Dr. Çavdari: "Hindistan, yeni vatandaşlık yasasıyla Müslümanların gücünü kırmak istiyor"
Hindistan’da yaşanan zulüm ve katliamlar ile ilgili konuşan Dr. Nedim Çavdari, Assam eyaletinde başlatılan yeni vatandaşlık yasası ile Müslümanların vatandaşlıktan çıkarılarak siyasi güçlerinin kırılmak istendiğine dikkat çekti.
Hindistan’ın 35 milyon nüfuslu Assam eyaletinde başlatılan yeni vatandaşlık sistemi ile bir milyona yakın Müslüman kimliksizleştirildi. Irkçı Modi hükümeti tarafından sözde vatandaşlığı yeniden düzenlemek amacıyla başlatılan uygulama ile Müslümanların vatandaşlık hakları ellerinden alınarak oy kullanamaz duruma düşürülüp etkilerinin kırılması hedefleniyor.
Yaşanan gelişmeler ile ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Keşmirli Dr. Nedim Çavdari, Assam eyaletinde başlatılan yeni vatandaşlık yasası sonrasında ülke genelinde farklı inançlara sahip çok sayıda çevre tarafından eleştirildiğini ve buna karşı sokak gösterilerinin başlatıldığını söyledi.
"Sorunlar dönüp dolaşıp Müslümanların ayaklarına dolanıyor"
Hindistan şu an dünyanın en sorunlu yerlerinden birisi olduğunu ve bu sorunun özellikle yaşayan Müslümanlar için tehdit oluşturduğunu vurgulayan Çavdari, "İster Keşmir ister Assam konusu olsun, isterse Yeni Delhi’de olan olaylar olsun çok ciddi problemler var. Şunu da görüyoruz ki, sorunlar dönüp dolaşıp hep Müslümanların ayaklarına dolanıyor. Hindistan’da bir yasa değişikliği oluyor ve Müslümanlar problem yaşıyorlar. İster anayasa içerisindeki aile kanunlarıyla ilgili olsun ister Baweri mescidi olsun hep Müslümanlarla alakalı sorunlar yaşanıyor." dedi.
3 nesilden beridir Hindistan’da yaşadığını kanıtlayamayanlar vatandaşlığa alınmıyor
Modi hükümetinin son olarak uygulamaya başlattığı vatandaşlık yasası ile sözde kendi vatandaşlarını yeniden kaydetmek için uygulamaya başlattığını ancak çok zor şartlar öne sürdüğünü belirten Çavdari, "Hindistan’da kayıt probleminde öyle sorunlar var ki, bunu buradan anlamak zor. Çünkü burada herkes doğuştan kayıt ediliyor. Ancak Hindistan’da milyonlarca insan kimliksiz. Kimlik oluşturalım derken mağduriyetler yaşatılıyor. Kimlik alabilmek için babanızın da dedenizin de orada yaşadığını kanıtlamanız gerekiyor. Uygulamaya Assam eyaletinden başladılar. Bu eyalet önceden sorunlar yaşamıştı. Dönemin hükümetleri bir şeyler yapmak istemiş ama tam çözüm sağlayamamışlardı. Modi hükümeti de sözde Assam’da yaşanan sorunu çözmek için uğraşıyor. Orada kayıt dışı olan insanların kayıt altına alınması için 3 nesilden beri orada olduklarına dair belge getirmeleri isteniyor." diye konuştu.
35 milyonluk Assam eyaletinde 1 milyon Müslüman vatansız hale geldi
35 milyon nüfusa sahip olan Assam eyaletinde gerekli belgeleri ibraz edemeyen 2 milyona yakın insanın vatandaşlık haklarından mahrum kaldıklarını söyleyen Çavdari, "Hükümet yaptığı uygulama ile Müslümanların daha fazla etkileneceğini düşündü ama hesap tutmadı. Tam tersine Hindu ağırlıklı bir nüfus sorunu ortaya çıktı. Böyle olunca da ek madde kondu. Bu madde ile Pakistan, Afganistan ve Bangladeş’ten gelen 6 din mensubu için 2014 yılından itibaren Assam eyaletinde yaşamalarının vatandaşlık için yeterli olacağı belirtildi. Böylelikle Müslüman olmayanlar için vatandaşlık kapısı açılmış oldu. Bir milyona yakın Müslüman ise vatansız hale geldi. Bu uygulamaların diğer eyaletlerde de başlatılması bekleniyor." şeklinde konuştu.
"Hindistan’ın bu yasa ile asıl amacı insanları kayıt altına almak değil istemediği kişileri kayıt dışı yapmaktır"
Yeni vatandaşlık yasasının Hindistan genelinde farklı kesim ve din mensupları tarafından protesto edildiğini ancak sanki sadece Müslümanlar bu işe karşı çıkıyormuş gibi Müslümanlara ait olan mahallelerin, ibadethanelerin, eğitim kurumları ve ticarethanelerin yağmalandığını söyleyen Çavdari, şu ifadeleri kullandı:
Camiye Milliye Üniversitesi (Jamia Millia İslamia) tamamen Müslümanların üniversitesi olmasa da öyle bakılıyor. Orada protestolar yapıldı. Protesto sonrasında üniformalı polisler üniversiteye girerek kütüphanede ders çalışanları dövüyor, gözaltına alıyor, ellerindeki bilgisayarları, camları, mescidin camlarını kırıyorlar. Hatta üniversitenin servis otobüslerinin üzerine benzi döküp ateşe veriyorlar. Olaylar büyüdü ve Yeni Delhi’de bulunan Müslümanlara ait yüzlerce ev, işyeri yakıldı. Caminin minaresine bayrak astılar. Aslında Hindistan’ın bu yasa ile asıl amacı insanları kayıt altına almak değil istemediği kişileri kayıt dışı yapmaktır. Bu işin ucu dönüp dolaşıp Müslümanlara dokunuyor.
"Hindistan artık ırkçı bir devlet olma yolunda ilerliyor"
Hindistan’ın yasa itibarı ile Seküler bir devlet olduğunu fakat Modi hükümetinin ırkçı olduklarını belirten Çavdari, "Modi hükümetine yakın olan vatandaşlar kargaşa çıkarıyorlar. Devlet de bunlara polisiyle, askeriyle destek veriyor. Bir yerde ırkçılar bir mahalleyi basmışlarsa, orada kavga çıktıysa polis asla hükümet yanlılarına engel olmuyor. Hatta bazı görüntülerde polis içerisinde olan ırkçıların bile taş attıklarını gördük. Hükümet bunu bir politika olarak uyguluyor. Hindistan artık ırkçı bir devlet olma yolunda ilerliyor. Hâlbuki Hindistan’da çok sayıda değişik din mensubunun bir arada yaşadığı düşündüğümüzde bunun olmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Müslümanlar oy kullanamaz hale getirilirse güçleri kırılmış olacak"
Çavdari, "Nihai hedef Hindu, ırkçı, eski ‘Kas Sistemi’ (Elitlerin, orta sınıfın ve alt tabakaların olduğu sistemler) ile yürüyen bir devleti geri getirmektir. Devlet elit tabakanın eline geçmiş olacak. Orada istedikleri kişilere istedikleri hakları verecekler. Şu anki gidişat bunu gösteriyor. Eğer Müslümanların büyük çoğunluğu vatansız hale getirilirse, onların ellerinden vatandaşlık hakları alınabilirse, seçme ve seçilme hakları ellerinden alınırsa güçleri zayıflayacak. Şimdi Müslümanlar tek başlarına devlet kuramasalar bile destekledikleri partilerle milletvekili çıkarıp temsiliyet hakkı kazanıyorlar. Ancak bu uygulamalarla belli sayıda Müslümanlar oy kullanamaz hale getirilirse güçleri kırılmış olacak." dedi.
"İslam ülkeleri Hindistan’a ambargo uygulamalıdırlar"
Yaşanan haksızlıklar ve katliamlara karşı İslam dünyası ile uluslararası kuruluşlardan yeterli kadar tepki gelmediğini hatırlatan Çavdari, son olarak şunları kaydetti:
"Birkaç ülkeden ses çıktı. Bunlardan birisi Türkiye, biri Malezya ve diğeri de Katar. İslam İşbirliği Teşkilatından da bir kınama yapıldı ama bunlar yeterli değildir. Müslüman ülkelerin, körfez ülkelerinin ses çıkarması gerekir. Hindistan ekonomisinin yüzde 70’i Müslüman ülkelere bağlıdır. İsteseler ciddi şekilde engel olabilirler. Neden engel olunmadığını da anlamıyoruz. Geçen hafta bu konu Birleşmiş Milletlere kadar da götürüldü. BM İnsan Hakları Komisyonu’ndan bir heyet geçen hafta Hindistan’a gitti. Orada Anayasa Mahkemesi ile görüşmek istediler ama talepleri kabul edilmedi. Bize göre Anayasa Mahkemesi dinlemiyorsa BM’deki gereken mercilere başvurulmalıdır. Tabi bu başvurunun BM İnsan hakları Komisyonu tarafından mı Hindistan içerisinde bulunan bir gurup tarafından mı yapılması gerektiği hakkında bir bilgimiz yok. Kısa süre önce Keşmir ile alakalı yaşanan sıkıntılarda da Müslümanların sahip çıkılmak gibi bir beklentileri oldu. Hindistan içerisinde zulüm gören Müslümanların öncelikle İslam dünyasından sonra da uluslararası kuruluşlardan sahip çıkılma beklentileri var. Artık kınama devri geçti. İslam ülkeleri Hindistan’a ambargo uygulamalıdırlar."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.