Selahaddin YILDIRIM
Dur gitme; kal Ey Ramazan!
Ey onbir ayın sultanı ilahi rahmet ve bereket ayı Ramazan ! Ahiret ve dünya için gerekli her hayrın ve salih amellerin tohumlarını saçtın. Gelişinle ruhlar canlandı, kalpler şenlendi. Uzun süren kışın ardından gelen bahar, gecenin karanlığından sonra atan şafak gibi oldun. Manevi iklimimize cennet tohumları saçtın. Salih amellerin nasıl devşirileceğinin dersini verdin bize. Bıraktığın bu tohumlar yeşerip, ürünleri olgunlaşmadan gitmemeliydin. Gittiğin taktirde bağladığın şeytanlar ortalığı gene çorak çöllere çevirecekler çünkü. Bunca emekle oluşan mahsulün zayi olmaması için ne olur gitme, kal !
Gitmek için kesin bir emir almışsan eğer, her saat ve her ay senle beraber olmanın yolunu bize öğret de öyle git.
Ey gönüllere ve bedenlere sıhhat bahşeden ilahi hekim ! Gaflet ve günahlarla, enva-i türlü hastalıklara mübtela bu can ve cismimiz, nice zamandır şifa arıyordu. Sen gelince tenimiz ve canımız rahat bir nefes aldı. Her türlü hastalık ve gafletin kaynağı olan o çok yemeler-içmelerden kurtulduk. Yer sofrasına bedel, bize hakikatlerin yolunu açan gök sofrasını indirdin. Sahi, şu Hz. İsa (as)'nın Havvarilerinin inmesini istediği sofra (maide minessema) sen olmayasın? Senin açlık sofranda ne lezzetler varmış bize göster de öyle git.
Ey gerçek cihad ayı! Gelişinle düşmanlarımız bağlandı. İblis-Nefs-Dünya üçlü çetesinin aleyhimize kurduğu ittifak işlemez oldu. Azgın şeytanları bağlayıp nefsi de teslime zorladın. Verilen zekat ve sadakalarla da dünya malının sevgisine bedel, kalplerimize ahiret yurdunun aşkını attın. Ama oluşan bu güzel ortam, sen gidince kalır mı acaba?
Bağlanan şeytanlar bırakılınca halimiz nice olur? Senle elde ettiğimiz ahiret azığını elimizden alıp bizi tekrar dünya ve nefsin emrine girmeye zorlamalarından doğrusu ciddi korku duyuyoruz. Gelip de gittiğin önceki her seferde de bu haller başımıza gelmişti çünkü.
İlla ki gideceksen eğer, bari bir sonraki gelişine kadar bize yetecek silah ve cephane bırak da öyle git. Değilse bu azgın düşmanlardan kendimizi nasıl koruyabileceğiz?
Ey Kur'an'ın içinde indirildiği ve bin aydan hayırlı Kadir gecesini bağrında saklayan nurlu ay! İlâhî vahyin indiği ay olman senin için şereflerin en büyüğüdür. Bin aydan daha hayırlı geceyi içinde saklaman ise değerine değer katmıştır. Pas tutmuş kulaklarımız ve gönüllerimiz Kur'an tilavetiyle cilalanıp parladı. Kur'an sedası Hizbü'ş-Şeytan için hezimet oldu. Kur'an nuruyla aydınlanan zihin ve kalplere artık iblisler sokulamıyor.
Bizi bırakıp gitmeden önce, sende inmiş o ilâhî nurun sırlarını ver de öyle git.
Ey fakir ve muhtaçları sevince boğan ay! Daha sen geliyorum demeden fakirler ve muhtaçlar senin geleceğini duydular. Belki de senin gelişine en çok sevinenler onlar oldu. Zamanın zalimlerinin zulmünden dolayı yoksulluk, işkence, sürgün, mahpus ve muhaceret yaşayanların tek umudu sen oldun. Yetim, dul ve bil cümle kimsesizlerin sevinci oldun. Sen maddi fakirlik çekenlerin umudu olduğun gibi, manevi fakirlikten muzdarip günahkâr kulların da ilâhî rahmetten en çok ümitvar oldukları saat oldun.
Hasılı, her türlü fakirlik çeken kullara uzatılmış ilahi bir el oldun. Ellerinin biriyle dünya fakirlerini doyururken, diğeriyle ahiret fakirlerine hesapsız kazançlar sağlıyorsun. Sana umut bağlamış kullara en büyük zenginlik ve kazanç olan ‘mağfireti'müjdeledin. Çünki, “Kim inanarak ve sevabını umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır” buyrulmuştur.
Sen gidersen bu fakir ve muhtaçları kim korur, kim açlıklarını giderir? Bari gideceksen bir sonraki gelişine kadar yetecek azık bırak da öyle git.
Ey hayat okulunda insana gerekli her dersi öğreten mürşid öğretmen!
Hiç bir okulun veremediği, hiç bir hocanın anlatamadığı en çetin dersleri senden aldık. Sabr, cömertlik, merhamet vb eşsiz dersleri kısa bir zamanda bize yaşatarak öğrettin. Öğrettiğin bu derslere her an ihtiyaç duyacağımız muhakkak. Hani tıp ve matematik bilmesek, kaybımız o kadar fazla olmayacak. Bu konudaki ihtiyaçlarımızı başkaları aracılığıyla da giderebiliyoruz. Ama senin proğramında yer alan dersleri ise, her kesin onları bizzat öğrenme ihtiyacı var.
Ey sonsuz rahmet sahibinin bize ikramı “Cennet Okulu” Ramazan!
Sana layık bir öğrenci olamadığımız için senden özür diliyoruz ve bir ay değil, bütün bir yıl okuluna kayıtlı kalmak istiyoruz. Kaydı silinenlerden olmak istemiyoruz. Bütün eksiklerimizle beraber ilahi dergahta bize şefaatçi olmanı umut ediyoruz.
Umudumuzu boşa çıkarma, zahiren bizi terk edeceksen de manen hep bizlerle olmanı istiyoruz ey övülmüş ay!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.