Emlak sektöründe arz-talep dengesizliği yaşanıyor

Emlak sektöründe arz-talep dengesizliği yaşanıyor

Geçtiğimiz yıldan bu yana yapı malzemelerindeki fiyat artışları nedeniyle durma noktasına gelen emlak sektöründe, konut kredisi faiz oranlarının düşmesiyle birlikte bu kez arz ve talep dengesizliği yaşanıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu II. Çeyrek Raporu, inşaat sektöründe durgunluğun yaşandığını ortaya koydu. Faiz oranları ve döviz kurunda yaşanan değişimlerin ardından sektörde art arda zamlar yaşandı. Geçtiğimiz yıldan bu yana yapı malzemelerindeki fiyat artışları nedeniyle sektör durma noktasına geldi.

Diyarbakır’da, emlak piyasasının geçen seneye göre daha iyi olduğunu belirten Emlakçı İsmail Babacan, krizden dolayı geçen yıl fazla konut inşa edilmediğini, sektörde sıkıntılar yaşandığını söyledi. Yılsonuna doğru gayrimenkul alımına olan talebin artması ile birlikte piyasanın hareketlendiğine dikkat çeken Babacan, "orta sınıfa' yönelik olarak satışa çıkarılan 400 bin liralık dairelere talebin fazla olduğunu, değeri 500 bin liranın üzerinde olanlarda ise talebin daha az olduğuna" vurgu yaptı.

Babacan, "Geçen sene büyük bir kriz vardı. Krizden dolayı konut ve faiz kredisi yüksekti. Millet, paralarını bankaya yatırıyor ve yaklaşık yüzde 2 buçuk civarında kâr elde ediyordu. Ondan dolayı emlak piyasası çok durgundu. Ekim ayından bu yana bankaların yüzde 0,98 ile 1,10 aralığında faiz oranı uygulaması ile kar elde edemeyen vatandaşların dairelere olan yönelimleri arttı ve bundan dolayı konut sıkıntısı çekiyoruz." dedi.

"Konut alacak olanların faize yönelmelerini tasvip etmiyoruz"

Gayrimenkul alımında nakit sıkıntısı çekenlerin faize yönelmelerini tasvip etmediklerinin altını çizen Babacan, "Millette nakit para olmadığı için gelen müşterilerin çoğu faize yöneliyor. Tabi ki biz bunu tasvip etmiyoruz." ifadelerini kullandı.

Babacan, “Bu çevredeki en ucuz kiralar bin 500 liradan başlayıp 2 bine kadar yükseliyor. Vatandaş, kiraya girmemek için elindeki tüm altınları satarak ev sahibi olmaya çalışıyor. Şu an hem satıcı hem de alıcı kârlıdır. Millet kiraların yüksek olmasından dolayı ev satın almak mecburiyetinde kalıyor ve bundan dolayı Diyarbakır’da dairelere ciddi bir talep var. Müteahhitler işe başlasalar piyasanın hareketleneceğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Daire alımlarında artan taleplere karşı arzda yetersiz kaldıklarından dolayı zorluklar yaşadıklarını ifade eden Babacan, "Müteahhitlerin tekrar işe başlamaları hem kendileri açısından hem de vatandaş açısından iyi olacak. Satılık daire sıkıntısı yaşandığından, vatandaşlar 5-10 bin liraya bakmadan mecburen dairelerini satın alıyorlar." diye belirtti.

"Müteahhitler, lükse kaçmadan daha uygun daireler yapmalılar"

Müteahhitlerin lükse kaçmadan orta sınıf insanlara göre daire yapmalarının hem onlar için hem de vatandaş için iyi olacağını söyleyen Babacan, "Fazla lükse kaçmaya gerek yok. 700 bin liralık daire yapacaklarına 350 bin liralık veya daha düşük daireler yaparlarsa, hem kendileri kar edecek hem de vatandaş sevinecek." dedi.

İnşaat firması yetkililerinden Müteahhit Emin Özer ise "Orta kesim diye bir şey kalmamış. 10 yıl önce orta kesim diye bir şey vardı. Ama şu an alım gücü olan insanların sayısı yok denilecek kadar azdır. Aradaki fark, uçurum haline gelmiş durumda. Herkesin ev sahibi olmasından yanayız ama imkânlar buna el vermiyor." ifadelerini kullandı.

"En iyi yatırım aracı gayrimenkuldür"

Ev, daire ve iş yeri alımlarının en sağlam yatırımlar olduğunu hatırlatan Özer, "İnsanların yatırımlarının yüzde 70’ini altın ve dolara çevirmesi bizim için iyi değil çünkü en iyi yatırım gayrimenkuldür. Altın ve dolardan ziyade yatırımlarını bunlara çevirmelerini istiyoruz. İnşaat yapmak eskiden zordu, şimdi daha da zor oldu. Bundan önceki projelerimizde 3+1 dairelerimizi 300-350 bin lira arasında satıyorduk ama şu an daire alan kişilere o fiyata satmak mümkün değil. En kötü daire fiyatları 400-450 bin lira olmuş. Daire alacak olan kişilere yansıtmamaya ve aynı zamanda elimizden geldiğince en uygun fiyata vermeye çalışıyoruz." şeklinde konuştu.

İnşaat malzemelerine yapılan zamlara değinen Özer, "Demirin tonu 5 bin lira olmuş. A’dan Z’ye ne varsa yüzde 100’leri bulan zamlarla karşı karşıyayız. İnşaat yapmak bizi artık çok zorluyor." dedi.

Konut türü tercihlerindeki etkenlere dikkat çeken Özer, "Doğu bölgesindeki aileler kalabalık oldukları için evlerinin küçük olmasını istemezler. Ama 3+1, 2+1’i tercih eden aileler de çoğalmış. Bunun nedeni ise eskiden eş dost birbirine gidip gelirdi. Şu anda ise misafirlik diye bir şey kalmadı. İnternet yüzünden aile bireyleri bile birbirilerinden uzaklaşıyor." ifadelerini kullandı.

Özer, "Maddi açıdan bakıldığında da 2+1 ile 4+1 dairenin doğalgaz giderleri bir değildir. Mesela yaptığımızda 128 dairenin 80 tanesi 4+1, 48 adette 2+1’dir ve bunların yapım masrafları arasında fark var." diye belirtti.

Gayrimenkul alacaklara da tavsiyelerde bulunan Özer, şunları söyledi:

"Konut alımında tavsiyem, inşaatı bitmiş bir şekilde dairelerini alsınlar ve daireyi satın alacakları müteahhidin geçmişindeki profiline baksınlar. Yani daha önce yaptığı işleri yarım bırakmış mı, bırakmamış mı? İşçiliğe ve dairenin konumuna da dikkat etsinler. Evi görsünler ve görmeden de almasınlar."

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.