Abdullah ASLAN
Durmadan çalışmak ve haklarımızı savunmak
durmadan çalışmak ve haklarımızı savunmak
Mart 2014 yerel seçimleri tam bir referandum havasında oldu. Bundan sonra yeni bir dönem ve yeni bir safha başlıyor. Siyasi partiler gelecek için yeni stratejiler konusunda rehavete kapılabilirler ancak ağır bir dava ve sorumluluğu olan, ıslah ve aydınlatma projeleri göğüsleyen HÜDA PAR için bunu ifade etmek mümkün olmasa gerek.
Bir yılı aşkındır kurulan ancak birkaç aydır siyaset alanına aktif olarak atılan HÜDA PAR’ın bu birkaç aydan da tecrübeler edinerek ara vermeksizin çaba ve gayretlerine devam etmesi gerekmektedir.
Bu çalışmalar çok yönlü olup ayrıca sıcağı sıcağına atlatılan şu yerel seçimlerle alakalı alınan sonuçlarla ilgili bir araştırma ve yoklama faaliyeti içerisine girilmeli ve kimin neye oy verdiğinin -tabiri caizse- peşine düşülmelidir.
Bunun için çok farklı gerekçeler olabilir. Bütün bunları tespit etmek ve ona göre çalışmaları sürdürmek lazım. Yanlış algı ve değerlendirmelerin önüne şimdiden geçmekte fayda vardır. ‘Siyaset anlatım ve ikna sanatıdır’ tezinden yola çıkarak iyi mübelliğ siyasiler yetiştirmek, önemli yapacaklarımızın arasında yer almalıdır. Bu arada kendi siyaset akademilerimizi kurup, arada bir dışarıdan davet edilecek müspet hocalardan istifade etmenin faydası olacaktır.
Kamuoyunda olumsuz bütün yargı ve algıları tuzla buz edecek bir kampanya başlatılmalıdır. Şiddet nispetindeki algılarla ilgili de ‘kendi gözündeki kazmayı görmeyip başkasının gözündeki çiziğe takılanlar’ cihetiyle bu yöndeki olumsuz propagandalar pasifize edilmelidir. Haksız yere şiddetin kesinlikle tasvip edilmediği ve edilemeyeceği, asıl şiddet yöntemlerinin, suçlayan tarafların şe’ninden olduğu ortaya konmalıdır.
Zahf Kürd hatne küştin(çok Kürt öldürüldü) propagandasıyla halkı iğfal etmeye çalıştıkları ve kendi istedikleri gibi halkı manipüle etmeye büyük gayret gösterdikleri bilinen bir vakıa. Bunu söylerken Kürt ve Türklerden 50 bin insanın kanına girenleri zihinlerden saklı tutup aslı astarı olmayan yalanlarla, Kürtlerle hayırhahları arasında kalın duvarlar ördükleri ve bunun üzerinden dini hassasiyeti önde olanlara karşı bir nefret kampanyası sürdürdükleri de ayrıca bilinen bir gerçektir.
Bu algıları kırmak lazım. Müslümanlar hiçbir zaman bu halka şiddet uygulamadı, hiçbir zaman bu halkın kötülüğünü istemedi, kendilerine dönük şiddet karşısında sadece kendilerini savunmak durumunda kaldı. Müslümanlar mağdur oldu ama ğadre uğratmadı, bırakın sokak ve caddelerde camilerin içinde hainler tarafından katledildi. Dinimize, namazımıza, başörtümüze hep hakaret edildi. Kürt etnik kimlik savunuculuğu denilerek başka etnikten olanlar, İslam dışı düşünce ve ideolojileri dolayısıyla Kürtlerin başına başkan seçildi. ‘Kürdîlik’ dendi ama Kürtçe bilmeyenler Kürtlere baş oldu. Artık uyanmak ve uyandırmak zamanıdır. Bu gafletle bir yere varılamaz. Bu gidişle bütün değerlerimizi kaybetmeye doğru yol aldığımız, halk nezdinde fehm edilecektir.
HÜDA PAR daha şimdiden siyasi muhalefet yönünü geliştirmeli ve Bölge’nin bütün belediyelerini mercek altına almalıdır. Muhalefet edecekseniz, muhaliflerinizin yapıp ettiklerini takip edip halkın nazarına sunmanız lazım ki, halk dönen dolapların farkına varsın, kendisine reva görülen hizmetsizliğin hesabını sorsun.
Gerçi daha zaman var ama başka önemli bir konu da, sandıkların korunması meselesi. Özellikle Bölge’de eğer sandıklar korunmuyorsa seçime girmenin bir anlamı yok. Müşahitlerden edindiğim bilgiye göre, daha önce de yazdım. Bölge’de çok büyük bir baskı ve hile söz konusuymuş. HÜDA PAR’ın müşahit gösterdiği sandıklarda durum buysa, müşahit bulunduramadığı sandıklardaki durumu düşünmek bile istemiyorum.
Önümüzdeki seçimler için tam hazırlıklı ve teşekküllü olmaya gayret gösteren partiler bunun karşılığını alacaklardır. Bir sonraki genel seçimlerin, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla bugünkü denklemlerin değişmesi de değerlendirildiğinde, özellikle HÜDA PAR için bir zafer seçimi olacağını düşünmek abartı olmasa gerek.
Gayret bizden takdir Allah’tandır. Durmadan çalışacağız ama iyi sonuç almak için haklarımızı da savunacağız ki takdir, cehdimiz nispetinde gelişsin. Sünnetullah bunu gerektiriyor.
Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.