"Dün Bizans ve Pers İmparatorluğu sömürüyordu bugün de Rusya ve ABD"
İlahıyatçı-Yazar Nezir Tunç, asr-ı saadet döneminde Bizans ve Pers İmparatorluklarının mazlumların kanını emdiği gibi şimdi de Rusya ve Amerika’nın dünyayı sömürdüğüne dikkat çekti.
Şanlıurfa’nın merkez Karaköprü ilçesinde Peygamber Sevdalıları Koordinatörlüğü tarafından Badıllı Derneğinde Kutlu Doğum programı düzenlendi.
Dernek binasında gerçekleştirilen etkinliğe Peygamber Sevdalıları Koordinatörü İbrahim Halil Göven, Şanlıurfa YAR-DER Başkanı Mahmut Çelik, Badıllı Derneği Başkanı Abdulkadir Karadağ ile dernek üye ve müdavimleri katıldı.
Program Ömer Soyaslan Hoca’nın Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Kardeşler İlahi Grubu tarafından seslendirilen mevlidi şerif ve ilahilerle devam etti.
Daha sonra günün anlam ve önemine binaen konuşan İlahiyatçı Yazar Nezir Tunç, geçmişte ve günümüzde yaşanan zulümlere ve Müslümanların bu zulümlere karşı sergilemesi gereken tavra değindi.
Yeryüzünde mazlum insanların sürekli güçlü ve kuvvetli olanların zulmüne maruz kaldığını belirten Tunç, bu zulmün ortadan kaldırılması için bütün peygamberlerin mücadele ettiğini söyledi.
Hak ve adaleti tesis etmeye namzet olanların, zalimler kadar cesaretli olmadıkları sürece yeryüzünde adaletin hâkim olmayacağını ifade eden Tunç, tarihin buna şahit olduğunu söyledi.
Geçen zamanın zalimlerin bakış açılarını değiştirmediğini belirten Tunç, tüm teknolojik gelişmelere rağmen günümüz zalimlerinin bakışlarının hâlâ bin 400 yıl önceki gibi olduğunu ifade etti.
"Dün Bizans ve Pers İmparatorluğu vardı bugün de Rusya ve ABD var"
Asr-ı saadet döneminde Bizans ve Pers İmparatorluklarının mazlumların kanını emdiği gibi bugün de Rusya ve Amerika’nın dünyayı sömürdüğüne dikkat çeken Tunç, "Nasıl o dönemde Bizans ve Pers İmparatorlukları, mazlumların kanını emiyor, yeryüzündeki yerüstü ve altındaki zenginlikleri sömürüyorsa. Bugün de işte Doğu Bloğunda Rusya, Batı Bloğunda Amerika aynı şey değil midir? Onlar da insanlara zulüm etmiyorlar mı? Fakirleri, biçareleri öldürmüyorlar mı? Yine o dönemde olduğu gibi oluk oluk kan akıtmıyorlar mı? Hani Ficar savaşlarından bahsettik ya şu anda da aynı Ficar savaşları Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta yok mu? Arakan’da yok mu? Doğu Türkistan’da yok mu ve bütün İslam âleminde yok mu? O dönemde insanlar, bizzat Allah tarafından terbiye edilen Hz. Muhammed'le, insanlık zifiri karanlıktan kurtulup aydınlığa çıkmışlarsa bugün de kurtuluş reçetesi aynıdır. Bugün de insanlık refaha kavuşmak istiyorsa, toplum hak ve adalete erişmek istiyorsa yine o gün ki gibi Efendimizin etrafında toplanıp pervane olması gerekiyor." diye konuştu.
O gün sahabeye yol gösteren Kur’an ve sünnetin bugün de olduğu gibi hala aramızda olduğunu söyleyen Tunç, tekrar özüne dönmesi halinde zalim ve tağutların Müslümanlara hiçbir zarar veremeyeceğini belirtti.
Birbiriyle cedelleşmenin çok güçlü olan insanları bile güçsüz bıraktığını Üstad Beddiüzzaman’ın bir hikâyesi üzerinden anlatan Tunç, şöyle devam etti:
"İşte, İslam âleminin durumu da aynen böyledir. Müslümanlar birleriyle uğraşıyorlar. İslam beldelerinde Müslümanlar bir birbirini vuruyor maalesef. Türkiye’de daha da özele indirgersek Urfa’da farklı mıdır, hayır. Burada da aynıdır. Nasıl biliyor musunuz? Belki tek farkı burada savaş yoktur. Müslümanlar ortak bir noktada bir araya gelemiyorlar. Rableri birdir, peygamberleri birdir, kıbleleri birdir, binlerce birleri olmasına rağmen bir olamıyorlar."
Etkinlik son olarak Ömer Soyaslan Hocanın yaptığı dua ile sona erdi. (Osman Gülebak- İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.