"Dünyada liberal demokrasiler can çekişiyor"
Bursa'da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin açılış konuşmasını Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek yaptı. Şimşek, "Sadece Türkiye'de değil, dünyada liberal demokrasiler can çekişiyor." dedi.
Bursa'da bu yıl 6'ncısı düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi başladı. İki gün sürecek olan Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde, global ve yerel ekonomik konular tartışılacak.
Zirveye, aralarında ABD, Avustralya, İngiltere, Estonya, Yunanistan, Finlandiya, Hindistan, Afganistan, Suudi Arabistan ve Malezya’nın önemli şirketlerinin yönetim kurulu başkanları ve üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu 92 iş dünyasından kişiler katılıyor.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek zirvenin açılışında konuşmasını yaptı. Şimşek, 16 Nisan'daki referandumda oylanacak Anayasa değişikliğinin Türkiye'nin önünü açma durumunun söz konusu olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yönetimde istikrarı, temsilde adaleti, yargıda da bağımsızlığı sağlayabileceğini kaydetti.
Küresel kriz sonrası bir sürü artçı şok yaşandığını söyleyen Şimşek, "Gerçi şimdi ilk defa bu yıl sanki küresel ekonomi toparlanıyor gibi. Geçen hafta Almanya'da G20 Zirvesi'ndeydim. Küresel ekonomi için nispeten daha olumlu bir perspektif var. Bir miktar toparlanma var. Ama yine de 2016 zor bir yıldı. 2017'ye tabii ki iyimser başlamak isteriz." dedi.
Türkiye ile ilgili olarak birkaç soruya cevap vermek istediğini belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biri 'Ne olacak bu Türkiye'nin hali, Türkiye'nin ekonomisi?' Aslında Türkiye ekonomisi çok boyutlu ve ciddi şoklara karşı ciddi direnç göstermiş bir ekonomi. Bu da aslında temellerinin sağlam olduğunu gösterir. Küresel kriz herkesi etkiledi. Avrupa'daki borç krizi bizi de önemli ölçüde etkiledi. Çünkü Avrupa Birliği bizim önemli bir ticaret ortağımız. Arap Baharı büyük umutlarla başlamıştı. O bölgede büyük bir kaos, ciddi jeopolitik gerginlikler var ve bunlar Türkiye'yi ciddi şekilde aşağıya çekti. Bu jeopolitik gerginlikler ve yanı başımızda devlet niteliğini kaybeden ülkeler teröre zemin hazırladı, Türkiye'yi ciddi şekilde olumsuz etkiledi. Bunların hepsi aslında dış şoklar. Rusya ile yaşadığımız sıkıntı. Ama ülke içinde de son birkaç yıla baktığınız zaman birçok seçim, darbe girişimi, terörün yoğun yaşandığı zorlu bir dönem yaşandı."
Şimşek, bütün bunlara rağmen Türkiye'de küresel kriz sonrası dönemde 7 milyon kişiye iş bulduklarını, bunun ciddi bir rakam olduğunu ifade ederek, "Yeterli mi? Değil. İşsizlik oranı yüzde 10'un biraz üzerinde. Türkiye ekonomisinin 2000'li yılların başından bu yana ortalama yüzde 6 civarında büyüdü. Geçen yıl darbe girişimi ve terörün etkisiyle ekonomi ciddi şekilde yavaşladı ama sınırlı da olsa ılımlı büyüme devam etti." dedi.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, dünyada nüfusu 80 milyona ulaşmış, kişi başına milli geliri de orta üst gelir grubunda olan gelişmekte olan ülke sayısının 6-7'yi geçmeyeceğini ifade ederek, "Türkiye'nin hikayesi daha duruyor. Bu hikayeyi güçlü kılacak çok ciddi bir reform programımız var. Bu reformların başında gelen en büyük reform, yönetimde istikrarı sağlayacak, ileride yaşayabileceğimiz krizleri engelleyebilecek bir Anayasa reformudur. O da bir yapısal reformdur." dedi.
Cumhuriyetin henüz 100'üncü yılını doldurmadığını, kendisinin 65'inci hükümetin bir üyesi olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Şimşek, ABD'nin 240 yıldan fazla süredir başkanlık sistemiyle yönetildiğini, ülkede 45'inci başkanın daha yeni göreve başladığını hatırlattı.
Şimşek, Türkiye'deki parlamenter sistemin yönetimde istikrarı sağlayamadığını vurgulayarak, "Neye bağlarsanız bağlayın, eğer 1923'ten bu yana 65 hükümet gelmişse, ortalama ömürleri 17-18 ay civarındaysa, burada bir sorunumuz var demektir. Bu Anayasa değişikliğinin en önemli sonucu yönetimde istikrarı sağlaması olacak. Millet sandığa gidecek, 5 yıllığına Meclis'i seçecek, 5 yıllığına aynı hükümetin başını yani cumhurbaşkanını seçecek, cumhurbaşkanı ertesi gün bakanlar kuruluyla, üst düzey bürokrasiyle kendi programını uygulama fırsatı bulacak." şeklinde konuştu.
"En çok tartışılan konulardan biri yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı." diyen Şimşek daha sonra şunları kaydetti: "Bizdeki yargının üst kurulu, şu anda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu diyoruz, yeni bir yapıya giriyor. 13 üyesi olacak. 7 üyesini Meclis nitelikli çoğunlukla seçecek. Şu anda hiçbir partinin Meclis'te nitelikli çoğunluğu yok. Hatta 2 parti bir araya gelerek nitelikli çoğunluk elde edemiyor. Bugünkü Meclis kompozisyonunda 3 partinin bir araya gelmesi lazım. Nitelikli çoğunluk aslıda çok önemli bir eşiktir. Bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlamak açısından çok kritiktir. İddia edildiği gibi 'Türkiye'de güçler ayrımı, yargının bağımsızlığı tehlikeye girecek' argümanı doğru bir argüman değil. Meclis bugünkü HSYK'nın çoğunluğunu, 13 üyenin 7'sini nitelikli çoğunlukla seçecek. Kalan 6 üyeyi de millet tarafından seçilen cumhurbaşkanı doğrudan veya dolaylı seçecek. Bunun ne Fransa'dan, ne ABD'den, ne Kore'den, ne Almanya'dan ciddi bir farkı yok. Sonuçta kaynağını milletten alan Meclis ve seçilmiş cumhurbaşkanı bunu belirleyecek."
Türkiye hukuk devletinden uzaklaştığı eleştirilerine cevap veren Şimşek, "Türkiye'nin başına bir sürü felaket geldi. Türkiye çok ciddi travmalar yaşadı. Olağanüstü hali isteyerek getirmedik. Türkiye bütün terör örgütlerinin hedefine girdi. Yüzlerce kısmı terör eylemi ile karşı karşıya kaldık. Ondan dolayı olağanüstü hal geldi. Ama bunu kalıcı bir çözüm olarak görmüyoruz. Dolayısıyla Türkiye hukuk devletinden uzaklaşıyor diye bir algı var ve bu doğru değil." dedi.
Dünyada liberal demokrasilerin can çekiştiğini söyleyen Mehmet Şimşek, "Sadece Türkiye'de değil, dünyada liberal demokrasiler can çekişiyor. Çünkü korku, terör, göç ve korumacılık var. Dünya aslında ciddi bir tehlikeye girmiş durumda. Avrupa şu anda anlayış olarak Birinci Dünya Savaşı ve Ortaçağa dönmüş durumda. İslamofobi konusunda bizim birlikte yaşamamız lazım. Farklılıklara saygı göstermek lazım. Bunun için liberal demokrasinin yaşatılması lazım. Ama Türkiye'de liberal demokrasi terör tehdidi altında. Terörün olduğu yerde bir parti onu destekliyor, hendek kazmasına müsaade ediyorsa sizin yerel demokrasi maalesef sonlanıyordur. Özet olarak Türkiye ekonomisi temelleri sağlam, sorunlarımız var bunları çözecek reformlarımız var. Türkiye demokratikleşme noktasında iradesinden vazgeçmedi." şeklinde konuştu. (Mustafa Bikeç-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.