Kur'an'ın indiği sırada, Hz. Peygamber (sav)'in davetinin duyulmaya başladığı dönemde Rumlarla Persler arasında bir savaş vuku buldu. Savaşı Rumlar kaybedince müşrikler sevinir, ashab ise üzülür. Daha sonra, üç ila dokuz yıl arasında değişen bir sürede Rumlar galip gelir. Bu sefer tersi olur, Müslümanlar sevinir, müşrikler üzülür. (Rum/1-2-3-4)

Rum diyarı Anadolu'dur. Anadolu Kur'an'ın tabiriyle “Ednel -arz” yeryüzünün-dünyanın en yakın noktasıdır. Bu konumlandırmaya göre Mekke, “Dünya'nın merkezi” Anadolu ise “yerin en yakın bölgesidir.” “Fi edn- el arz”  tabiri bir noktayı değil coğrafyayı ifade eder ve eskiden Rum diyarı olması hasebiyle söz konusu bu yer Anadolu'dur.

Anadolu'ya hâkim olan eğilim, düşünce, inanç dünyasındaki tabilerine umut ve güven sağlamaktadır. Mekke'deki tarafların Anadolu ile ilgili gelişmelere sevinip üzülmesi bu hikmete binaendir.

Bu özelliklere ve Kur'an'la teyit edilmiş tarihi ve stratejik önemine binaen Anadolu'nun özel bir konumu dolayısıyla buradaki Müslümanların istisnai bir görevi ve de sorumlulukları vardır. Eskiden olduğu gibi günümüzde de emperyalizmin Anadolu üzerinde derin bir hesabı vardır. Çünkü biliyorlar ki Anadolu, Ümmetin merkezine en yakın noktadır. Bu itibarla ümmetin vitrini ve kalkanıdır.

Emperyalizm, uygulansa bile örneklik teşkil etmeyecek bir coğrafyaya İslam'ı hasretme gayretindedir. Bu nedenle şer güçler tarih boyunca Anadolu toplumunun İslami yaşantısından rahatsız olmuş, bu duru ve güzel yapıyı bozmak için Anadolu'ya fitne tohumları ekmeye çalışmışlardır.

Anadolu Mekke'ye Aksa'dan daha yakındır

Vakıa, Anadolu “edn-el arz” yerin merkezine en yakın bölgedir. Fakat mesafe olarak Mekke'ye daha yakın olan Kudüs'teki Süleyman mabedine Mescid-i Aksa (en uzak, en uçtaki mescid) isminin verilmiş olması çok manidardır.

“Edna”, en yakın yer ve nokta demektir. Kur'an-ı Kerim, Rum diyarı Anadolu'ya “Ednal- arz” yani  “yeryüzünün dünyası” ismini vermektedir. Mekke'ye daha yakın olduğu halde Kudüs'teki mescide “Aksa” yani “En uzak mescit” ismi verilmiştir. Demek ki Anadolu daha yakın ve öncelikli hedeftir. Kudüs, aksa-uzak bir hedef iken Anadolu edna-yakın bir hedeftir. Bu nedenle burada olan gelişmeler Mekke'de Müslümanlar ile müşrikler arasında bir mesele olmuştur. Çünkü buradaki gelişme, yakın zamanda bazı gelişmelere sahne olacağına işaret eder. Nitekim Kur'an-ı Kerim birkaç yıl içinde dengelerin değişeceğini haber vermiştir.

Anadolu'daki gelişmeler dünya Müslümanlarını nasıl etkiliyor?

“Ednal- arz” olarak Anadolu, merkezi İslam âleminin dünyasıdır. Anadolu, yeryüzünün dünyasıdır. Bu nedenle buradaki her gelişme dünyadaki tüm Müslümanları olumlu veya olumsuz bir şekilde doğrudan etkiliyor. Buradaki herhangi bir gelişme ümmet için ya bir müjde veya üzücü bir haber mahiyetindedir. Öyleyse bütün Müslümanların Anadolu'nun stratejik değerini bilmesi ve buna göre stratejisini belirlemesi gerekir. Unutmamak gerekir ki “en Aksa- en uzak” hedeflere “edna-en yakın” olandan ulaşılır. “Edna” coğrafya da burasıdır. Anadolu Rum diyarıdır. Kim ne derse Anadolu'yu kuşatma girişimi Müslümanların hedef ve umutlarını “edna yerde” yani kestirmeden bastırma ve söndürme girişimidir. Bu nedenle buradaki olumlu gelişmelerle dünya Müslümanları umutlanıyor, buradaki olumsuz gelişmelerle de karamsarlığa düşüyor.

Anadolu'nun konumu Kur'an ile tespit ve tescil edilmiştir. Bu nedenle Anadolu Müslümanlarının özel yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülük ağırdır ve bundan dolayı Anadolu ruhunu tek bir kültür ve halk yaşatamaz. Bu ruh Türk, Kürt, Arap kültürüne sahip Müslümanlarca yaşatılacaktır. Anadolu, Kur'an ile teyit edilen misyonunu ancak böyle bir gönül ve akıl zenginliğiyle yürütebilir. Birlik, beraberlik, bereket, refah, örneklik yerin merkezi olan Mekke'yle uyumlu olmasıyla ve ismine layık olarak yerin merkezine yani Kâbe'ye yönelmesiyle mümkündür.

Hedefi Aksa ve Aksa hedefi olan her Müslüman fert ve topluluk bu hakikatin farkında olarak siyasetini belirlemeli, Aksa hedeflere-Aksa mescidine ulaşmanın yolunun buradan geçtiğini unutmamalıdır.