Endonezya -2
Bu gün Endonezya halkının %90 ‘a yakını Müslüman olarak değerlendirilse de bu oran İslam’ı gereği gibi anlayıp yaşayabilenlerin oranı değildir.
Bu gün Endonezya halkının %90 ‘a yakını Müslüman olarak değerlendirilse de bu oran İslam’ı gereği gibi anlayıp yaşayabilenlerin oranı değildir. Bu, gerek sömürge döneminde, gerekse bağımsızlık sonrasında izlenen cahilleştirme, yozlaştırma ve halkı islam’dan uzaklaştırma politikasının bir sonucudur. Ancak dinine bağlı olanlar da az değildir. Özellikle son yıllarda İslami şuurlanma daha da hız kazanmış ve bütün camiler cemaatlerle dolup taşmaya başlamıştır. Bunun yanısıra halkı yeniden islami kimliğine kavuşturma ve İslam’ı devlete yeniden hakim kılma amacı taşıyan cemaatler de bulunmaktadır. Bunlar hakkında özet bilgiler vereceğiz :
Serikat-ı İslam (İslam Birliği): 1921’de sömürgecilere karşı Serikat-ı İslam (İslam Birliği) adında bir örgüt kuruldu. Başlangıçta güçlü olarak yola çıkan bu hareket Hollandalıların çıkardığı fitneyle bölündü ve gücünü kaybetti. Bu hareket 1930’da Endonezya İslami Birlik Partisi (PS ll) adını aldı ve bağımsızlık sonrasında da siyasi parti olarak varlığını sürdürdü. 1973’te hükümet tarafından kapatılıncaya kadar da siyaset sahnesinde kaldı. Nahdat-ul Ulema (Alimler Dirilişi-NU): 1926’da kurulan Nahdat-ul Ulema (Alimler Dirilişi-NU) başlangıçta siyasetten uzak duruyor ve “iyiliği emir, kötülükten nehiy” görevini yerine getirme amacı taşıdığını bildiriyordu. 1953’te siyasi parti sıfatı kazandı ve 1984’ te kapatılıncaya kadar siyasi faaliyetlerini sürdürdü. NU ile aynı dönemlerde kurulan Muhammediye Cemiyeti davet çalışmalarına ağırlık vermiştir.
Hizbullah: Japon işgali döneminde Hizbullah adı verilen askeri guruplar oluşturuldu. Bunlar Hollandalılara karşı Japonlar tarafından eğitildiler. Ancak Hizbullah mensupları daha sonra Japonlara karşı da tavır aldılar. Japonların çekilmesinden sonra Hizbullah’ın Hollanda karşısında verilen mücadelede önemli etkinliği oldu. 1947’de adını Dar-ul İslam olarak değiştirerek, askeri kanadına da Endonezya İslam Ordusu adını vererek faaliyetini devam etti. Bağımsızlık sonrası kurulan yönetim bu örgüte karşı cephe aldı ve 1960‘larda büyük ölçüde dağıttı.
Bağımsızlığın ilanından sonra islami nitelikli birçok siyasi parti kuruldu. Bunlar:
Endonezya Müslümanları Şura Meclisi (MASJUM): Bu parti tanınmış İslami hareket önderlerinden Muhammed Nasır tarafından kurulmuş ve birçok koalisyon hükümetine katılmıştır.Ancak bu parti de 1967 yılında kapatıldı. Arkasından 1968’de Endonezya Müslümanları Partisi (PMI) kuruldu. Suharto bu partinin çalışmalarını da yasakladı. İslami amaçlı diğer partiler de hükümetçe kapatıldılar. 1940’larda kurulan ve öğrenciler arasında etkili olan İslami Öğrenciler Birliği 1985’te hükümetin baskısı sonucu dağıldı.
Halen varlığını sürdüren İslami teşkilatların başında şu ikisi gelmektedir :
Endonezya İslami Öğrencileri (PII) : Özellikle üniversite öğrencileri arasında faaliyet yürütmekte ve öğrencilere İslami - siyasi şuur kazandırmaya çalışmaktadır. Yaklaşık 5 milyon üyeye sahip olan PII ‘nin gençlik üzerinde etkisini gören yönetim, örgüt yöneticilerine ağır baskı yaptı ve kendini fesh etmesini istedi. Daha sonra Gençlik Sorunları Bakanlığı bu örgütün meşruiyetini kaybettiği yolunda açıklama yaptı. Ancak PII ağır baskıya rağmen yoluna devam etti. Bunların yanı sıra devlet kontrolü dışında çeşitli cemaat faaliyetleri yürütülmektedir. İslami örgütlenme üzerindeki ağır devlet baskısı bazı Müslüman Davetçileri sadece camilerde vaaz vermek ve ev sohbetleri düzenlemek suretiyle faaliyette bulunmaya zorlamaktadır. Halkın bu vaazlara ve sohbetlere ilgisi büyüktür. Bilhassa İslami kimliğe sahip siyasi partilerin kapatılması halkı bu tür vaaz ve sohbetlere yöneltti. Bunu gören hükümet vaazlarada sansür getirdi ve konuşulacak şeylerin önceden inceletilmesi ve izin alma zorunluluğu getirdi. Bu kez ev sohbetlerine daha çok ağılık verildi ve “usre (aile)” adı verilen gruplar oluşturuldu. Bu gruplar merkezi otoriteden mahrum olmakla birlikte belli bir bölgedeki usreler arasında işbirliği olmaktadır. Hükümet usrelere karşı da savaş açtı. Sık sık bu sohbetlere baskınlar düzenleyerek katılanlar mahkemelere sevk edildi. Ancak son yıllarda Ilımlı İslamcı diye bilinen bazı yöneticilerin iş başına gelmesiyle müslümanlar üzerindeki ağır baskı da ortadan kalktı. Hatta Açe Özgürlük Hareketiyle imzalanan barış antlaşmasında bunun da etkisi olduğu söylenebilir.
4 Aralık 1976 yılında Hasan Tiro liderliğinde hayata geçirilen “Açe Özgürlük Hareketi” ‘nin temel amacı, yüzyıllarca bağımsızlığını korumuş ve bağımsızlık ilkesini inandıkları dini değerlerden almış olan Açe halkının Endonezya Devlet’inden bağımsız İslam’i siyasal bir bütünlük olmasıydı. Otuz yıl süren mücadelelerinde “Açe Özgürlük Hareketi” (GAM) varlığını devam ettirmekle birlikte, Açe eyaletinde Açe halkı, Endonezya Ordusunun büyük baskısına maruz kalmış ama her şeye rağmen GAM, halk’tan aldığı desteği sürdürmeye devam etmiştir. 26 Aralık 2004 tarihinde yaşanan deprem ve ardından gelen tsunami ile Endonezyanın Açe eyaleti, en büyük yıkımların yaşandığı coğrafya olmuştur. Hem GAM hem de Endonezya Hükümeti Açenin yeniden yapılandırılmasının ancak aralarında varılacak bir anlaşma ile sağlanabileceğini gördüklerinden, 2001- 2003 yıllarında denenmiş olan barış görüşmelerine yeniden başlandı ve 15 Ağıstos 2005 tarihinde bir anlaşma imzalayarak bunu hayata geçirdiler. Müslümanlar açısından önemli olan bu anlaşmanın bazı önemli maddeleri şunlardır :
1- Açe Eyaleti sınırları, 1 Temmuz 1956 yılında belirlendiği şekliyle kabul edilecektir.
2- Açe Eyaleti, bayrak, işaret ve milli marşının da içinde bulunduğu bölgesel sembolleri kullanma hakkına sahip olacaktır.
3- Anlaşmanın imzalanmasından sonra mümkün olduğunca kısa sürede Endonezya Hükümeti, ulusal kriterler çerçevesinde, Açe de siyasal partilerin faaliyete geçmesine olanak tanıyacaktır. Açe Halkının yerel siyasal partiler konusundaki isteklerini anlayışla karşılayan Endonezya Hükümeti, Parlamento ile iş birliği halinde antlaşmanın imzalanmasından bir yıl sonra veya en geç onsekiz ay içerisinde Açe’de yerel siyasal partilerin oluşumuna olanak tanıyacak siyasal ve anayasal koşulları sağlayacaktır.
4- Endonezya Hükümeti ; anayasal prosedürlere uygun olarak, anlaşmanın imzalanmasından en geç on beş gün içerisinde, GAM üyelerini kapsayacak şekilde genel af ilan edilecektir.
5- Çatışma nedeniyle yakalanmış bulunan siyasal suçlular ve hükümlüler şartsız olarak antlaşmadan sonra en geç on beş gün içerisinde serbest bırakılacaktır.
6- Hüküm giymiş ve cezai müeyyidesini doldurmuş Endonezya vatandaşı olan herkes, Açe’ deki ve ulusal düzeydeki her türlü siyasal süreçte serbestçe yer alma hakkının da içinde yer aldığı her türlü siyasal ekonomik ve sosyal haklardan istifade etme hakkına sahip olacaktır.
7- Endonezya Hükümeti ve Açe yetkililileri, GAM ’da yer almış olanların topluma yeniden entegrasyonlarına yardımcı olmak amacıyla işbirliği yapacaklardır. Bu bağlamda alınacak tedbirler arasında, siyasal suçlu hükmünden çıkartılmış olan GAM savaşçılarına yönelik ekonomik yardımlar da bulunmaktadır. Açe yetkilileri yönetimi altında “Topluma Entegrasyon Fonu” oluşturulacaktır.
8- Yaşanan çatışmalar sürecinde çeşitli sebeplerle malları zarar gören özel mülk sahiplerine, Açe yetkililileri yönetiminde gerekli ödemeler yapılacaktır.
9- Endonezya Hükümeti, GAM savaşçılarının topluma entegrasyonu ve siyasal suçlularla çatışmalardan zarar gören sivil vatandaşların kayıplarını sağlamak amacıyla Açe yönetimine yeterli toprak ve fon sağlayacaktır.
10- GAM savaşçıları, herhangi bir ayırımcılığa maruz kalmaksızın Açe‘deki polis ve ordu birliklerinde görev alma hakkına sahip olacaklardır.
11- Endonezya Hükümeti Açe dışından getirilmiş olan bütün askeri varlığını geri çekecektir.
15 Ağustos 2005 tarihinde Finlandiya’ nın başkenti Helsinki’ de varılan bu üç’lü anlaşma metni Açeli Müslümanlara büyük imkanlar sağladı. Hatta bu yüzden Açe kendisini bir şeriat devleti olarak tanımlıyor (NENGARA ACEH DARUSSELAM) Daha önce değindiğimiz gibi Açe’li halkın tamamı müslüman. Küçük yaşta başlayan din eğitimi Açe’lilerin kendilerini islami duyarlılık içerisinde bulmalarına sebep teşkil etmektedir. İslam’a olan bağlılık çok üst derecededir. Namaz kılma oranı çok yüksek. Bir kısmı şuurlu olmasa bile bayanların tamamı baş örtülü. Özellikle dışarı çıkarken kadınlar mutlaka başlarını örterler. Okullarda ise başörtüsü mecburi. Tesettür, kadın - erkek ilişkileri haremlik-selamlık gibi toplumsal meselelerde duyarlılık var.
Bir dahaki sayıda görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olunuz.
İnzar Dergisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.