“Dünyada 32 milyon çocukta işitme kaybı var”
3 Mart Dünya İşitme Günü dolayısıyla yazılı bir basın açıklaması yayımlayan Diyarbakır Halk Sağlığı Çocuk Ergen Kadın ve Üreme Sağlığı Şube Müdürlüğü, Dünya’da 32 milyon çocukta işitme kaybının olduğu belirtildi.
3 Mart Dünya İşitme Günü münasebetiyle yazılı bir basın açıklaması yayımlayan Diyarbakır Halk Sağlığı Çocuk Ergen Kadın ve Üreme Sağlığı Şube Müdürlüğü, işitme kaybının zamanında tedavi edilmediği takdirde daha kötü sonuçlar doğurabileceğine dikkat çektiler.
Dünya’da 32 milyon çocukta işitme kaybının olduğu belirtilen açıklamada, işitme kaybı yaşayan çocukların Hastanelerde tedavi edilebileceği belirtilerek, çocuklarda yaşanan bu tür hastalıkların önemsendiğini ve erken yaşlarda görülen hastalıkların mutlaka dikkate alınması gerektiğinin altını çizildi.
“32 milyon çocukta işitme kaybı var”
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 360 milyon kişide hayatı zorlaştırıcı derecede duyma kaybının olduğu belirtilen açıklamada, “Yaş ilerledikçe bu risk daha fazla artmaktadır. Özellikle 65 yaş üzerinde sık karşılaşılan bu durumun her üç kişiden birinde görüldüğü ve yaklaşık 165 milyon insanda olduğu saptanmıştır. Ancak bu durum sadece yaşlılara özgü bir sorun olarak kalmamakta dünyada 15 yaş altı 32 milyon çocukta da işitme kaybı olduğu tespit edilmiştir. İşitme kayıpları doğumsal olabildiği gibi doğumun ardından da ortaya çıkabilecek, kızıl, kızamıkçık, menenjit gibi yüksek ateşle seyreden hastalıklar, ailede çocukluk döneminde başlayan kalıtsal işitme kaybı, annenin hamileyken kullandığı bazı ilaçlar ve geçirdiği hastalıklar olabilir.” ifadeleri kullanıldı.
“Hastalık ileri ki yaşlarda daha kötü sonuçlar doğuruyor”
Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması veya solunum zorluğu yaşamasının olumsuz sonuçlar doğuracağı ifade edilen açıklamada, doğum kilosunun bin 500 gramdan az olması, durumunda doğum sonrasında sarılık değerlerinin yükselmesi ve bebeğe verilen bazı ilaçların bebeklerde işitme kaybına neden olabileceği uyarısında bulunuldu.
Açıklamada devamla, “İleriki yıllarda yaşanan diyabet, kalp, dolaşım ya da Bakteriyel Menenjit, ciddi orta kulak enfeksiyonları gibi sağlık sorunları ile uzun sure boyunca çok yüksek sese ya da tek sefer büyük ve patlayıcı bir sese maruz kalmış olmak kişilerde işitme kaybına yol açabilmektedir.” denildi.
“Çocuklara erken teşhis koyuluyor”
Bebeklerdeki işitme kayıplarının erken fark edilmemesinin ve tedavi edilebilecekken tedaviden yoksun kalmasının bebeği ömür boyu sessizliğe mahkum edebileceği uyarısında bulunulan açıklama şöyle devam etti:
“Ülkemizde 2004 yılında başlatılan Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Programı sayesinde; Tüm yeni doğanlara İşitme Tarama Testi yapılmaktadır. Erken işitme kaybı tanısı konulup, erken eğitilen bebeklerin, lisan gelişimine paralel olarak zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu etkilendiği unutulmamalıdır. Çocuklarda işitme kaybının olup olmadığının saptanmasında ailelere ve öğretmenlere önemli sorumluluklar düşmektedir. Çocuğun etrafa olan ilgisinin azalması, seslenildiğinde cevap vermemesi veya yanlış cevap vermesi ya da televizyonu yüksek sesle dinlemesi gibi kimi zaman çok da dikkati çekmeyen belirtiler çocuklarda var olan bir işitme kaybına işaret edebilmektedir.”
“Hastalık durumunda hekime başvurulması lazım”
Hastalıkla ilgili bir durumla karşılaşılması durumunda hemen bir uzmana gidilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, “Yeni doğan bebeklerdeki işitme kaybının olumsuz sonuç doğurmaması için ise hastanelerden taburcu olmadan önce, bebeklerin işitme testleri yaptırılmalıdır. Doğumdan 2-3 yaşına kadar olan süre, çocuklarda konuşma, dil ve psikososyal gelişim açısından kritik dönemlerdir. Yenidoğan işitme taraması yapılmadığı takdirde Doğuştan işitme kaybının tanı yaşı gecikecek, bu da bebeğin/çocuğun konuşma ve dil gelişimi, başta olmak üzere tüm gelişim alanlarını olumsuz yönde etkileyecektir. Diyarbakır Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak, İlimiz Hastanelerinde, Normal doğum yapmış, Yenidoğan bebeklerimizi doğdukları 12’inci saatten sonra, daha hastaneden taburcu olmadan önce, İşitme tarama testleri yapılması gerekir.” ifadeleri kullanıldı.
“Diyarbakır’daki Hastanelerde tedavi edilebilir”
Bebek tedavisinde çeşitli yollara başvurulduğu belirten açıklamada son olarak, “Otomatik ABR ise (işitsel beyin sapı cevabı) riskli ve otoakustik emisyondan geçemeyen bebeklere yine kulaklarına prob ve elektrotlar yerleştirilerek işitme siniri testi yapılıp bu testten de kalan bebeklerin tanı almaları için Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Odyoloji Birimine sevkleri yapılıp daha ileri testler yapılarak tanı alıp cihazlanmaları sağlanmaktadır. İşitme Tarama testi yapan hastanelerimiz; İlimizdeki tüm Özel Hastaneler, Diyarbakır Merkezdeki Tüm Hastaneler, İlçelerimizde ise Ergani, Lice, Bismil, Silvan ve Çermik Devlet Hastanesinde Bebeklerimizin tarama testleri yapılmaktadır.” denildi. – İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.