Dünya üçüncüsü Bitlis karakovan bal hasadına başlandı
İlkbahar'da, Bitlis'in 2 bin 500 rakımlı yaylalarına bırakılan ve arıların binlerce bitki özünden ürettiği organik Karakovan bal hasadına başlandı.
Endemik bitki çeşitliliğinin fazla olduğun Bitlis yöresinde, arıların binlerce çiçek ve bitki örtüsünde topladığı besinlerle ürettiği organik karakovan balı, üreticilerin kovanları açmasıyla görücüye çıktı.
Uzun ve yorucu uğraşlarla emek verilen, büyük sabırlarla beklenilen karakovan balı, üretim geçen yıllara nazaran düşük olsa da kalitesinin yüksekliğiyle alıcılarıyla buluşuyor.
Karakovan üreticileri ise piyasada karakovan diye satılan şekerli ballara karşı ciddi denetimlerin yapılmasını istiyor.
Sıkı denetimler yapılmalı
Yıllardan beri Bitlis Bal Yurdu markasıyla karakovan bal üretim ve satışını yaptığını belirten üretici Cengiz Karakaya, geçen yıllara nazaran bu yıl verimin düşük olduğunu belirtti.
Sıklıkla denetimlerin yapılması gerektiğini belirten Karakaya, "Karakovan balında alınacak numunelerin denetimden geçirilmesi lazım. İşin içine hile sokanlara ağır cezalar verilmeli. Halkın güvenerek bal tüketmesi için bu denetimlerin yapılması gerekiyor." diye yetkililere çağrıda bulundu.
Endemik bitki çeşitliliği balın kalitesini artırır
Endemik bitki çeşitliliğinin fazla olması balın kalitesini artırdığına dikkat çeken Karakaya, "Bitlis, endemik bitki açısında zengin bir yöredir. Endemik bitki derken yöreye has olan, başka yerde bulunmayan bitkiler. Bitlis'te 400'ü aşkın endemik bitki bulunuyor. Bu da balın kalitesini artırıyor. 2 bin 500 rakımda bal üretiyoruz. Bu da kaliteyi etkiliyor." dedi.
Bal, tanınan ve güvenilen üreticiden alınmalı
Tüketicilere, "Tüketici güvendiği, bildiği, tanıdığı insanlardan bal almalıdır." tavsiyesinde bulunan Karakaya, şunları söyledi:
Yaklaşık 5 aydır karakovanlarımız kapalıydı. Yeni açtık. Bu zaman zarfında hiç bakmamışız. Fiyat balın kalitesini asla belirlemez. Tüketici bunu iyi bilmesi lazım. Balın kalitesini veya karakovan olup olmadığını tüketici üç şekilde bilebilir. Birincisi balı güvendiği bir üreticiden almalı. İkincisi yediği zaman kendisi analiz etmeli. Bu da iyi bir bal yiyicisi olmalı ki anlayabilsin. Üçüncüsü ise numunesi alıp, herhangi bir yerde analiz etmeli, bu da biraz külfetlidir. Farklı ilkel yöntemlerle balın kalitesini ölçmek için analizler halk arasında yapılıyor. Bu bir ölçü olsa da tamamıyla bu balın kalitelidir anlamına gelmez. Tüketici bu anlamda iyi bilgilendirilmelidir. Tüketici güvendiği, bildiği, tanıdığı insanlardan bal almalıdır.
Balın fiyatına da değinen Karakaya, "Bu yıl karakovan balımızı 300 TL'den satışa sunacağız. Fiyatının yüksek olduğunu biliyoruz. Fakat sizlerde gördünüz, kovanlarda 3-5 kilo bal ancak alabildik. Bu da maliyetini zor karşılayabiliyor. Şeker vermiş olsaydık 100 TL'ye verebilirdik. Şeker verdiğinizde bir kovanda 10-15 kilogram bazen de 20 kilogram alabiliyorsunuz. Kilosunu 100 TL'den verseniz 1500 TL yapar. Fakat şeker vermeyince 5 kilogram alabiliyorsunuz. 300 TL'den verseniz yine 1500 TL yapar. Aslında fark budur." dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.