Bismihi Teâlâ

Sınav odaklı eğitimin,

‘Hayat memat meselesi olarak görüldüğü’, ‘öğrencilerin yarış atı gibi sayıldığı’ savı ileri sürmekle haksızlık mı yapmış oluruz.

Lafı uzatmak değildir muradım, eğitim sisteminde en öncelikli görülen husus bu olunca, belli belirsiz handikaplara yol açacağı olasıdır.

Açıkça belirtmek gerekirse; test hamallığı, kurstan kursa koşuşturmalar, masa başında geçirilen boş zamanlar, akranlarından kopuk sığ tutumlar, netice olarak kıyasıya yıllarını heba ettiğimiz, çocuklar…

Varsa yoksa üniversite, uğruna paraların harcandığı özel kurslara göndermekle iftihar ettiğimiz çocuklar…

Günlük yaşamda beceriden yoksun, kendi ayağı üzerinde durmakta zorlanan, güçlü iradeden yoksun bireylerin vücuda getirilmesi ürkütmez mi?...

Şu var ki; güçsüz, ayağı yere basmayan eğitim sisteminde öğreten/öğrenen konumunda olmak kolay olmasa gerektir!...

Üstten bakılırsa kâğıt üzerinde, diğer deyişle taslakta her şey süslü, yetkililere bakılırsa işler tıkır tıkır yolunda, nasıl olsa dilin kemiği yok!

Günü geçiştirmek ömrü zayıflatırken, geleceğe yoğunlaşmak ömrü uzatır.

Başka deyişle en önemlisi kendi ömrümüzü ve maiyetimiz altındakilerin atiyelerini aydınlatırız.

Pandemi küresel âlemi yaraladı. Umutlar aşılar üzerine kurgulanmış durumda.

Aktörleri, uygulayıcıları aleni bir senaryo ve ardından korkunç bir savaş!...

Gelinen süreç itibariyle özel okullar tam hız artıyor. Gerçi geçmişte de vardı.

Çoğunlukla saha Gülen’in kontrolündeydi. Gülen’e de etraflıca devşirmek düşüyordu.

Adam da palazlandıkça palazlandı. Ta ki boynuz kulağı geçene dek!

Yani bir bakıma FETÖ eğitimdeki boşluktan nemalanmadı mı?...

Ve bu şebeke titiz bir terzi maharetiyle bu alanda ezici bir kesimin tercihi olmadı mı?..

Aslında yaşatılanlar, sınava odaklı sistemlerin açtığı handikaplar penceresinden görülemez mi?

Pandemiyle birlikte özel öğretim kurumları açan açana…

Neticede bakan Bey bu ekolden geliyor ya, herhalde sırtını sağlam duvara dayamanın keyfiyetidir söz konusu olan…

Ne diyelim boşluktan yararlanmak da bir ticaret mantığı olsa gerek!

Şaşmamak elde değil, aynı öğretmen MEB’deyken popülaritesi yok ama özel kurumda olunca sanki sihirli bir gücü varmış gibi önemseniyor.

Sizce de bu bir yaman çelişki değil midir?

Para verince tatlı mı oluyor yoksa MEB çalıştırmıyor mu?...

Toparlayacak olursak, devlet ortalama olarak 16 yılını aldığı bireyi sözde değil, sahada sosyal, kültürel; iş ve istihdam yönünde tatmin etmelidir.

Yoksa yıllarını aldığı bu kesimi ziyana uğratmaz mı?..

Heba etmez mi?...

Kalın sağlıcakla…