Hasan YILMAZ
En güzel meslek olumlu düşüncemizdir
Tarihin sayfalarına baktığımızda insanlar sürekli bir hareketlilik içinde yaşamışlar. Bu hareketlilik farklı durumları hatırlatsa da biz değer eksenli düşünenlere Kâbe etrafındaki hareketliliği yani ‘'mahşeri kalabalığı'' hatırlatmıştır. Hareketliliği iki şekilde değerlendirebiliriz. Birincisi dünyevi, ikincisi ise kulluk vazifesinden doğan uhrevi hareketlilik.
Dünyevi heves ve arzuları hedef haline getiren ve bu uğurda durmadan koşturanların ‘'uhrevi'' hedeflerine baktığımızda bir çelişki görüyorum. Asıl gayenin çerçevesi küçük çizilirken dünyevi hedeflerin çerçevesinin büyük çizilmesi kişileri küçültmüştür. Yani sabah namazına kalkamadığını sitem ederek söyleyenler okuluna iş yerine dakikası dakikasında gidiyorsa bunun gerçekliği ifade etmediğini söyleyebilirim. İbadi ödevlerini yerine getirip dünyevi kazanımlarını uhrevi yatırıma dönüştürme düşüncesini taşıyanlar müstesnadır.
Tarihe baktığımızda bu kazanımları ebedi hayat için yatırım kaynağı olarak görenler köle azad etmiş, su kuyularını insanların hizmeti için tahsis etmiş, bazen gayret sarf etmeden Allah'ın verdiği bütün malı mülkü Allah'ın buyruklarının yerine getirilmesi adına hayırlı işlerde feda etmişler. Konuyu güncelleştirdiğimizde bazı insanlar Allah'ın rızasını kazanmak adına ihtiyaçları dikkate alarak kurumlar kuruluş inşa etmişlerdir.
Bu kurumlar, en ücra yerdeki insana bir nebze de olsa faydalı olmak adına mesailerini harcamışlar. Yöneticiler tarafından eksik bırakılan, unutulan hizmetleri gönül fedaileri olarak şikâyet, sitem etmeden telafi etmeye çalışmışlardır. Unutulan insanlara el uzatan bu halk çalışmalarını çok önemsiyor ve hikmetli buluyorum yani devletin el uzatmadığı ya da uzatamadığı bu yerlere halktan birilerin el uzatması takdire şayandır.
Konuyla ilgili dış ülkelerdeki çalışmalara baktığımızda bu işle uğraşanların çoğunun tanınmış simalardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu çalışmalarla ilgili fonlar oluşturulur, sanatçılar muhtaçlara destek olma adına konserler düzenler, öğrenciler bu kitle için çeşitli kampanyalar başlatır. Bu tür çalışmaların gerçekleşmesi için bir adımın yeterli olacağını, yıl da bir kez olsa da kuruluşlarımızın sanatçı kardeşlerimizden rica etmelerini, bu tür çalışmaların sosyal bütünleştirici olma özelliğinin yanında bir infak çalışması kapsamında değerlendirilmesini ümit edenlerdenim.
Nedir infak?
Yiyecek, içecek ve giyeceği olmayan fakir fukaranın ihtiyacını gidermek amacıyla onlara ihtiyaçları olanı vermek ve dağıtmak demektir. Bu konuda kudret sahibi ‘'Allah'ın rızasını kazanmak ve kalplerini sağlamlaştırmak için mallarını harcayanların misali; yüksek tepede bulunan, bol yağmur aldığından iki kat veren, bol yağmur olmasa da çisentisi düşen bahçenin misali gibidir. Allah işlediklerinizi görür.''(Bakara,265)
Her türlü fikre sahip olan ya da en yüksek makamları düşünen öğrencilerin bu dünya da en çok kazanç sağlayan meslekleri düşündüğüne şahit oluyorum. Asıl kazancı sağlayacak olan onların mesleklerinden ziyade düşünceleri olmalıdır. Niçin diye düşünürsek bu dünyadaki en yüksek ücreti teklif edenle ebedi bir ücreti teklif eden anlayış aynı olur mu? Hangi teklif ebedi bir yaşamdan daha değerli ya da hangi mekân cennet mekânından daha güzeldir? Karar sizindir!
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.