Zülküf ER
Ebu Hanife’den iki ders!
Yağmurlu bir kış gecesinde Bağdat sokaklarında Yatsı Namazı için seğirten biri var. Yollar çamurlu ve kaygan. Namaz için acele eden zat, karşıdan koşarak gelen 9-10 yaşlarındaki bir çocuğu görünce durup çocuğa seslenir.
“Evladım koşma! Yollar çamurdan kayganlaşmış. Düşersen dizlerin acır, dikkat et”
Çocuk karşısındaki bu yüce zatın taşıdığı fenerin zayıf ışıklarıyla az da olsa yüzünü seçebilmiş, kendisini ikaz edeni tanımıştır. Ulu bir zatın kendisini muhatap almasının sevinciyle tebessüm eden çocuk, adeta tarihi özetleyecek şu cevabı vermiştir.
“Asıl siz dikkat edin. Eğer ben düşersem sizin de buyurduğunuz gibi sadece dizlerim acır. Ama siz düşerseniz arkanızdan ümmet de düşer ya İmam!”
Kendisine İmam diye hitap edilen zat İmam Azam Ebu Hanife’den başkası değildir. Çocuk taşı gediğine koymuş ve kaybolmuştur. Hayrete düşen İmam, daha 9-10 yaşlarında olan bu çocuktaki bilinç ve hikmete şaşırmakla beraber kendisine yüklenen sorumluluktan dolayı da hıçkırıklara boğulmuştur.
O ve onun gibiler düşmedikleri için Ümmet bir şekilde bu güne kadar geldi.
Ey Sorumluluk sahipleri! Dikkat edin sakın düşmeyin…
***
Denilir ki; İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin genç bir komşusu varmış. İçki belasına müptela olan bu genç, neredeyse her gece İmam ve ehlini rahatsız edecek fiillerin içerisinde olurmuş. Şehrin yaka silktiği bu gencin bir anda sesi duyulmaz olmuş.
Gencin verdiği rahatsızlıklara, gürültüsüne alışmış olan İmam, birkaç günlük sessizliğin nedenini merak etmiş. Gencin ailesine gidip durumu sorunca da mesele anlaşılmıştır.
Genç, yine sarhoşluğun verdiği sersemlikle, adeta içkinin her kötülüğün anası olduğu gerçeğini tasdik edercesine, bir kavgaya karışmış ve yakın arkadaşlarından birini yaraladığı için de zindana düşmüştür.
Meseleyi İmam’a anlatan kimi komşular, su testisi suyolunda, eksenli yorumlarla adeta İmam’ın bu araştırmasını kınamışlar. Kınayıcıların kınamasına aldırmayan İmam-ı Azam, sorup soruşturmuş ve gencin kiminle kavgaya tutuştuğunu ve nerede olduğunu öğrenmiştir.
Genç komşusunu içine düştüğü Gayya kuyusundan kurtarmaya karar veren İmam, çevresindekilerin kendisini anlayamamalarına aldırış etmeden harekete geçmiş ve hem yetkililere hem de yaralı genç ve ailesine ulaşmıştır.
Genç komşusunun bırakılması için fidye istenmektedir. İmam, meblağ yüksek tutulmuş olmasına rağmen fidyeyi vermiş ve genç komşusunu kurtarmıştır.
Tanıyan diğer insanlar gibi, kurtarılan genç de şaşırmıştır. Genç hemen orada tövbe etmiş ve durumunu düzeltmeye karar vermiştir.
Bir müddet sonra İmam’ı ziyaret eden genç günahlarından arınmış bir şekilde İmam’ın huzurundadır.
Genç hem kendisini kurtardığı için İmam’a teşekkür etmektedir hem de o güne kadar yaptıklarından, verdiği rahatsızlıklardan dolayı İmam’dan özür dilemektedir.
Genci dinleyen İmam, tüm davetçilere örnek olacak şu sözlerle gence karşılık verdi; “Evladım! Asıl sen bize hakkını helal et. Çünkü biz senin başına bu hal gelinceye kadar sana ulaşma gayreti göstermedik. Seni biz ziyan ettik.”
Çevremize bir bakalım, belki de önyargılarımızla ya da bundan adam olmaz mantığıyla ziyan ettiğimiz gençler vardır belki de…
Selam ve Dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.