Hasan YILMAZ
Eğitimde Öğretmen ve Ailenin Rolü
Eğitimin en önemli ayaklarından biri öğretmen öğrenci ve ailedir. Bu ayaklardan en önemlisi öğretmen faktörüdür. Bu yüzden olmalı ki öğrenci her zaman donanımlı ve ilgili öğretmeni çok sever. Bir öğretmen yürekten eğitim verirse öğrencinin güçlü zayıf yönlerini fark edip ona göre öğrencisini yetiştirip bir yerlere gelmesine vesile olursa en iyi öğretmen olarak görülür.
Bu tarz öğretmenlerin eğitime ve rehberliğe çok ciddi katkı sunduğunu söyleyebilirim. Zaten öğretmenin içinde aktif olmadığı bir rehberlik tam anlamıyla rehberlik sayılmaz. Öğretmenin dersine hazırlıklı gelmesi, öğretmenin düzenli kitap okuma şekli, gündemi takip etmesi bu minvalde konuşması rol ve model açısından çok önemlidir.
Öğretmenin öğrenciye sadece program yapması yeterli değildir. Öğrenciyi günlük, haftalık, aylık kontrol etmesi asli görevlerinden biridir. Bu görevin dışında öğrenci ve aile arasında köprü kurması eğitime ciddi katkı sağlayacaktır. Öğretmenin eğitim sürecinde üslubuna dikkat etmesi hem öğrenciye hem de aileye dolaylı ya da direkt etki edecektir. Ailenin, öğretmenin yanında öğrenciyi şikâyet etmesi, rencide etmesi ya da öğretmenin, ailenin yanında öğrenciyi şikâyet etmesi ya da rencide etmesi çağdaş eğitime yakışmayan bir yaklaşımdır.
Üst düzey yaklaşımdan kastımız dildir, ahlaktır nerede nasıl konuşacağımızı bilmemizdir.
İyi bir eğitimin verilmesinin iyi bir aileden geçtiğine inanıyorum. Aile, bırakın çocukları kendilerini henüz hazır hale getirememişlerse çocuğu yetiştirmek uzun zaman alır. Özellikle arzuladığımız aile uyumlu ailelerdir. Birbirinden haberdar olup eşlerin birbirlerini tamamladığı aile tipini çok özlüyoruz.
Ailedeki eşlerin uyumu hem aile hem eğitim açısından çok önemli. Mantıksal olarak eş değer demek birbirine denk olan birbirine benzeyen bir tanımdır. Birbirine benzeyip evlenenlere eş diyoruz ya da eş değer birbirlerinin eşi olup değer veren olarak yorumluyoruz. Eşlerin aile içindeki tutum ve davranışı eğitim kurumlarını ciddi anlamda etkilemekte. Çocuklarına örnek olan bu ailelerin örnekliğinin fazla olması süreç açısından çok önemlidir.
Eğitime gönül veren, çabalayan, yüksek hedefleri olan öğrencilerin sorunlarını irdelediğimizde eğitim süreçlerindeki çoğu sorunun aileden kaynaklandığını dile getiriyorlar. Hocam eğitime başlıyoruz annemiz babamız da bizimle konuşmaya başlıyor. Nasıl yani? Diye sorduğumuzda birbirine değer vermeyerek bizleri üzüyorlar onlardan dolayı geceleri uykumuzu alamıyoruz, yorgun kalkıyoruz. Sabah kalkınca yine konuşuyorlar eğitim kurumlarına moralsiz gidiyoruz. Dersin başına geçtiğimizde hep aklımız onlarda kalıyor. Yıllardır böyle. Hocam siz söyleyin bu psikolojiyle ders çalışılır mı?
Bu sorunlardan yola çıkarak şöyle düşünebiliriz: Bizim çocuklarımızı üzme, yıpratma hakkımız yoktur. Basit kusurları büyütmek hem dinimize hem inancımıza hem de psikolojiye yakışan bir tutum ve davranış değildir. Aile kurumundaki eşlerin gerçekten eş olup eş değer olabilmelidirler. Çocukların psikolojilerini düşünerek, eğitimlerini düşünerek daha kibar, daha mantıklı davranmayı becerebiliriz. Çocuklarımıza eğitime sunduğumuz her katkı İnşallah sadaka-i cariye olur.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.