Düğününe katılamayan Yusufi mahkûmun dava arkadaşları duygularını paylaştı
Karanlık yapıların ve derin devletin kumpasları sonucu müebbet hapse mahkum edilen İbrahim Halil Göv'ün, düğün törenine katılan dava arkadaşları ile sanatçılar duygularını paylaştı.
Karanlık yapıların ve derin devletin kumpasları sonucu müebbet hapse mahkum edilen ve 27 yıldır cezaevinde bulunan İbrahim Halil Göv'ün, ailesinin organize ettiği düğün törenine katılan dava arkadaşları ile sanatçılar duygularını paylaştı.
Birçok Yusufi mahkûmun düğününe katılarak ilahiler seslendirdiğini ve bundan dolayı hüznü ile sevinci bir arada yaşadığını söyleyen İlahi ses sanatçısı Bilal Güler, ilk defa böyle bir kalabalığa şahit olduğunu söyledi.“Yusufi kardeşlerimiz 27 yıldır ceza evlerindeler ve adalet bekliyorlar”
Damatsız bir düğününün herkesi derinden üzdüğünü ifade eden Güler, “Gerçekten farklı bir duygu hem hüzünlü, hem de sevinçliyiz. Damadın aramızda olmaması gerçekten üzüntü verici bir durum. 27 yıldır İslam davası için Yusufî medresede bulunan bir abimiz. Biz Onlar için ne yapsak azdır. Onlar, bizim için, çocuklarımıza Kur’an-ı Kerim dersi verdiği için ceza evindeler. Hükümetin Onlar için bir şeyler yapmaları gerekir. Diğer mahkûmlar için bir şeyler yapıldı ve çoğu bırakıldı. Yusufi kardeşlerimiz, 27 yıldır ceza evlerindeler ve adalet bekliyorlar. Normal şartlarda yeniden yargı yolu açılabilir. Onlara ceza verenler, ya içerde yâda kaçıp ülkeyi terk ettiler. Düğünümüz çok güzel, oldukça karabalık bir düğün. Daha öncede bir Yusufî kardeşimizin düğününü yapmak için Şanlıurfa’ya gelmiştik.” dedi.
“Damadı halayın başında görmediğim de içimde bir burukluk hissettim”
Damat için eserler okuduğu vakit damadı halayın başında göremediği için hüzünlendiğini söyleyen Mustafa Altıntop ise “Şu anda yoğun bir duygu içerisindeyiz. İslam davası uğruna zindanda bulunan İbrahim Halil Göv ağabeyimizin düğününe iştirak ettik. Düğünün olacağını duyduğumuz an, gelmeyi arzu ettik. Kendisini İslam davasına adayan, feda eden insanlar için ne yapsak azdır. Bu düğün bir kişinin değil, hepimizin. Şu anda hepimiz bu düğünün sahipleriyiz. Bu karabalık, Ağabeyimiz için buraya gelmişler. Allah-u Teâlâ, gelmek isteyip gelemeyenlerden ve gelenlerden razı olsun. Biliyoruz ki herkes burada olmak isterdi. Duygu ve sevinci aynı anda yaşıyoruz. Damat için eserler okuduk. Ben okuduğum da damadı, halayın başında görmediğim de içimde bir burukluk hissettim. Allah-u Teâlâ, Onların ecir ve mükâfatlarını kat kat verecektir. Allah-u Teâlâ, Onları tez zamanda; zindandan kurtarıp, Hz. Yusuf gibi sultan eylesin.” ifadelerini kullandı.
“Damatsız bir düğün yapmak oldukça zor ve gerçekten insana acı veriyor”
Damadın olmadığı bir düğünün insanı hüzne boğduğunu ifade eden Burhanettin Cebba, “Öncelikle bu düğüne iştirak eden herkesi en içten duygularımla selamlıyor, Allah-u Teâlâ herkesten razı olsun diyorum. Şu anda damatsız bir düğün gerçekleştiriyoruz. Damat var, ama ceza evinde. Hüzünlü bir durum, kelimelerle ifade edilmesi imkânsız. Bazen duygulanıyorum; Allah-u Teâlâ, bu kardeşlerimize özgür bir ortamda düğün yapmayı nasip etsin. Damatsız bir düğün yapmak oldukça zor ve gerçekten içten içe insana acı veriyor. Allah-u Teâlâ’ya hamd olsun. Kardeşlerimize vefa borcu olarak birçok yerden gelen oldu. Dava kardeşliğini gösterdiler. Sevgi ve sadakat bu olsa gerek. Rabbim tüm Yusufî kardeşlerimize de bir özgürlük, bir hürriyet nasip etsin İnşallah.” şeklinde konuştu.
Piyanist Şeyhmus Çakmak da düğündeki kalabalığı Yusufi mahkûm İbrahim Halil Göv’ün çok değerli bir şahsiyet olduğuna bağlayarak, şunları söyledi:
“Normal şartlarda İslami düğün yapmaya imkânı olmayan herkesin düğününe iştirak ediyoruz. Ama söz konusu Yusufî bir abimiz olunca; can-ı gönülden gitmeye çalışıyoruz. Kendisi burada değil ve bu dava uğruna kendisini feda etmiş. Bütün gençliğini ceza evinde geçirmiş. Biz, her gün programlara gidiyoruz. Bunun karşılığında ücret alıyoruz. Şuan yaptığımız program; ücret aldığımız programlardan daha tatlı, daha zevkli. Bunu daha hayırlı buluyoruz. Buna vesile olan herkesten Allah-u Teâlâ razı olsun. Karabalık oluşunu Yusufî abinin ihlasına bağlıyorum. Birçok program gördüm bu kadar karabalık daha görmedim.”
“Müebbet cezası verilen Ergenekoncular ve Balyozcular tekrar yargılanıp bırakıldılar”
Duygularını paylaşan Yusufi mahkûm İbrahim Halil Göv’ün amcası oğlu Hasan Göv ise İbrahim Halili'in 18 yaşına girmeden çocuklara camide Kur’an-ı Kerim dersi verdiği için FETÖ kumpaslarıyla tutuklanarak ceza evine konulduğunu söyledi.
Göv, “Kur’an-ı Kerim dersi verdiği için müebbet hapse mahkûm edildi. Kendisi dürüst, efendi, anne babasına saygılı sözünden çıkmayan biriydi. Çocukluğundan beri tanıyorum. O zamanda namazlı kaçırmayan bir gençti. Sokaktaki çocuklara benzemezdi, çok ayrı bir yapısı vardı. Şu anda düğünü oluyor. Hem üzülüyor, hem de seviniyoruz. Üzüldüğümüz nokta ceza evinde oluşu, sevincimiz de düğününü yapıyor olmamızdandır.” dedi.
“Yusufilere yeniden yargı yolunu açılsın”
Müebbet hapis cezasına çarptırılan ergenekon ve balyoz davasından yargılananların tekrar yargılanıp serbest bırakıldıklarını söyleyen Göv, “Ergenekoncular, Balyozcular müebbet cezası verildi. Tekrar yargılanıp bırakıldılar. Yusufilere yeniden yargı yolunu açsınlar. Eğer suçu varsa cezasını yatsın. Ama hiçbir suçları yok. Suçları; Camide Kur’an-ı Kerim dersi vermek. 28 Şubat darbesiyle 36 yıl müebbet cezası verdiler. Allah-u Teâlâ görüyor, Onları Allah’a havale ediyoruz. Ceza evinde olmalarına rağmen, Allah’a hamd olsun durumları iyi, İmanları sayesinde. Allah-u Teâlâ Onlara yardım ediyor. Düğünümüze katılan herkese teşekkür ediyorum. Allah Teâlâ Onlardan razı olsun.” ifadelerini kullandı.
“İlk defa böyle damatsız bir düğüne katılıyorum çok üzüldüm”
Düğünün çok coşkulu bir atmosferde geçtiğini söyleyen dava arkadaşlarından Servet Çakmak ise düğünde damadın olmaması herkesi derinden üzdüğünü söyledi.İlk defa damatsız bir düğüne katıldığını ifade eden Çakmak, “Şu anda sevinç ve hüznü bir arada yaşıyoruz. Sevinçli olmamızın sebebi, bu karabalığın Yusufî abimiz için buraya gelip tekbir ve salavatlarla düğünü gerçekleştirmesi. Hüzünlü olmamızın sebebi ise, haksız, hukuksuz bir şekilde, kumpaslara ceza evine atılan değerli İbrahim Halil Göv abimizin aramızda olmayışı. İlk defa böyle damatsız bir düğüne katılıyorum. Damat nerde? Ceza evinde. Neden ceza evinde, suçu nedir? Suçu İslam’ı yaşamak, Müslümanca hayat yaşamak ve İslam davası uğruna çalışmak çırpınmak. Böyle ise hepimiz suçluyuz demektir.” şeklinde konuştu.FETÖ kumpaslarıyla ceza evine konulan Müslümanların yeniden yargılanmasını talep eden Eyyüp Baydıllı ise şunları söyledi: “27 yıldır Yusufî medresede olan İbrahim Halil Göv abimizin düğünündeyiz. O olmadığı halde, düğün bu şekilde karabalık ve coşkuluyken, hüzün ve sevinç bir arada yaşanırken Onun olması bambaşka olurdu. Rabbimden, Yusufî abimizin biran önce hürriyetine kavuşmasını diliyorum. FETÖ kumpaslarıyla ceza evine konulan kardeşlerimizin yeniden yargılanmasını istiyoruz. Onları cezaevlerine atan hâkim ve savcılar, aynı cezaevlerindeler.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.