapılmış yiyeceklerin bozulması durumunda gastroenterit dediğimiz mide-bağırsak sistemini bozacak ve oluşacak ishalle daha fazla sıvı kaybının yaşanacağı bir dönem olur. Kişide besin zehirlenmesine bağlı olarak mide bulantısıyla beraber kusma ve ishal gibi durumların yanında normal olarak terlemeyle sıvı kaybı yaşanmış olacak. Böyle durumlarda özellikle çocuk ve yaşlılar için serum takılması gerekecek. Onun için bu tür durumlarda muhakkak doktora başvurulmalıdır.
Araç, "Bu tür durumlarda vücuda yeterince sıvı gitmediğinden böbreklere de kan gitmez ve fonksiyonları bozulur. 65 yaş hastalarda kronik zemin olabilme ihtimalinden dolayı böbreklerin çalışamaması durumunda organın iflas etmesi söz konusu olabilir." dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.